Kura sistemi dışına çıkarak hacca gitmek caiz mi?
Hac ibadeti, İslam'ın beş şartından biridir ve belirli zamanlarda, belirli mekânlarda ve belirli şekillerde yerine getirilmesi gereken bir ibadettir. Ancak kur'a yöntemiyle hacca gidemeyenlerin başka yollar denemesi dinen caiz mi?
Yalan Beyan islam Ahlakına uygun değil
Diyanet İşleri Yüksek Kurulu, kur’a yöntemi dışında hacca gitmek için yalan beyan verilmesinin dinen caiz olmadığını belirtiyor. Kurul, gereğini yapmayacakları hâlde farklı meslek vizeleri almak suretiyle hacca gitmenin İslâm ahlakıyla bağdaşmadığını ifade ediyor:
" Bu ibadetin kabul edilmesinin şartları, hacca gidecek kişinin Müslüman, ergenlik çağına ulaşmış ve akıl sağlığının yerinde olması, hac mevsiminde Mekke’de bulunmasıdır. Bu şartları yerine getiren kimsenin hac ibadeti fıkhî ölçüler dâhilinde şeklen geçerli olur.
Kur’a yöntemiyle hacca gidemeyenlerin, gereğini yapmayacakları hâlde değişik meslek vizeleri almaları, yalan beyan anlamına geleceğinden dinen caiz değildir."
Bu açıklamadan kura dışı da olsa şeklen ve fıkhen hac ibadetinin geçerli olduğunu anlıyoruz. Yalan beyanla hacca gitmek caiz değil.
Kura dışı uygulamalarda kurada olanların hakkı yenmiyorsa, kuradaki hac adayının sırası gasp edilmiyorsa, bu şekilde kura dışı uygulamalarla hacca gidenlerin yaptığı hac ibadetinin geçerli olup olmadığı Allah'ın takdirindedir.
Meslek vizeleri ve Hac: Şoför ve kasapların durumu nedir?
Din İşleri Yüksek Kurulu, mesleklerini icra eden şoför ve kasapların hac yapabileceğini belirtiyor. Yani, Hac mevsiminde hac mekanlarında eğer gerçekten mesleğini icra ediyorsa, bu kişilerin hacca gitmesi, hacı olması mümkündür.
Aynı şekilde kura dışı, yasa ve yönetmeliklerin sağladığı başka imkanlarla, örneğin başka ülke kontenjanlarından, ya da hac yönetiminden sorumlu ülkenin sağladığı imkanlardan faydalanmak suretiyle, başkasının sıra ve hakkını çalmadan hac yapmak mümkündür.
Hacca Gitmeden Önce Helallik Almak şart mı?
Hacca gitmeden önce çevresindekilerle helalleşmenin dinî önemi büyük. Resûlullah (s.a.s.), kul haklarının ihlal edilmemesi gerektiğini ve bu hakların helalleşmeden affedilmeyeceğini belirtmiştir. Hacca gitmeden önce helalleşmek, haccın adabından sayılır ancak haccın geçerliliği için şart değildir.
Veda Hutbesi’nde Resûlullah Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! … Sizin canlarınız, mallarınız, ırz ve namuslarınız, bu beldeniz içinde, bu ayınızda, bu gününüzün haramlığı gibi Rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır)…” (Buhârî, Hac, 132)
Yine bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kimin yanında kardeşine ait bir hak varsa, o haksızlıktan dolayı hak sahibiyle helalleşsin. Gerçek şu ki, kıyamette asla altın ve gümüş yoktur. Kardeşinin hakkı için kendi sevaplarından alınmadan evvel, dünyada onunla helalleşsin. Ahirette zalimin o hakkı karşılayacak sevapları bulunmazsa, kardeşinin günahlarından alınır da o zalimin üzerine atılır.” (Buhârî, Rikâk, 48 [6534]; Mezâlim, 10 )."
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu konudaki kararı şöyledir: "Hacca giden kişinin yolculuğa çıkmadan önce çevresindekilerle ve hukuku olan kimselerle helalleşmesi, haccın adabından sayılmıştır. Ancak helalleşme, haccın sıhhatinin şartlarından olmadığı için helalleşmeden hacca giden kişinin haccı geçerlidir."
Hac İbadeti ile bütün günahlar affolur mu?
Hz. Peygamber (s.a.s.), hac ibadetinin önemini ve faziletini vurgulayan hadisler söylemiştir. Ancak, haccın tüm günahları affettiğine dair rivayetleri doğru anlamak önemlidir..
Küçük günahlar, iyi amellerle affedilebilirken, büyük günahlar tövbe ve istiğfar gerektirir. Kişinin, namaz, oruç ve zekât gibi farzları yerine getirmesi ve kul haklarını ödemesi şarttır.
Resûlullah Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Kim Allah için hacceder de (Allah’ın rızasına uymayan) kötü söz ve davranışlardan ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, annesinden doğduğu günkü gibi (günahlarından arınmış olarak hacdan) döner."
Bir başka hadiste de; “Hacılar ve umre yapanlar Allah’ın (evinin) ziyaretçileridir. Kendisine dua ederlerse dualarına icabet eder, O’ndan bağışlanma dilerlerse onları bağışlar.” buyrulmuştur
İyilik ve ibadetler kötülük ve günahları temizler
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu konudaki kararı şöyledir: "Benzer ifadeler başka ibadetlerle ilgili olarak da kullanılmıştır.
Mesela Resûlullah Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:“Beş vakit namaz, cumadan cumaya kılınan cuma namazı, Ramazan’dan Ramazan’a tutulan Ramazan orucu, büyük günahlardan uzak kalındığı sürece, arada işlenen küçük günahların bağışlanmasına vesiledir.” (Müslim, Tahâret, 16)
Bir başka hadiste de; “Her kim Ramazan’ı farz olduğuna inanarak ve ecrini de umarak oruçla geçirirse, daha önce işlediği günahları bağışlanır.” buyrulmuştur. (Buhârî, Îmân, 28)
Sonuç olarak anlıyoruz ki, samimiyetle pişman olup tevbe eden, günahı terk eden kulunu Allah affeder. Tüm günahlarını da bağışlayabilir. Hac ibadeti de tüm günahların bağışlanması için bir vesiledir. Hac en büyük istiğfar ve tevbelerden biridir.