Türkiye'nin deprem kuşakları üzerinde yer aldığı bilinen bir gerçek. Ancak her bölgenin riski aynı değil. İç Anadolu Bölgesi, Ege ve Doğu Anadolu gibi sık sık sarsıntıların yaşandığı bölgeler kadar yüksek riskli olmasa da, tamamen güvenli de sayılmıyor. Bölgede bazı iller görece daha düşük riske sahipken, bazıları ise ciddi fay hatlarına yakınlığı nedeniyle deprem açısından dikkatli olunması gereken noktalar arasında yer alıyor. 

İç Anadolu’daki Aktif Fay Hatları Nerelerden Geçiyor? 

Bölgedeki en önemli fay hatlarından biri Eskişehir, Afyonkarahisar ve Kütahya’dan geçen Eskişehir Fay Zonu’dur. Bu hat zaman zaman hareketlenerek bölgede orta büyüklükte depremlere neden olabiliyor. Ayrıca Tuz Gölü Fay Zonu ve Konya Havzası çevresi de yer bilimciler tarafından yakından izleniyor. 2020’li yıllarda Konya’da meydana gelen beklenmedik büyüklükteki sarsıntılar, bu bölgelerdeki sismik potansiyelin göz ardı edilmemesi gerektiğini ortaya koydu. 

Deprem Riski Yüksek Olan İç Anadolu Şehirleri? 

  • Afyonkarahisar: Fay hatlarının kavşak noktasında yer alması, il genelinde risk seviyesini yükseltiyor. 

  • Kırşehir: Orta büyüklükteki depremlerin yaşandığı bölgede, sismik hareketlilik zaman zaman artış gösteriyor. 

  • Konya: Genelde düşük riskli sanılsa da, son yıllarda yaşanan depremler bu algının sorgulanmasına neden oldu. 

Deprem Riski Görece Düşük Olan Şehirler 

  • Aksaray: Aktif fay hatlarına uzaklığı nedeniyle risk seviyesi görece düşük kabul ediliyor. 

  • Nevşehir: Yeraltı şehirleriyle tanınan bu turistik kent, sismik açıdan sakin bölgelerden biri. 

  • Yozgat: Fay hatlarına doğrudan yakın olmayan yapısıyla daha az riskli bir bölgede yer alıyor. 

Ankara’nın Deprem Riski Nedir? 

Başkent Ankara, doğrudan aktif bir fay hattı üzerinde yer almasa da, çevresindeki sismik hareketlilik nedeniyle zaman zaman sarsıntılar hissedebiliyor. Özellikle kuzeydoğusundaki Kırıkkale ve Çankırı yönlerinde bulunan fay hatları nedeniyle bölge uzmanlar tarafından izleniyor. Ankara’nın zemin yapısı ise ilçeden ilçeye değişiklik gösterdiği için, yerleşim yerlerine göre risk oranı farklılık gösterebiliyor. 

İç Anadolu’daki Yapılar Depreme Ne Kadar Dayanıklı? 

Bölgede geçmişte deprem sık yaşanmadığı için birçok yapının inşasında depreme dayanıklılık ikinci planda kalmış olabilir. Ancak son yıllarda kentsel dönüşüm projeleri ve yapı denetim sisteminin yaygınlaşmasıyla birlikte bu durum değişmeye başladı. Yeni yapılan konutlar daha sıkı denetimlerden geçiyor. Yine de özellikle 2000 öncesi yapılan binalarda risk oranı daha yüksek. 

Bölgedeki Belediyeler ve Valiliklerin Aldığı Önlemler 

İç Anadolu şehirlerinde afet yönetimi, AFAD ve yerel yönetimlerin iş birliğiyle yürütülüyor. Deprem tatbikatları, halkı bilinçlendirme eğitimleri, afet çantası dağıtımları ve riskli binaların tespiti gibi çalışmalar sürüyor. Ayrıca bazı illerde yeni imar alanları belirlenirken zemin etütleri daha dikkatli yapılıyor. 

İç Anadolu Bölgesi, Türkiye'nin en düşük riskli bölgesi gibi görünse de, tamamen risksiz değil. Özellikle fay hatlarına yakın iller için hazırlıklı olmak büyük önem taşıyor. Yapı güvenliği, afet bilinci ve yerel yönetimlerin aldığı önlemler bu noktada belirleyici oluyor. Unutulmamalı ki, deprem sadece riski yüksek bölgelerin değil, tüm Türkiye’nin gerçeği. Hazırlıklı olmak, zararları en aza indirmenin en etkili yolu. 

Kaynak: Haber Merkezi