Proje Okullarına yapılan başvuruların sonuçları 8 Nisan Salı günü açıklandı. Kimi öğretmenin başvurusu kabul edilirken kimininki reddedildi.
Diyeceksiniz ki bunda ne var canım, zaten normal olan bu, hayatta herkes bir şey talep eder ancak bu sadece birilerine nasip olur, illa ki kontenjan gereği birileri dışarda kalmak zorunda. Doğru çok haklısınız, mecburen birilerininki kabul edilmeyecek. Ancak her şeyin bir kuralı kaidesi olması gerekir değil mi? Yani “falanca sebepten ötürü, şu şartlardan dolayı falanın başvurusu kabul edildi falanınki reddedildi” şeklinde bir kuralı olsaydı eğer herkes yoluna bakardı. Ne bakanlığın açıkladığı kılavuzda herhangi bir usulden bahsedilmiş ne de il ya da ilçe müdürlüklerinin zihnimizi aydınlatacak bir izahı mevcut. Hani usulsüz vusül olmazdı?
Hiçbir şeffaflığın olmadığı böylesine bir ortamda doğal olarak öğretmen arkadaşlarımız bazı şeyleri sorguluyorlar. Kim hangi sebeple atanmaya layık görüldü veya reddedildi? Hizmet puanı veya hizmet süresini mi esas aldınız? Lisansüstü çalışması olanı mı tercih ettiniz? Ya da insanların diline, dinine, ırkına göre mi bir seçim yaptınız? Veya ‘birileri’ sırf ‘birilerini’ istedi de o yüzden mi mecbur kaldınız? Sendikalar bu atamalarda kaç türlü dolap döndürdü mesela?
Bunların hiçbirinin açıklaması yok ne yazık ki. Bir yerlerden bir ses geliyor, bir boru ötüyor belli ama boruyu öttürenin kim olduğunu açık etmiyorlar. Gelgelelim hakikatin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Gerçi er geç demek yanlış olur çünkü meslektaşlarımız dönen dolapların zaten farkında. Ama buna ses çıkarmayan, bu yanlışa dur demeyip onların böyle pervasızca başına buyruk hareket etmelerine sebep olan da yine bizim kendi mesai arkadaşlarımız ne yazık ki.
Ne diyor şair:
“Sanma ki bu devran böyle gider
Bir dönerse aklın başından gider.”
Mustafa YILDIRIM
Mil Maarif-Sen Bursa İl Temsilcisi