Yaşlanma Üzerine Çarpıcı Teoriler ve Keşifler
Biyolojik Aktiviteler ve Yaşlanma
Yaşlanmayan insan yoktur. zaman geçtikçe yaşayan insan kaçınılmaz bir şekilde yaşlanıyor. Günümüzde ortalama insan ömrü 75 yıl. Özellikle 40 yaşından sonra insan bedeninde yaşlanmanın izleri etkisini arttırmaya başlıyor. 70 yaşından sonra bakım , makyaj vb şeylerle maskelenmeye çalışılsa da yaşlılık insan bedenini esir alıyor.
İnsanlık tarihi ve dini kaynaklar gösteriyor ki insanın ölüme çare bulması mümkün değil. Yaşlanmayı engelleyebilmesi de tüm çabalarına rağmen mümkün olmuyor.
İnsanın elinde tek şey kalıyor; sağlıklı ve dengeli beslenme, spor ve yürüyüş, ruhsal sağlık ile kaliteli yaşam sürmek...
Bizi yaratan ömrümüzü, ecelimizi ve biyolojik saatimizi de planlamış.
Zaman içinde vücudumuzda gerçekleşen kimyasal reaksiyonlar, organlarımızda yıpranmaya yol açıyor. Bilim insanları bu sürecin özellikle böbrek ve kalp üzerinde olumsuz etkiler yarattığını belirtiyor.
Genetik Programlama ve Yaşam Süresi
Bir başka görüşe göre ise, yaşam süremiz genetik olarak önceden belirlenmiş durumda. İlahi Program, hücrelerimiz üzerinden yaşlanmamızı kontrol ediyor, yeterli sayıda hücre öldükten sonra organlar gereken düzeyde çalışmıyor ve insan ölüyor
İnsan ömrünün tarih boyunca uzadığını iddia etmek yanlış olur. Tarihte daha uzun ömürlü toplumlara ve insanlara dair bilgiler var.
Bilim insanları 150 yıla kadar yaşayabileceğimizi söylüyorlar. Bugüne kadar resmi kayıtlara geçen en uzun insan ömre, Japon Shigechiyo Izumi sahip olmuş.Bu kişi 120 yıl 237 gün yaşamıştır. Kuran-ı Kerim ayetleri, Nuh Peygamberin 950 sene elçilik yaptığını bildirir. Varın ömrünü siz düşünün ki bazı rivayetlere göre Hz. Nuh 1250 sene yaşamıştır.
İslam inancına göre ömrü ve eceli belirleyen yüce Yaratıcı Allah'tır. Bu ömrü değerlendirmek de insanın iradesine emanet edilmiştir.
Meyve Sineği Deneyleri
Bilim insanları, meyve sineklerinin genleriyle oynayarak, daha uzun ömürlü sinekler elde etmeye çalıştı. Bu bilim adamlarının iddialarına göre; ilk bulgular başarılı olduklarına dair sonuçlar verdi.Bu sineklerin diğerlerinden farkları oksitlenmeyi önleyen enzim nedeniyle, savunma sistemlerinin daha güçlü olması ve yağ depolama kabiliyetleri bakımından açlığa dayanıklı olmaları idi. Ancak gerçekte Meyve sineği üzerinde yapılan araştırmalar, insan ömrü ve yaşlanmayı geciktirme konusunda ciddi bir ipucu verememiştir.
Fareler ve İnsan Ömrü
Bilim insanları, İnsan genetiğine daha yakın olan fareler üzerinde yapılan çalışmalarla, yaşlanma sürecine dair daha net bilgiler elde edebileceklerine inanıyorlar. Ancak bu alanda da henüz ciddi bir sonuca ulaşabilmiş değiller.
Metabolizma Hızı ve Yaşam Süresi
Elde ettikleri sonuç şu: metabolizması yüksek, yani oksijeni çok hızlı yakan canlılar, yavaş yakanlara göre daha az yaşıyorlar. Örneğin, farelerin metabolizmik hızları insandan daha yüksek. Ancak 3 yıldan fazla yaşayabiliyorlar.
E ve C Vitaminlerinin Rolü
Son dönem araştırmaları, E ve C vitaminlerinin antioksidan özellikleri sayesinde yaşlanmayı geciktirebileceğini ortaya koyuyor. Bu da sağlıklı beslenme açısından önemli bir tavsiye olmaktan öteye geçemiyor.
Kanser Hücreleri ve Yaşlanma
Bilim adamlarının elinde yaşlanmaya karşı son bir umut gözüküyor. Belki şaşıracaksınız o da kanser...
"İnsan vücudunda bölünebilen tek hücre türü kanser hücresidir. Dolayısıyla kanser araştırmaları, yaşlanma sürecinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilir." - Uzmanlar
Bu heyecan verici bilimsel çalışmalar, yaşlanmanın gizemini çözmeye yönelik önemli adımlar atıyor. Ancak insaoğlu olarak şunu da itiraf edelim: Ölüme ve yaşlanmaya karşı gerçekte kaç adım atabilmişiz belirsiz. Hatta sıfır adım diyebiliriz. Çünkü istesek de istemesek de önlem alsak da almasak da yaşlanıyoruz. Ömrü biten eceli gelen de ölüyor.
Hazırlayan: Ayhan Talha Bayraktar