Kainatın Ötesine Yolculuk: Peygamber Efendimiz'in Gözünden Uzayın Sırları

Hicri takvimin en mübarek gecelerinden birinde gerçekleşen ve insanlık tarihinde benzersiz bir olay olan İsra ve Miraç, peygamber efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) kutsal bir yolculuğu ve Allah'ın (c.c.) cemalini müşahede etmesini konu alır.

Bu olağanüstü seyahat, sadece dini bir mucizeyi değil, aynı zamanda insanın uzaydaki yerini ve kainatın sırlarına dair derin bir anlayışı da simgeler.

uzay-3

Uzayın Derinliklerine Yolculuk

İsra ve Miraç: Bir Gece Yolculuğunun Anlamı

İsra suresi, peygamber efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) Mekke'den Kudüs'e, oradan da göklerin ötesine yaptığı mucizevi yolculuğu anlatır. Bu olay, insanın kainattaki yerini ve Allah'ın (c.c.) yarattığı evrenin büyüklüğünü kavrama kapasitesini aşan bir tecrübedir.

uzay astronot (5)-1

Yol Arkadaşı Hz.Cebrail

Hz. Cebrail, bu yolculukta peygamberimize rehberlik eden, ona yol gösteren ve kainatın sırlarını açığa çıkaran bir melektir. Bu, insanlık için kainatın anlaşılması adına atılmış büyük bir adımdır.

uzay astronot (1)-1

Yıldızlara Yemin Olsun

Necm suresi, bu yolculuğun ve gözlemlenen yıldızların, Allah'ın (c.c.) varlığının ve birliğinin apaçık delilleri olduğunu vurgular. Süreyya ve Zühre yıldızlarına yapılan atıflar, uzayın derinliklerine olan bu yolculuğun sembolik önemini ortaya koyar.

"Resulullah Efendimiz (s.a.v), Miraç yolculuğunda, Cebrail ile birlikte güneşin doğduğu yere doğru yol aldılar. Sonra yukarı doğru yükseldiler ve dik bir şekilde gittiler" - Taberi

uzay astronot (3)-1

Allah'ın (C.C.) Cemalini Görmek

Resulullah Efendimiz'in (s.a.v) bu yolculuğu sırasında Sidretü'l-Münteha, Cennetü'l-Me'va gibi kainatın sınırlarına ve sırlarına vakıf olması ve Allah (c.c.) ile görüşmesi, insanlık için ulaşılabilecek en büyük nimetin ne olduğunu göstermektedir.

 İsra ve Miraç, bize sadece dini bir olayın ötesinde, evrenin sırlarını ve yaratıcının büyüklüğünü anlama yolunda bir kapı aralar.

SAYILARIN TEFSİRİ-A.TALHA BAYRAKTAR (2)

SAYILARIN TEFSİRİ

Ayhan Talha Bayraktar'ın Ravza Yayınlarından çıkan Sayıların Tefsiri isimli eserden konuyu paylaşıyoruz:

uzay kainat (2)

İKİ YAY ARASI

"Sonra Muhammed'e yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu." (NECM 8, 9)

uzay kainat (1)

UZAYDA YOLCULUK: Peygamberlerden bir kısmı dünya dışına çıkmış ve uzayda yolculuk yapmışlardır. Bu Peygamberlerin ilki Hz.Adem'dir. Hz.Adem, Hz.Havva annemizle birlikte dünya dışından getirilerek, dünya semasından dünyaya indirilmişlerdir.

Uzayda yani dünya dışında yolculuk yapan Peygamberlerin sonuncusu Hz.Muhammed Mustafa'dır. (s.a.v)

Resulullah Efendimiz (s.a.v) İsra olayında, insanoğlunun sahip olduğu ve olabileceği en hızlı ulaşım vasıtasılarından daha hızlı ve donanımlı, Burak olarak isimlendirilen bir araçla Mekke'den Kudüs'e yolculuk yapmıştır.

Yolculuğun ikinci aşamasında, Miraç olayında, insanoğlunun sahip olduğu ve olabileceği uzay araçlarından daha üstün teknoloji ve donanıma sahip bir vasıtayla gökyüzüne yükselmiş, dünya atmosferinin dışına çıkmış, güneş galaksisi başta olmak üzere yıldızlar ve galaksiler arası uzay yolculuğu yapmış ve kainatın bilinmeyen sırlarına ulaşmıştır.

Aya ilk çıkan insan da Resulullah Efendimiz'dir.(s.a.v) İşte Necm suresi, yani Yıldız suresi Resulullah Efendimiz'in (s.a.v) bu uzay yolculuğuna dairdir.

Taberi diyor ki: "Resulullah Efendimiz (s.a.v) Miraç yolculuğuna çıktığında, Cebrail ile birlikte güneşin doğduğu yere doğru yol aldılar. Sonra yukarı doğru yükseldiler ve dik bir şekilde gittiler"

İsra suresi de bu yolculuğun ilk aşamasını bize haber vermektedir: " Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.

Birinci aşama: İsra... Mekke'den Kudüs'e yolculuk... İkinci aşama: Miraç... Kudüs'ten kainatın sırlarına yolculuk...

uzay kainat (9)

YOL REHBERİ HZ.CEBRAİL: Bu kainat yolculuğunda Meleklerin en büyüğü Hz.Cebrail, Resulullah Efendimiz'e rehberlik ve yol arkadaşlığı yapmıştır. Hz. Abdullah İbn Mes'ud'un (r.a) rivayetine göre; Rasulüllah Efendimiz (s.a.v), insan suretine de girebilen Hz.Cebrail'i, melek suretinde iki defa görmüştür. Birincisinde dünyada, vahyin ilk günlerinde, Hz.Cebrail Mekke'de, ufku kaplamıştı. İkincisinde; Miraç yolculuğunda, Hz.Cebrail, Resulullah Efendimiz'e (s.a.v) melek suretinde eşlik etmişti.

Bir yay düşünün. Yay kirişi ile yayın tutacak yeri arasındaki uzaklığı ne kadar olur? İşte o kadar yakın... "İki yay arası kadar" ifadesi burada yakınlığa teşbihtir. Hz.Cebrail, melek suretinde bu derece yaklaştı Resulullah Efendimiz'e...(s.a.v)

Abdullah b. Mes'ud (r.a) bu konuda demiştir ki: "Muhammed (s.a.v) Cebrail'i gördü. Cebrail'in altı yüz kanadı vardı"

Elmalı Hamdi Yazır tefsirinde iki yay kavramını şöyle açıklar: "Araplar cahiliye döneminde bir ittifak kurmak üzere anlaşacakları zaman iki yay çıkarır, birini diğerinin üzerine koyarak ikisinin kabını birleştirirler, sonra da ikisini beraber çekip onlarla bir ok atarlardı. Bu, onlardan birinin razı olacağı şeye diğerlerinin de razı olacağını, birisini kızdıran şeyin diğerlerini de kızdıracağını ifade eden bir birlik antlaşmasıydı ve aksi mümkün olmayacak tarzda söz birliği ettiklerini gösteriyordu. Bu anlamda kab, miktar manasına değil, üst üste gelen iki yayın birlik manzarasını gözler önüne seren kabza ile kiriş arası demektir. Görülüyor ki bu mana, hem diğerinden daha fazla bir yakınlık tasvir etmekte, hem de manevi bir yakınlığı göstermektedir."

uzay kainat (8)

YILDIZLARA YEMİN OLSUN: Necm suresi, bir yıldıza yapılan yeminle başlar. Bu yıldız hangi yıldızdır? Alimlerimizin bu konuda farklı görüşleri var. Bu görüşlere göre bu yıldız; Süreyya yıldızı veya Zühre yıldızıdır.

 Vakıa suresi de yıldızlara dikkat çeker: "Hayır! Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, Bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir." Vakıa suresi 75-76

uzay kainat (7)

O (S.A.V) VAHİYLE KONUŞUR: Resulullah Efendimiz (s.a.v) miraç dönüşü Mekkelilere yaptığı yolculuktan bahsetti. Müşrikler bu mucizeye inanmadılar. O'nu (s.a.v) delilikle suçladılar. Resulullah Efendimiz'i (s.a.v) yalanlayıp, kendilerince zor duruma düşürmek için de Mescid-i Aksa'nın pencere sayısına kadar sorular sordular. Allah (c.c.) o an elçisine tekrar mescidi göstermiş ve böylece Resulullah Efendimiz (s.a.v) tüm sorulara cevap vermiştir.

Necm suresinin, K.Kerim ayetlerine ve Hz.Muhammed'in (s.a.v) haber verdiklerine müşrikçe yaklaşanlara, bir de sünnetin delil ve hüküm oluşunu yok sayanlara mesajı şudur: Hz.Muhammed Allah'ın elçisidir. Müşriklerin iddia ettiği gibi o bir şair değildir. Deli veya mecnun da değildir. O (s.a.v) kendi kafasına ve arzularına göre de konuşmaz. O'nun (s.a.v) bildirdikleri vahiy yoluyla, Hz.Cebrail eliyle, dünya dışından, yıldızların ötesinden, kainatın sahibi Allah'tan (c.c.) gelmektedir.

O'nun (s.a.v) tüm fikirleri, konuşmaları, istişareleri, beşer olarak davranışları, hatta insan olarak hata yababilir olması bile vahyin kontrolü altındadır. O'nun (s.a.v) insanlığı da elçiliği de vahiy tarafından korunmuş ve örnek gösterilmiştir. Abese suresi bu duruma en güzel örneklerden biridir. Hz. Ebu Hureyre'nin rivayetine göre, Rasulullah Efendimiz (s.a.v) "Ben Hak'tan başka hiç bir şey söylemem" buyurmuş, ashabtan biri "Ya Rasulallah ama siz bazen bizlerle şakalaşıyorsunuz" diye sorunca, O; "Ben şaka yaparken de gerçekten de Hak'tan başka bir şey söylemem" demiştir.

uzay kainat (6)

ALLAH'IN (C.C.) CEMALİNİ GÖRMEK: K.Kerim ayetlerinden öğreniyoruz ki; Resulullah Efendimiz (s.a.v) Hz.Cebrail'i aslı suretiyle gördüğü gibi Sidretü'l-Münteha ve Cennetü'l-Me'va gibi kainatın sınırlarına ve sırlarına vakıf olmuş, Allah (c.c.) ile de görüşmüştür.

Bu görme baş gözü ile mi olmuştur, yoksa kalp gözü ile mi? Bu konuyu tartışan alimlerimiz olmuştur. Biz acizane bunun çok önemli olmadığı görüşündeyiz. Çünkü Resulullah Efendimiz'in (s.a.v) gözü ve gördükleri, bizim gözlerimizin kapasitesi ile ne kıyaslanabilir, ne de ölçülebilir. Tabiki bizim gözlerimiz bu dünyada O'na (c.c.) erişemez. En'am suresi 103

Dünya atmosferinde gözlerin görme frekansı sınırlıdır. Nitekim Allah (c.c.) ile konuşan Hz.Musa'ya, Allah'ı görme izni dünya seması altında verilmemiştir. A'raf suresi 143

Zavallı Firavun, sözde Allah'ı dünyada görmek için Hz.Musa ile alay ederek, veziri Haman'a yüksek bir kule inşa etmesini emretmişti. Mü'min suresi 36-37

Abdullah b. Abbas (r.a) ile Kab (r.a) arasındaki bir konuşmada şu bilgi verilmiştir: "Allah (c.c.), görünmesiyle konuşmasını Hz.Muhammed (s.a.v) ile Hz.Musa(a.s) arasında taksim etti. Hz.Musa (a.s) ile iki kere konuştu. Hz.Muhammed de (s.a.v) O'nu iki kere gördü."

Resulullah'ın (s.a.v) Miraç'taki gözleri ne baş gözüdür, ne de kalp gözüdür. O'nun (s.a.v) gözleri peygamber gözüdür, Resulullah gözleridir. Üstelik Miraç'ta ulaşılan mevkiler, dünya semasının dışındadır. Miraç'ta Resulullah Efendimiz (s.a.v) Ahiret gözlerine sahip olmuştur. Resulullah Efendimiz (s.a.v) miraçta kulları bekleyen ahiret ortamını görmüştür. Cehennem, Cennet ve Cemalullah buna dahildir.

Kıyame Suresi'nin şu ayet-i kerimeleri, Müminlerin Allah'ın (c.c.) cemalini göreceğine delildir: "Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır. Rablerine bakacaklardır." Kıyame suresi 22-23

K.Kerim, kafirlerin Allah'ı (c.c.) görme nimetinden mahrum kalacaklarını haber verir: "Hayır! Onlar şüphesiz o gün Rablerinden (O'nu görmekten) mahrum kalmışlardır." Mutaffifin suresi 15/ Taha suresi 124

uzay kainat (5)

MUHAMMED (s.a.v) RABBINI GÖRDÜ: Bu konuyla ilgili Tirmizi'de geçen bir rivayeti paylaşalım: İkrime'den, onun da İbn Abbas'tan rivayetine göre; O, şöyle demiştir: "Muhammed Rabbını gördü." Ben: "Allah Teala «Gözler, O'na erişemez. O ise, bütün gözlere erişir.» buyurmuyor mu?" Nasıl gördü?" diye sordum. ibn Abbas (r.a) şöyle cevabladı: Allah sana akıl fikir versin. Bu, Allah Teala kendi nuru ile tecelli ettiği zamanda gerçekleşmiştir. O (s.a.v), Rabbını iki defa gördü." En'am suresi 103

Resulullah Efendimiz'in (c.c.) Allah'ı görmesine Ru'yet denilir. İbn Abbas (r.a.), ru'yetin İsra-Miraç gecesi vuku' bulduğunu söyleyerek Necm Suresini delil getirmiştir.

 Abdullah İbn Şakik (r.a) şöyle rivayet etmiştir: Ebu Zerr'e (r.a): Şayet Allah Rasulü (s.a.)nü görmüş olsaydım ona sorardım, dedim. Ona neyi sorardın? dedi. Ben: Ona; Rabbını gördün mü? diye sorardım, dedim. Ebu Zerr şöyle dedi: Ben sordum da: Bir nur gördüm, buyurdu, dedi.

uzay kainat (4)

NECM SURESİ: Necm Suresi'nde ilgili ayet-i kerimeler mealen şöyledir: "Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız Muhammed sapmadı ve batıla inanmadı; o, arzusuna göre de konuşmaz. O bildirdikleri vahyedilenden başkası değildir. Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri, Cebrail öğretti. Sonra en yüksek ufukta iken asıl şekliyle doğruldu. Sonra Muhammed'e yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki birleştirilmiş iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu. Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. Gözleriyle gördüğünü kalbi yalanlamadı. Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız? Andolsun onu, Sidretü'l-Münteha'nın yanında önceden bir defa daha görmüştü. Cennetü'l-Me'va da onun yanındadır. Sidre'yi kaplayan kaplamıştı. Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı. Andolsun o, Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü." Necm suresi 1-18

uzay kainat (3)

İNSANIN ULAŞABİLECEĞİ EN BÜYÜK NİMET: Hülasa: İnsanoğlunun ulaşabileceği en büyük nimet Allah'ı (c.c.) görmektir. Rabbim, bu nimete ulaşmayı hepimize nasib eylesin.

Resulullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: "Cennetlikler cennete girince Allah Teala onlara: "Size vermemi istediğiniz bir şey var mı?" diye soracak. Onlar: "Ya Rabbi! Yüzlerimizi ak etmedin mi? Bizi cennete koyup cehennemden kurtarmadın mı, daha ne isteyelim?" diyecekler. İşte o zaman Allah Teala perdeyi kaldıracak. Onlara verilen en güzel ve en değerli şey Rablerine bakmak olacaktır."

Cerir İbni Abdullah (r.a) anlatıyor: "Bir gece Resulullah'ın yanında bulunuyorduk. On dördüncü gecesindeki aya baktıktan sonra şöyle buyurdu: "Şu ayı hiç bir sıkıntı çekmeden gördüğünüz gibi Rabbinizi de cennette ayan beyan göreceksiniz."

Bunca güzelliğin sahibi ve yaratıcısı Allah'tır. O'nun güzelliğini gören cennet ehli, aşık olur, kendilerinden geçer ve cennet zevklerini unuturlar. İşte gerçek aşk budur Can! Her ayın 14. gecesi aya bak ve şu duayı yap olur mu? "Rabbim, cenneti, cemalini görmeyi bizlere de nasib eyle!" Amin!

Bu satırların sahibini de duanızda unutmayın, olur mu?

Sayıların Tefsiri, Ayhan Talha Bayraktar, Ravza Yayınları

uzay kainat (2)

Editör: AYHAN BAYRAKTAR