Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellâl, pireler berber iken..
Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, babam düştü beşikten, alnını yardı eşikten..
Annem kaptı maşayı, babam kaptı küreği, bana gösterdiler köşeyi...
İşte tam da bu köşeden size sesleneyim dedim...
Gençler siz bilmezsiniz.
Sene daha geçen 20 sene..
İnegöl her geçen gün kabuğuna sığmayan , ülke sınırlarını aşan müthiş bir girişimcilik ruhu ile büyüyen bir kent haline geliyordu.
Tabi bu süreçte şehri yönetenlerin müthiş bir katkısı vardı.
İş insanları ne yapsa 2 katı destek görüyordu yetkililerden.
Şehir pırıl pırıl idi sağolsun iktidar partisi sayesinde.
Şehrimize gelen her yabancı motif motif yollar sayesinde adeta bir kilim müzesi gezer gibi dolaşıyordu şehrin sokaklarında.
Sanayimize gelen yabancılar sadece mobilya alıp gitmiyor çamur banyosu yaparak turizme katkı sağlıyordu.
O kadar çalıştılar ki bu şehir için bir fuar alanı yaptılar gezmeye kıyamazsın.
Çoğu insan nerde olduğunu bilemediklerini için eski fuar alanına gidiyordu yoksa yeni
fuar alanı muhteşemdi.
Ama muhalefet partileri halktan gizledi fuar alanının nerede olduğunu.
Hele bir Hocaköy barajı meselemiz var ki sormayın.
Akpartililer barajın temelini attılar hatta hemen ertesi yıl barajı bitirdiler, şehrin suyu Hocaköy'den karşılanacaktı ki hele bakın ne oldu.
Hop muhalefet devreye girdi Anayasa Mahkemesi aracılığı ile barajı yıktırdı.
Baraj hayalimiz suyun altında kaldı. Şimdi de diyorlar ki 10 yıldır bitiremediniz barajı.
Şehirde bir tane bile çukur yoktu yollarda mesela Akparti yönetirken.
Ama muhalifler yok mu her gece elinde kazma kürek her yeri delik deşik ettiler sonra da iftira attılar.
Sağolsun Akpartili kardeşlerimiz suç üstü yakalayınca böbrek taşına iyi geliyor diye açıklama yaptı şu muhalifler.
Altyapı sorunumuz yoktu, yağmur yağdığında su basmazdı hiç bir yeri.
Durur mu yine muhalifler başka şehirlerin görüntülerini servis edip İnegöl'de sorun varmış gibi gösterdiler.
Ben hatırlarım Akparti döneminde hastanemizde anjiyo vardı. Hastalar kalp krizi geçirince ölmezdi Bursa yollarında.
Ama muhalefet anjiyo makinesinin
kablolarını kesti bozdu onu da.
Her gün haberlerde görüyorduk elini kesen işçi Bursa'ya sevk edildi diye niye çünkü İnegöl'de mikrocerrahi yoktu.
Peki hiç sordunuz mu neden mikrocerrahi yok.
Benim bir tahminim var ; Kılıçdaroğlu SGK yı batırmasaydı İnegöl'e doktor gelirdi.
Trafik sorunumuz yoktu , Helitaksi getirdiler İnegöl'e, uçuyorduk o zamanlar.
Halkımız tramvay ile Alanyurttan İnegöle gelip gidiyordu ta ki muhalifler rayları sökesiye kadar.
Sarı otobüse binerdik İnegöl’den hacı amcalarla , cuma namazını Ulucami'de kılardık tek biletle.
Biz çok faydasını gördük büyükşehir yasasının.
Fazla fazla arsaları vardı belediyemizin çok şükür sattılar kurtulduk onunla da belediye binası yaptılar.
Garip gureba ucuz ekmek yesin diye Halk ekmek fabrikası vardı onu da muhalefet kapatıp sattı.
Herşey çok güzeldi.
Nasıl ya sonunu beklemeden uyudunuz mu ?
Daha il olacaktık masalın sonunda.
Selametle..