Toplantı korkusu nedir, neden olur?
Toplantı korkusu, uzmanların “toplantı anksiyetesi” olarak adlandırdığı bir durum. Aslında toplum önünde konuşma korkusunun özel bir türü. Genelde iş yerlerinde, kalabalık ortamlarda, patron ya da üst düzey yöneticilerin karşısında konuşmak gerektiğinde ortaya çıkıyor.
Ellerin terlemesi, kalp çarpıntısı, sesin titremesi, unutkanlık, konuşmaya cesaret edememe gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Peki neden oluyor? Mart 2025 güncel psikoloji araştırmalarına göre en temel sebep, “yargılanma korkusu”. Kişi, yanlış bir şey söylerim, küçük düşerim, beceriksiz görünürüm endişesiyle içine kapanıyor.
Kimlerde daha sık görülüyor?
Toplantı korkusu özellikle içe dönük, mükemmeliyetçi ya da otoriteye karşı çekingen bireylerde daha sık görülüyor. Yeni bir işe başlayanlarda, üst yönetimle daha önce etkileşime geçmemiş çalışanlarda ve performans baskısı altında olan kişilerde bu durum yaygın.
Kadın çalışanlar arasında bu kaygı biraz daha fazla yaşanıyor, özellikle erkek egemen ortamlarda fikir belirtme korkusu gelişebiliyor. Ancak erkeklerde de bu durum sessiz bir baskı olarak kendini gösterebiliyor.
Yani kısacası: Sessiz kalanlar, korktuğu için konuşmayanlar az değil, sadece gizliyorlar.
Toplantı korkusu nasıl yenilir
1. Önceden hazırlanmak:
Ne kadar çok hazırlanırsanız, o kadar az korkarsınız. Konuşacağınız konuya çalışmak, önemli notları yazmak ve birkaç kez prova yapmak özgüveni artırır.
2. Nefes egzersizi yapmak:
Toplantı başlamadan önce derin nefes alıp yavaşça vermek, vücudun “sakinleş” komutunu algılamasına yardımcı olur. Özellikle 4 saniye nefes al, 4 saniye tut, 4 saniyede ver yöntemi, Mart 2025'te önerilen en etkili gevşeme tekniklerinden biri.
3. Göz teması yerine odak noktası seçmek:
Toplantı sırasında herkesin gözünün içine bakmak yerine, odada sabit bir noktaya (masa üstü, bilgisayar köşesi) bakmak heyecanı azaltır.
4. Küçük cümlelerle başlamak:
Toplantıya kısa bir “evet bu konuda ben de birkaç şey söylemek istiyorum” gibi giriş cümleleriyle dahil olmak, zihni açar. Kısa, net ve sade cümleler hem anlaşılır hem de stres yaratmaz.
5. Vücut dilini desteklemek:
Eller açıkta ve kontrollü hareket ederse, beyin “rahatım” sinyali gönderir. Çapraz kollar, gizli korkunun işaretidir.
6. Olumsuz düşünceyi dönüştürmek:
“Rezil olacağım” yerine “fikrim değerli” demek, “beni yargılayacaklar” yerine “herkesin fikri olur” diye düşünmek, zihinsel bariyerleri yıkar.
Uzmana başvurmak gerekir mi?
Toplantı korkusu günlük hayatı etkiler hale geldiyse, yani kişi toplantıya girmemek için rapor alıyor, bahaneyle kaçıyorsa ya da işi bırakmayı düşünüyorsa, bu noktada bir psikolog ya da terapist desteği önerilir.
Bilişsel davranışçı terapi (BDT) yöntemi, bu tarz sosyal fobilerin aşılmasında en etkili tedavi yöntemlerinden biri olarak gösteriliyor.
Toplantı korkusu zamanla geçer mi?
Evet, ancak sadece zamanla değil, farkındalıkla ve pratikle geçer. Ne kadar çok toplantıya katılır, kendinize küçük konuşma fırsatları verirseniz, o kadar çok gelişirsiniz. Tıpkı bisiklet sürmek gibi: İlk seferde düşersiniz ama sonra alışırsınız.
Her fikir kıymetlidir. Belki senin söyleyeceğin tek bir cümle, bir projenin kaderini değiştirir. O yüzden korkunun üzerine gitmek, hem kişisel gelişimin hem de kariyer basamaklarının anahtarıdır.