Kuran-ı Kerim'de Sayılarla Yolculuk
Kuran-ı Kerim’de geçen sayılardan biri de 10 sayısıdır. Bu yazımızda 10 sayısının geçtiği ayet-i kerimenin tefsirini paylaşacağız.
10 KAT KARŞILIK
“Kim Allah huzuruna iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır. Kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.” (Enam 160)
ALLAH’IN İKRAMI: Bir iyilik yapana Allah (c.c.) 10 katı karşılık vadediyor. Kötülük yapana ise sadece hak ettiği ceza var. Kötülük yapana haksızlık yok. Ama iyilik yapana ödül ve müjde çok… Resulullah Efendimiz’in (s.a.v) birçok hadis-i şerif’i bu ayet-i kerimeyi açıklamaktadır. O’nun (s.a.v) bir konuda açıklaması varsa başka bir söze gerek yok.
Bu konuda Resulullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ki Rabbimiz Rahîm’dir. Kim, bir iyilik yapmaya niyet eder onu yapmaz ise; ona bir iyilik yazılır. Eğer yaparsa; ondan yedi yüze, daha çok katlarına kadar iyilik yazılır. Kim bir kötülüğe niyet eder ve onu yapmaz ise; ona, bir iyilik yazılır. Eğer işlerse bir tek olarak yazılır veya Allah Teâlâ onu siler. Sâdece helakı kesinleşen, hidâyet kapıları kendine kapanan kimseyi Allah helak eder.”
İyilik yapmaya niyet ettin ama yapmadın; 1 ödül…İyilik yapmaya niyet ettin ve yaptın; 700 kat ve daha çok ödül…Kötülük yapmaya niyet ettin ama yapmadın; 1 ödül…Kötülük yapmaya niyet ettin ve yaptın; 1 ceza veya bağışlanma…
Rabbimiz ne kadar da merhametli, ne kadar da cömert… Biz günahkâr kullarına nasıl da ikramda bulunuyor, farkında mıyız?
RESULULLAH’TAN (S.A.V) MÜJDELER: Buna benzer bir müjdeyi Hz.Ebu Zerr (r.a.) rivayet ediyor. Resulullah Efendimiz (s.a.v) haber veriyor: “Allah Teâlâ buyurur ki : «Kim, bir iyilik işlerse; ona, on misli vardır. Ve ben arttırırım. Kim, bir kötülük işlerse; onun cezası, misli iledir veya ben bağışlarım. Kim yeryüzü dolusu hatâ işler; sonra hiçbir şey ile şirk koşmaksızın, bana kavuşursa; ona bunun bir misli bağışlama veririm. Kim, bana bir karış yaklaşırsa; ona bir arşın, kim bana bir arşın yaklaşırsa; ona da bir kulaç yaklaşırım. Kim, bana yürüyerek gelirse; ben ona, koşarak gelirim.”
Yine Resulullah Efendimiz’in (s.a.v) haber verdiğine göre, Allah Teâlâ görevli meleklere şöyle emreder: “Kulum bir kötülük işlemek istediğinde, onu işlemedikçe aleyhine bir şey yazmayın; işleyecek olursa misliyle yazın. Onu benim için yapmayıp terkederse kendisine bir iyilik yazın. Kulum bir iyilik yapmak istediğinde onu işlemeyecek olursa yine de kendisine bir iyilik yazın; işleyecek olursa, on ilâ yedi yüz misliyle yazın.”
Resulullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki: “Ameller altı türlü, insanlar da dört çeşittir. İki türlü amel vardır ki onlar, karşılıklarını gerekli kılarlar. İki amel de vardır ki karşılıkları tam kendileri kadardır. Bir iyilik de vardır ki, karşılığında on misli sevap vardır. Bir iyilik de vardır ki, karşılığında yedi yüz misli sevap vardır. Karşılıklarını gerekli kılan iki amelden biri, kişinin, AlIah’a ortak koşmadan ölmesidir. Bu, o kişinin cennete girmesini gerekli kılar.
Karşılıkları tam kendileri kadar olan iki amel ise şunlardır; İyilik etmeyi hissedip kalbiyle karar veren, Allah Teala tarafından da bu hali bilinen kimsenin isteğidir. Onun bu isteğine karşılık tam kendisi kadar olan diğer amel ise bir kötülük yapanın amelidir. Ona o kötülüğü kadar günah yazılır. Karşılığında on sevap yazılan amel ise, güzel bir amel işleyenin amelidir. Karşılığında yedi yüz kat mükafaat verilecek amel ise, Allah yolunda infakta bulunanın amelidir.”
İYİLİK VE KÖTÜLÜK: Bu konuyla ilgili diğer ayet-i kerimeler mealen şöyledir: “Kim iyilikle (ilâhî huzura) gelirse, ona daha iyisi verilir. Ve onlar o gün korkudan emin kalırlar. Rablerinin huzuruna kötülükle gelen kimseler ise yüzükoyun cehenneme atılırlar. Onlara «Ancak yaptıklarınızın karşılığını görmektesiniz!» (denir).”
Neml suresi 89-90
“Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlı karşılık vardır. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıkları kadar ceza görürler.” Kasas suresi 84
Said b. Cübeyr, Abdullah b. Mes’ud ve Abdullah bin Abbas, bu ayet-i kerime ile ilgili şu yorumu yapmıştır: “Bu ayet-i kerimede zikredilen iyilikten maksat, “Lailahe İllallah” demektir. Yani, Allah’ın varlığına ve birliğine iman etmek ve peygamberini tasdik etmektir, kötülükten maksat ise Allaha ortak koşmak ve kafir olmaktır.”
DÜNYANIN ON KATI CENNET: Cennete girmeyi hak eden kuluna Allah (c.c.) dünyanın 10 katı büyüklüğünde cennet verir. Cennetin en aşağı derecesine giren adamın, en az dünyanın 10 katı büyüklüğünde bir cennete sahip olacağını Resulullah Efendimiz (s.a.v) şu hadis-i şerifinde haber vermiştir: “Hz. Mûsâ Rabbine: - Cennetliklerin en aşağı derecesi nedir? diye sordu. Allah Teâlâ da şöyle buyurdu: - O, cennetlikler cennete girdikten sonra çıkagelen bir adamın derecesi olup kendisine: - Cennete gir! denir. - Yâ Rabbî! Herkes yerine yerleşmiş ve alacağını almışken ben nereye gideceğim? der. Allah (c.c.) Ona: - Git, cennete gir, orada senin dünya kadar ve dünyanın on misli büyüklüğünde yerin var. Bir de neyi arzu ediyorsan, gözün neden hoşlanıyorsa
hepsi senindir, buyurur.”
SALÂVAT İMANIN SİGORTASIDIR: Bu bölümün sonunda önemli bir hazineyi paylaşalım. İman ile yaşamak, iman ile ölmek isteyenler bol bol salâvat getirsinler. Çünkü salavat, imanın garantisi ve sigortasıdır. Bu konuda Ahzab suresinde mealen şöyle buyrulmaktadır: “Allah ve melekleri, Peygamber’e çok salavât getirirler.
Ey Müminler! Siz de ona salavât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” Ahzab Suresi 56
Allah (c.c.) emrediyor: “Ey iman edenler! Siz de ona salavât getirin” İmanı olmayana ve münafıklara, salâvat nasib olmaz. Salâvatı, imanı olan getirir. Mümin, salâvat getirdikçe imanını sigortalamış olur. Mümin, salavat getirdikçe hayatına bereket gelir.
Resulullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki: “Ümmetimden kim bana on sâlâvât getirirse, derecesi on derece yükseltilir, ona on hasene yazılır, ondan on kötülük de silinir.
Kaynak: Sayıların Tefsiri, Ayhan Talha Bayraktar, Ravza Yayınları
