Kuran-ı Kerim’de geçen sayılardan biri de 5 bin sayısıdır. Bu yazımızda 5 bin sayısının geçtiği ayet-i kerimenin tefsirini paylaşacağız
BEŞ BİN MELEĞİN GELECEĞİ SAVAŞ
“Evet, siz sabır gösterir ve Allah’tan sakınırsanız, onlar düşmanlarınız hemen şu anda üzerinize gelseler, Rabbiniz, nişanlı beş bin melekle sizi takviye eder.” (Al-i İmran 125.)
Yine Bedir... Yine Uhud... Kuran-ı Kerim’de önemine binaen tekrar edilen konular vardır. Büyükler: “Et-tekraru ahsen, velev kane yüz seksen.” derler.
Tekrar güzeldir. Yüz seksen defa bile olsa... Hayatımız Bedir ve Uhud’lardan ibarettir. Bu hayatta kazanmak da var, kaybetmek de... Hayat imtihanın bir kuralıdır bu. Tekrar tekrar bu kuralı hatırlamak gerekiyor.
Allah (c.c.) bu ayet-i kerimede 5 bin melekle İslam ordusunu takviye edeceğini haber veriyor. Meleklerin yardıma geldiği ilk savaş Bedir savaşıdır. Bu savaşta 1000 melek hazır bulunmuştur.
Bedir, Medine’nin 160 km. güneybatısında, Kızıldeniz sahiline 30 km. uzaklıktadır. Bedir; Medine, Mekke ve Suriye kervan yollarının birleştiği yerde bulunduğu için önemli bir konuma sahipti. Mekkeli müşriklerin kervanlarının çoğunun güzergâhı burası idi…
Resulullah Efendimiz (s.a.v) Bedir’de, Muhacirlerin gasp edilen malları ile donatılan ve Suriye’den dönmekte olan Kureyş kervanına baskın yapmayı hedeflemişti.
Bedir’de, Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v) müşrik ordusuna baktı; karşısında bin kişilik bir ordu vardı. Ashâbı ise üç yüz on üç kişi idi. Kıbleye yöneldi. Ellerini kaldırdı. Allah’a şöyle dua etti: “Ey Allâh’ım! Bana olan va’dini yerine getir! Bana zafer ihsân eyle! Ey Allâh’ım! Eğer İslâm’ın bu topluluğunu helâk edersen, artık yeryüzünde Sana ibâdet edecek kimse kalmayacak!”
Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v) o derece ellerini semâya kaldırıp dua ediyordu ki, ridâsı omzundan düştü. Bunu gören Hz. Ebû Bekir (r.a), Rasûlullâh Efendimiz’in (s.a.v) yanına gelerek ridâsını aldı, omuzuna geri koydu ve: “Ey Allâh’ın Rasûlü! Rabbine olan yalvarman yeterli değil midir? Allâh Teâlâ Sana olan vaadini mutlakâ yerine getirecektir.” dedi.
Bedir’de Allah’ın (c.c.) meleklerini yardıma göndermesi Enfal suresinde yer almaktadır: “Hatırlayın ki, siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da, ben peşpeşe gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu. Allah bunu meleklerle yardımı sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatışsın diye yapmıştı. Zaten yardım yalnız Allah tarafındandır. Çünkü Allah mutlak galiptir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.”
Bedir’de Hz.Cebrail komutasında 1000 melek hazır bulunmuştu. 1000 melek savaş alanını kuşatmıştı. İslam ordusunu korumaya almışlardı ve ihtiyaç durumunda İslam askerlerine manevi yardımda bulunuyorlardı. Onların varlığı her şeyden önce bir moraldi.
BEDİR’DE ALLAH’IN VAADİ GERÇEKLEŞTİ: Tarih: 17 Ramazan Hicri 2; Miladi 14 Mart 624 idi. Günlerden Cuma idi. İslam ordusu; 74’ü Mekkeli muhacir; geri kalanı Medineli ensar olan, toplam 313 askerden oluşuyordu. 2 at, 70 deve ve yetersiz sayıda silah…
Karşılarında 1000 bin kişilik Kureyş ordusu… İslam ordusu Müşrik ordusu karşısında… Madden zayıf görünseler de en büyük güçleri ve silahları imanları idi. Sabahın erken saatlerinde iki ordu karşı karşıya geldi ve Bedir’de Allah’ın vaadi gerçekleşti.
Allah’ın yardımı ile Müslümanlar; müşriklerin ileri gelenlerinden yetmişini öldürüp, yetmişini de esir aldılar. Allah mü’minleri aziz; şirki ve müşrikleri zelil kıldı. Melekler Allah’ın askerleridir. Müminler de öyle… Ancak zafer ne meleklerin ne de insanların elindedir: “Zafer, yalnızca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah katındandır.”
Aslında meleklerin ne varlığının ne de sayısının bu zaferde bir önemi yoktur. Allah (c.c.) ister meleksiz, ister bin, ister 3 bin, ister 5 bin melekle, dilediği şekilde Müminlere yardım eder. Müminlerin sabır, ihlas ve gayreti ölçüsünde de bu yardım ve sayı takviyesi artar: “Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bu sayede rahatlasın diye yaptı.”
Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v) Bedir günü: “İşte Cebrâîl! Atının başından tutmuş, üzerinde de savaş techizâtıyla!” buyurdular.
UHUD’DA BEKLENEN ZAFER
Uhud günü, Bedir günündeki gibi zafer elde edilememesi üzerine Allah (c.c.) Al-i İmran suresindeki şu ayet-i kerimelerle moral ve müjde vermiştir:
“Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah, Bedir’de de size yardım etmişti. Öyle ise, Allah’tan sakının ki O’na şükretmiş olasınız. O zaman sen, Müminlere şöyle diyordun: İndirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi takviye etmesi, sizin için yeterli değil midir? Evet, siz sabır gösterir ve Allah’tan sakınırsanız, onlar düşmanlarınız hemen şu anda üzerinize gelseler, Rabbiniz nişanlı beş bin melekle sizi takviye eder. Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bu sayede rahatlasın diye yaptı. Zafer, yalnızca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah katındandır.”
HAYAT BEDİR VE UHUD’DUR.
Dünya hayatı imtihan sahasıdır. Bu imtihan sahası Allah’ın hâkimiyeti altındadır. Allah hükmü gereği herkese çalıştığının karşılığını verir. Başarı ve zafer de bir takım çabalara bağlıdır. Müslümanlar sabır, ihlas ve gayretleri ile bu başarıyı hak ettiklerinde, Allah zaferini Müminlerden esirgemez.
Allah (c.c.) yaptığı her işi bir kader, ölçü yani bir yasa üzerine yaratır. Kullarına yapacağı yardımı da bir yasaya bağlamıştır. Buna sünnetullah yani Allah’ın kanunu denir.
Allah’ın görünen ve görünmeyen orduları vardır. Bazen bir rüzgâr, bazen bir yağmur, bazen arılar, bazen melekler ve Müminler eliyle Allah (c.c.) hükmünü hâkim kılar. Hakikatte Allah öyle bir irade ve kudrete sahiptir ki, hiçbir kuluna ihtiyacı yoktur. O, “ol der olur”.
Hayat bazen bir Bedir gibi, bazen de bir Uhud gibidir. Mümin için bu hayatta sevinç de vardır, hüzün de vardır.
Hepsi birer imtihan Can! Biz kulları açısından asıl mesele; Allah’ın (c.c) koyduğu esaslar ölçüsünde yaşayıp ilahi yardımı hak edecek adımlar atmaktır.
Âlimlerimiz yardım için gelen meleklerin, elde kılıç savaşıp savaşmadıklarını da tartışmışlardır. Kesin olan bir şey var ki; Allah’ın vaadinin bir göstergesi olarak melekler Bedir’de hazır bulunmuşlardır.
Kaynak: Sayıların Tefsiri, Ayhan Talha Bayraktar, Ravza Yayınları