Ailenle zaman geçiriyor musun, ailece sohbet ediyor musunuz? diye soruyorum bir çocuğa.

Çocuk şöyle cevaplıyor:

"Anne babamla aynı evde bile değiliz. Ben odamdan çıkmıyorum, hep yatıyorum ve bütün gün telefonla zaman geçiriyorum. Çünkü odamdan çıkınca hep beni eleştiriyorlar, yargılıyorlar, suçluyorlar ve kızıyorlar."

Beklenmedik tartışmalar çıkıyor.

Hiç dışarı çıkıyor musun, hiç arkdaşın var mı?

Arkadaşım var ama onlar da benim gibi evden, hayır hayır odalarından çıkmıyorlar.

"Dışarıda ne var ki? Çok sıkıcı dışarısı, ev daha güzel" diye ekliyor. Odamda telefonuma takılıyorum işte.

Bu, bir mahkumiyet değil mi? diye soruyorum.

Mahkûmiyete de olsa güzel bir mahkumiyet! diye cevaplıyor.

Mahkum arkdaşın telefon mu?

Onaylarcasına gülüyor... 

"Çok iyi bir arkadaş!" diye ekliyor.

Düşünün biri veya birileri çocuğunuzun odasında çocuğunuzla sınırsız zaman geçiriyor.

Ne hissedersiniz? 

Çocuğunuzun evde olması, odasında olması onun güvenli bir ortamda olduğunu düşünüp güvende olduğunu sanmayın.

Her ne kadar eve gelen misafire; "Hoş geldin" diyemiyorlarsa ya da  demiyorlarsa da, dünyanın bir ucundan bir ucuna iletişime geçebiliyorlar.

Ne olduğu belirsiz kişi veya kişiler, onlarla sınırsız zaman geçirip her türlü yanlışa teşvik edebiliyor.

Çocuğunuzun ahlâkını, davranışlarını, düşüncesini, inancını bozabiliyorlar.

Anne babasından alamadığı sıcaklığı dijital ortamda bulduğunu sanır çocuk. Böylece bu sanal sıcaklıkla her yanlışa gebe kalabiliyor çocuk...
*
"Bizim zamanımızda böyle değildi." deyip durulur genelde. Annemiz babamız bize bağırırdı, döverdi ama "Bu, hiç sorun olmazdı" hatasına düşülüyor.

Zira şimdi kendisine kızılan, bağırılan çocuk, dünden razıymış gibi odasına kapanıp telefonla zaman geçiriyor. Telefondan ilgi, sevgi, kabul ve değer görme arayışına giriyor.

Eskiden herkes sobanın etrafına toplanırdı. Anne veya baba kızdı mı, çocuk ya sobanın arka tarafına geçerdi ya da bir odaya geçip hemen geri gelirdi.

Çünkü o oda soğuk olurdu, soğuk odada durulmazdı. Daha doğrusu oda soğuk olmasa da odada zaman geçirilecek bir aygıt olmazdı. Hemen ev halkının olduğu odaya geri gelinirdi.

Ya da anne baba kızdı mı, dışarı çıkıp arkadaşları ile oynarlardı.

Ama şimdi ne sokaklar güvenli, ne de sokakta çocuklar var.

Dolayısıyla şimdi çocuğa bağırıldı mı, kızıldı mı ya da dövüldü mü çocuk mahkum arkadaşını yani telefonunu yanına alıp saatlerce odasında yalnız kalmaya, gönüllü mahkûm olmaya dünden razı.

Bu durum başta sorun gibi gelmezse de zamanla içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor.

İlk çocukluk evresinde "Haydi çok gürültü yaptın, yaramazlık yaptın, haydi odana" ya da "Ağlayacaksan git odanda ağla" denilmişse çocuk artık anne babayı sığınacak bir liman olarak görmüyor. Odasına kapanmayı öğreniyor. Gönüllü mahkum olmaya karar veriyor.

Ayrıca çocuk, "Eline telefon verildi" diye mutlu olabilir!

Hatta çocuğunuza tablet/telefon verip bir köşede sessizlleşmesi işinize geliyor olabilir!

Ya da çocuğunuzu mutlu ettiğinizi düşünebilirsiniz!

Ama yarın bu çocuk, hiç konuşmuyor, 

Misafirlere hoş geldin demiyor, 

Hiç sosyal değil, 

Gittikçe kaburlaşıyor,

Paylaşımcı değil, 

Özgüveni yok,

Ders çalışmıyor,

Sorumluluklarını yerine getirmiyor.

Çok öfkeli, agresif ve bu çocuk beni dinlemiyor, telefon bağımlısı olmuş gibi kocaman bir derdenizin olacağına da hazır olun!

Zira günümüz çocukların en iyi arkadaşı maalesef telefon olmuş!

Eskiden kötü arkadaş, evin kapısından içeri gir(e)mezdi.

Şimdi kötü arkadaş, çocukların cebinde.

Şimdi kötü arkadaş, çocukların elinde.

Şimdi kötü arkadaş, çocukların odasında.

Şimdi maalesef bu kötü arkadaşla yatıp kalkınıyor.

Durum böyle olunca art niyetli kişilerin tuzağına düşüveriyorlar.

Ders çıkışı kendisine ulaşılsın diye telefon alınan çocuklara ulaşılmıyor.

Ders çalışsın diye bilgisayar alınan çocuklar, oyundan çıkmıyor. Oyun oynadıklarını sanarak oyuna getiriliyorlar.

Yeter ki, yemek yesin diye eline tablet verilen çocuk, tabletsiz yemek yemiyor.

Çocuğunuzla güçlü bağ kurarak çocuğunuzu yanınıza alın. Aranızda duygusal kopuşa izin vermeyin. 

Aksi takdirde çocuğunuzun odasına kapanması, bir çok sorun yaşamasına yol açar. 

Bir gerçek var ki; telefon yakınlaştırmadı, uzaklaştırdı...

Çocuğu, anne babadan, eşi, eşten uzaklaştırdı aynı evin içinde.

Telefon, yan yana getirmedi, yalnızlaştırdı.
Çocukları odalarında, eşleri aynı odada yalnızlaştırdı.

Telefon kolaylaştırmadı, zorlaştırdı.
Öğrencileri dersten koparıp anlamayı, eşleri birbirinden koparıp hayatı zorlaştırdı.

Son olarak; çocuğunuzun gönüllü mahkum olmasını istemiyoranız;

Oyun oynadıklarını düşünüp kendi haline bırakmayın.

Zira oyun oynamıyorlar, oyuna getiriliyorlar. 

Güzel zaman geçirmiyorlar, gönüllü mahkum oluyorlar.

@msahmarhan