İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen hapis ve siyasi yasak kararı sonrasında Türkiye siyasetinde tansiyon yeniden yükseldi. Kararın ardından CHP cephesinden en dikkat çeken adımlardan biri, Genel Başkan Özgür Özel’in hükümete yakınlığıyla bilinen bazı markalara yönelik boykot çağrısı oldu.
Özgür Özel, mahkeme kararının ardından yaptığı açıklamada, “Demokrasiye sahip çıkmanın bir yolu da ekonomik tutum almaktır” diyerek bazı medya kuruluşları ve firmaların ürünlerinin satın alınmaması yönünde çağrıda bulundu. CHP yönetimi bu çağrıyı organize etmek üzere “boykotyap.com” adlı bir internet sitesi kurdu. Siteye kısa süre içinde erişim engeli getirilirken, çağrı “boykotyap.net” adresi üzerinden sürdürülüyor.
Boykot listesinde Doğuş Grubu’na bağlı NTV, Star TV ve Nusr-Et restoranlarının yanı sıra, Espressolab, Ülker, D&R, İdefix, TRT, TGRT, Milli Piyango, İhlas Grubu’na bağlı bazı firmalar ve çeşitli turizm ve medya şirketleri yer aldı. Listeye göre bu şirketlerin, hükümet yanlısı yayın organlarına reklam vermesi ve yaşanan hukuksuzluklara karşı sessiz kalmaları boykot gerekçesi olarak sunuldu.
Ancak kamuoyunda bu çağrıya dair çeşitli soru işaretleri de oluştu. En çok dikkat çeken eleştirilerden biri, boykot edilen markaların neredeyse tamamının Türk sermayeli olmasıydı. Yani bu süreçte ne uluslararası zincirler ne de Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı sermayeli şirketler gündeme geldi. “Hükümete tepki gösterilecekse neden sadece yerli markalar hedefte?” sorusu özellikle sosyal medyada çokça tartışıldı.
Hükümete yakın medya organlarına reklam veren firmalar eleştirilebilir; ancak on binlerce kişiye istihdam sağlayan yerli markaları “hedef gösterme” noktasına gelinmesi, muhalefetin kendi tabanında dahi rahatsızlık yarattı. Bazı şirketlerse neden boykot edildiklerini bile bilmediklerini açıkladı. Espressolab yetkilileri, “Biz neden bu listede yer alıyoruz, anlayabilmiş değiliz,” diyerek tepki gösterdi.
