Konut satışında piyasanın düzelmesi, birçok faktörün etkisi altında olan karmaşık bir süreçtir. Gayrimenkul piyasasındaki hareketlilik, genellikle ekonomik, demografik, finansal ve politik faktörlerin birleşimiyle şekillenir. Bu nedenle, piyasanın ne zaman düzeleceğine dair kesin bir tahminde bulunmak zordur. Ancak, mevcut eğilimleri ve olası senaryoları değerlendirerek konut satış piyasasının geleceği hakkında bazı tahminlerde bulunabiliriz.
Ekonomik Durum: Konut satışlarının genelde ekonomik büyüme, istihdam durumu ve gelir seviyeleri ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Ekonomik istikrar ve büyüme, genellikle konut talebini artırırken, işsizlik artışı ve düşen gelir seviyeleri talebi azaltabilir. Dolayısıyla, ekonomik iyileşme sürecinde konut satışlarında artış gözlemlenebilir.
Faiz Oranları: Konut kredisi faiz oranları, konut talebini doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Düşük faiz oranları genellikle konut alıcılarını teşvik ederken, yüksek faiz oranları talebi azaltabilir. Merkez bankası politikaları ve ekonomik göstergeler, faiz oranlarının seyrini belirler. Düşük faiz oranlarının uzun süre devam etmesi, konut satışlarını olumlu yönde etkileyebilir.
Arz ve Talep Dengesi: Konut piyasasında arz ve talep dengesi önemlidir. Fazla konut arzı, fiyatların düşmesine ve dolayısıyla satışların artmasına neden olabilir. Ancak, dengesizlik durumunda, aşırı arz veya talep azlığı, piyasada istikrarsızlığa yol açabilir.
Demografik Faktörler: Nüfus artışı, göç hareketleri, yaşlanan nüfus gibi demografik faktörler de konut talebini etkiler. Örneğin, genç nüfusun artması konut talebini artırabilir. Şehirleşme ve göç, konut piyasasında talep yaratan etkenler arasındadır.
Hükümet Politikaları: Hükümetin konut sektörünü destekleyici politikaları, piyasada belirleyici bir rol oynayabilir. Örneğin, konut kredisi faizlerinde indirimler, vergi avantajları, kentsel dönüşüm projeleri gibi politikalar talebi artırabilir.
Küresel Faktörler: Uluslararası ekonomik ve siyasi gelişmeler, döviz kurları ve küresel finansal piyasalar da konut satışları üzerinde etkili olabilir. Özellikle döviz kurlarındaki dalgalanmalar, yabancı yatırımcıların konut alım gücünü etkileyebilir.
Genel olarak, konut satışlarının düzelmesi için ekonomik istikrarın sağlanması, faiz oranlarının kontrol altında tutulması, arz ve talep dengesinin iyileştirilmesi, hükümetin destekleyici politikalarının devam ettirilmesi ve küresel ekonomik koşulların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Ancak, bu süreçlerin tam olarak ne zaman gerçekleşeceği öngörülememektedir. Bu nedenle, konut alıcıları ve satıcıları, piyasa koşullarını yakından takip etmeli ve uzman görüşlerine danışarak kararlarını vermelidirler.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre Şubat ayında 93 bin 902 konut satışı gerçekleşti. Bu rakam, gayrimenkul piyasasında kısmen yavaş da olsa bir hareketlenme olduğunu gösteriyor. Gayrimenkul uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Özelmacıklı'nın analizine göre, Şubat ayındaki konut satışlarındaki artışta deprem etkisi önemli bir faktör. Deprem sonrası gayrimenkul piyasalarında genel bir durgunluk yaşanmıştı. Ancak, Ocak ayına kıyasla Şubat'ta konut satışlarında %17'lik bir artış gözlemlendi.
Özelmacıklı, ayrıca Şubat ayında konuttan daha fazla arsa ve arazi satışının gerçekleştiğini belirtiyor. Toplam gayrimenkul satışları 217 bin 888'e ulaştı. Bu durum, konut dışı gayrimenkul piyasalarında bir hareketlenme olduğunu gösteriyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) haftalık verilerine göre, konut kredisi hacminde son bir ayda bir genişleme yaşandı. Konut kredisi hacmi yaklaşık 8 milyar TL arttı.
Ancak, Özelmacıklı'ya göre, konut piyasasındaki tam toparlanma biraz zaman alabilir. Mevduat faizlerinin yüksek olması, krediye erişimdeki zorluklar, hükümetin ikinci ev alımlarına yönelik getirdiği kriterler ve kira sınırlamaları gibi faktörler konut yatırımlarını etkiliyor. Bu nedenle, konut piyasasındaki hareketlenmenin ilk iki çeyrekte yavaş olması bekleniyor. Ancak, mevduat faizlerinde ve enflasyonda olası düşüşlerle üçüncü çeyrekten itibaren toparlanma yaşanabilir.
Konut piyasasındaki artışlar, inşaat maliyetlerini de etkiliyor. Ocak ayında inşaat maliyetlerinde büyük bir artış yaşandı. Bu da gayrimenkul sektöründeki üreticileri olumsuz etkiliyor.
Krediye erişimdeki sıkıntılar da piyasayı etkiliyor. Faiz oranlarına baktığımızda, bankaların yüzde 2.95'ten başlayan faiz oranları sunduğunu görüyoruz. Ancak, kredilerin türüne, konutun enerji kimlik seviyesine ve kişinin ev sahibi olup olmamasına göre farklılık gösteriyor.
Özetle, Türkiye'deki konut piyasasında Şubat ayında bir hareketlenme görüldü ancak tam toparlanma için önemli faktörlerin dikkate alınması gerekiyor.