Dünyada her 6 ölümden 1’inin sebebi kanser. "Çağın vebası" olarak adlandırılan bu hastalıkla ilgili farkındalığı artırmak için 1-7 Nisan haftası, Kanser Farkındalık Haftası olarak anılıyor ve çeşitli etkinlikler yapılıyor. Çeşitli yöntemlerle mücadele edilen kanserde en yaygın kullanılan tedavi cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi olarak öne çıkıyor. Ancak son yıllarda kullanılan bir diğer seçenek immünoterapi. Yöntem, diğer tedavi yöntemlerinden farklı olarak kanserle mücadele etmek için vücudun kendi savunma mekanizmasını kullanıyor. Yani bağışıklık sistemini uyarıyor ve kanserli hücreleri yok etmesi için teşvik ediyor. Özel bir şirkette yıllarca mali işler müdürü olarak görev yaptıktan sonra emekli olup eşiyle birlikte Ayvalık’a yerleşen 80 yaşındaki 2 çocuk babası Hasan Irgat’ın sakin bir şekilde sürdürdüğü emeklilik yaşantısı, geçen yıl aldığı haberle kabusa döndü. Bir gün banyoda ağzından düğme büyüklüğünde kan gelen Irgat’ın yapılan tetkiklerinde akciğerinde tümör olduğu tespit edildi. Yaşı itibariyle kemoterapi için uygun olmadığı söylenen Irgat’ın önünde bir seçenek daha vardı; immünoterapi. Yapılan tetkiklerde immünoterapi için uygun olduğu belirlenen Hasan Irgat, bir yıl boyunca hekimlerin belirlediği periyotlarda immünoterapi aldı. Hastanın akciğerindeki tümörler, aradan geçen 1 yılda neredeyse tamamen yok oldu. Sağlığının geri geldiğini söyleyen Irgat, “Şu an ciğerlerim temizlenmiş durumda. Ben çok iyiyim. Hatta bahçe işleriyle uğraşmaya da başladım. Öncesinde 5 metre uzaklıktaki tuvalete bile nefessizlikten yürüyemiyordum. Eski halime geri döndüm” diye konuştu.

Bağışıklık sistemine “hatırlatıcı” etki yapıyor

Hasan Irgat’ın tedavisini gerçekleştiren Medicana International İzmir Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülcan Bulut, "Hasan Bey’in vücudu hızlı bir şekilde tümör marker yanıtı aldı. Akciğerlerinin neredeyse tamamına yakını tümörsüz şu an. Sadece 1 yılın sonunda bu duruma geldik. Sadece tek ilaç alıyor. Yan etki olarak da ciddi bir yan etki yaşamadı. Kortizon kullanmadı, tedavi arası vermedi. Yapılan son tetkikleri de gayet güzel” dedi. İmünoterapinin diğer tedavi yöntemleriyle birleştirildiğinde etkinliğinin yüzde 30 kadar arttığını ifade eden Doç. Dr. Bulut, “Tümörle savaşan aslında ilaç değil. Bağışıklık sisteminin kendisi. Kemoterapiden farkı bu. Kemoterapi hızla üreyen tüm hücreleri etkiliyor. Ancak immünoterapi, kişinin kendi bağışıklık sistemini yeniden eğitip ‘Vücudunda tümör olmaması gerekiyor. Sen bunu kaçırmışsın. Şimdi gidip onları yakalamalı ve vücuttan uzaklaştırmalısın’ diyor. Kanserli hücreler, çeşitli stratejilerle çoğu kez bağışıklık sisteminden ustaca gizlenmeyi başarabilirler. İmmünoterapi, vücudun onları bulmasına yardım eder” ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Bulut, immünoterapinin her kanser hastası için uygun olmadığını da belirten Doç. Dr. Bulut, "Melanom, akciğer, mesane, mide kanseri gibi tümör tiplerinde, daha önce faz-3 çalışması yapılmışsa ve hastanın durumuna katkı sağladığı ortaya koyulmuşsa, o zaman immünoterapi uygulamaya karar verilebilir" sözlerine yer verdi.

Kaynak: iha