Dünya üzerindeki salgın hastalıklar, kıyamet alameti mi? Yoksa bu hastalıklar, insanlığın sınavı olan imtihanların bir parçası mı?
Salgın hastalıklar, insanlığı yüzyıllardır etkisi altına alan ve büyük kayıplara neden olan küresel sorunlar. Peki, bu salgınlar kıyametin yaklaştığının bir işareti mi? Din İşleri Yüksek Kurulu'nun açıklamalarıyla bu sorunun cevabını arayalım.
Kıyamet alametleri arasında salgın hastalık var mı?
Kıyamet alametleri, Kur’an’da ve hadislerde çeşitli şekillerde bildirilmiştir. Ayetlerde Ye'cûc ve Me'cûc’ün gelişi, dâbbetü’l-arzın çıkışı ve göğün dumanla kaplanması gibi olaylardan bahsedilmektedir.
Ancak kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi sadece Allah katında bulunmaktadır ve hiçbir beşer bu bilgiyi bilemez.
Bu alametler, insanlık için büyük uyarılar niteliğindedir. Fakat hiçbir kaynak, günümüzdeki salgın hastalıkları doğrudan bir kıyamet alameti olarak nitelendirmemektedir.
Sana ‘Ne zaman gelip çatacak?’ diye kıyamet saatini sorarlar. De ki: ‘Onun hakkındaki bilgi sadece Rabbimin katındadır. Vakti geldiğinde onu açığa çıkaracak olan ancak Allah’tır. O (kıyamet), göklere de yere de ağır gelecektir! Sizi ansızın yakalayacaktır!’ Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: ‘Onun bilgisi Allah katındadır, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” (el-A’râf, 7/187)
Hz. Peygamber (s.a.s), Hz. Cebrâil’in “Kıyamet ne zaman kopacak?” sorusu üzerine “Sorulan, sorandan daha iyi bilmemektedir.” diye cevap vermiştir (Müslim, İmân, 1)
Peygamberimizin kıyamet alametlerine dair hadisleri
Peygamber Efendimiz (s.a.s), kıyamet alametlerinden bahsederken, cehaletin ve kötülüklerin artmasından, insanların birbirine zarar vermesinden söz etmiştir.
Ancak “salgın” kelimesi yerine, çok sayıda ölüm anlamına gelen "mûtân" ifadesi kullanılmıştır. "Mûtân" kelimesi, hızlı ve yaygın ölümlere işaret eder ve bazı âlimler bunu salgın hastalıklarla ilişkilendirmiştir.
Çok eski tarihlerde de dünyada salgın hastalıklar yaşanmıştır. Günümüzde de yaşanıyor. Ancak Peygamber Efendimizin (s.a.v) kıyamet alametlerini haber veren hadisinden anlıyoruz ki kıyamete yakın daha büyük salgınlar ve toplu ölümler görüelcektir.
Salgınlar bir imtihan vesilesi olabilir
Salgın hastalıklar, kıyamet alameti olmaktan ziyade, insanlığın ilahi hikmetle sınandığı bir imtihan olarak görülmektedir.
Kur’an-ı Kerim, insanların çeşitli musibetlerle sınanacağını belirtir ve bu süreçte sabırlı olanların ödüllendirileceği ifade edilir. Salgınlar karşısında sabreden müminler, Allah katında mükafatlandırılacak ve hatta ölenler şehit sevabı alacaktır.
Kur’ân-ı Kerîm insana endişe ve korku veren çeşitli hastalıkların, afetlerin ve benzeri durumların insan için bir imtihan vesilesi olduğunu açıkça ifade eder (el-Bakara 2/155).
Hadislerde, bu hastalıklara sabredip karantina kurallarına uyan müminler için bir rahmet vesilesi olduğu ve bu nedenle ölenlerin de şehit sevabı alacağı nakledilmiştir (Buhârî, Ehâdîsü’l-Enbiyâ, 54 [3474])
Alimlerin salgınlar hakkındaki görüşleri
İslam alimleri, salgın hastalıkları kıyamet alameti olarak değerlendirmemektedir. Hz. Ömer’in Şam'a giderken karşılaştığı veba salgını üzerine geri dönmesi, karantina uygulanması ve sahabelerle yaptığı istişareler de bunun bir örneğidir.
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun açıklamasına göre, salgın hastalıklar ilahî bir imtihan ve insanlığın çevreye verdiği zararların bir sonucu olarak değerlendirilmelidir.
Bu yaklaşım, insanların kıyametle ilgili din dışı endişelerini azaltmak ve sorumluluk bilincini artırmak adına önemlidir.
Salgın hastalıklar ve insan sorumluluğu
Salgın hastalıklar, insana dünya hayatının geçici olduğunu ve sorumluluklarını hatırlatır. Kur'an ve hadisler, bu tür olayların insanları uyarıcı bir vesile olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.
Dolayısıyla, günümüzdeki salgın hastalıkları kıyamet alameti olarak görmek yerine, tedbirlere uyarak bu imtihanı aşmak daha doğru bir yaklaşımdır. İnsan çevreye zarar vermemeli, hastalıklara sebep olmamalı, sağlık ve temizliğe dikkat etmeli.
Kur'an-ı Kerim, insanlara düşen görevin kıyamete hazırlanmak ve dünyadaki sorumluluklarını yerine getirmek olduğunu vurgular.
Tedbirli olalım
Sonuç olarak, günümüzdeki salgın hastalıkların kıyamet alameti olup olmadığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bu tür olaylar, insanlık için bir imtihan ve uyarı olarak değerlendirilmelidir. Müslümana düşen, bu gibi durumlarda sabırlı olmak, tedbirleri almak ve Allah'a sığınmaktır.
Din İşleri Yüksek Kurulu, günümüzdeki salgın hastalıkların kıyamet alameti olarak görülmesinin doğru olmadığını ve bu tür olayların insanları umutsuzluğa sevk etmemesi gerektiğini vurguluyor.
Kıyamet alametleri
Kur'an-ı Kerim ve hadisler ışığında kıyamet alametleri iki kategoriye ayrılır: büyük kıyamet alametleri ve küçük kıyamet alametleri. Büyük alametler, kıyametin çok yakın olduğunu ve son evreye gelindiğini gösterirken, küçük alametler daha erken dönemde ortaya çıkan olaylardır. Günümüzde küçük alametlerin ortaya çıktığını söyleyebiliriz:
Büyük Kıyamet Alametleri
Bu alametler kıyametin hemen öncesinde meydana gelecek olan ve büyük kozmik, sosyal ve fiziksel değişimlerin yaşanacağı olayları kapsar. Hadislerde belirtildiği şekliyle büyük kıyamet alametleri şunlardır:
- Deccal’in ortaya çıkışı: İnsanları sapıklığa sürükleyen büyük fitnecinin ortaya çıkması. Deccal, kendisini tanrı ilan edecek ve büyük fitnelere sebep olacaktır.
- Hz. İsa’nın (a.s.) yeryüzüne tekrar inmesi: İslam'a göre Hz. İsa, Deccal’i ortadan kaldıracak ve barış dönemini başlatacaktır.
- Ye’cûc ve Me’cûc'ün ortaya çıkması: Yıkıcı ve bozguncu iki büyük kavmin yeryüzünü istila etmesi. (el-Enbiyâ, 21/96)
- Dabbetü'l-Arz'ın çıkması: Kur’an’da da bahsedilen Dabbetü'l-Arz, insanlara uyarıcı olacak bir yaratığın yeryüzünde çıkışıdır (en-Neml, 27/82).
- Güneşin batıdan doğması: Büyük kozmik bir değişim; bu olayın ardından tövbe kapıları kapanacaktır.
- Duman (Duhân) olayı: İnsanların üzerine yayılan ve onları saran bir duman. Kur’an’da bu olay şöyle geçer: “Göğün, insanları bürüyen apaçık bir duman çıkaracağı günü bekle. Bu, elem dolu bir azaptır.” (ed-Duhân, 44/10-11).
- Üç büyük yer sarsıntısı: Doğu, Batı ve Arap Yarımadası'nda meydana gelecek üç büyük yer sarsıntısı.
- Ateşin Yemen'den çıkması: Yemen'den bir ateş çıkacak ve insanları Mahşer'e sevk edecektir.
Küçük Kıyamet Alametleri
Kıyametin öncesinde daha erken dönemde meydana gelen toplumsal, ahlaki ve doğal olaylardır. Hadislerde belirtildiği şekliyle küçük kıyamet alametleri şunlardır:
- Hz. Muhammed’in (s.a.s.) peygamber olarak gönderilmesi: Peygamber Efendimizin son peygamber olarak gönderilmesi, kıyamet alametlerinden biri olarak kabul edilir.
- İlimin azalması ve cehaletin yaygınlaşması: Âlimlerin azalması ve bilginin terk edilmesi.
- İçki, zina ve fuhşun yaygınlaşması: Ahlaki bozulmaların toplumda artması.
- Fitne ve kargaşanın çoğalması: İnsanların birbirine düşmesi, kargaşa, fitne ve çatışmaların yaygın hale gelmesi.
- Zamanın kısalması: Hadislerde zamanın kısalacağı, günlerin hızla geçeceği ifade edilmiştir.
- Ölüm oranlarının artması: Hızlı ve yaygın ölümlerin yaşanması.
- Zenginliğin artması ve sadaka kabul edecek kimsenin bulunmaması: İnsanlar o kadar zenginleşecek ki sadaka verecek kimse bulamayacaklar.
- Binaların ve yüksek yapıların çoğalması: Fakir kimselerin yüksek binalar dikmek için yarışması.
- İnsanların Allah'ı unutup dünya nimetlerine dalması: Dünyevileşmenin ve lüks içinde yaşamanın yaygın hale gelmesi.
- Kadınların çoğalması ve erkeklerin azalması: Erkeklerin savaşlarda ölmesi sonucunda kadınların erkeklerden çok daha fazla olması.
- Emanete ihanetin artması: Emanetin sorumluluğu kalmayacak ve güven zayıflayacaktır.
- Zalim idarecilerin çoğalması: Toplumun idaresini zalim ve adaletsiz kişilerin ele geçirmesi.
- Doğal afetlerin ve felaketlerin artması: Depremler, salgın hastalıklar, kuraklık ve diğer afetlerin çoğalması.
Hadis kaynağı: Buhârî, Nikâh, 111 [5231]; Fiten, 5 [7062]; Rikâk, 39 [6504]; Cizye, 15 [3176]; Müslim, Fiten, 18, [7257]; Ebû Dâvûd, Fiten, 1 [4255]
Bu alametler, kıyametin yaklaştığını gösterse de hiçbir insan kıyametin tam zamanını bilemez. Önemli olan, bu olayları birer uyarıcı olarak değerlendirip, sorumluluk bilinciyle yaşamaktır. ATB
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Astroloji ve Rüya haberleri için TIKLAYINIZ!