Evlatlık edinilen çocuğa tüm mal varlığının bağışlanması dinimizce caiz midir? Peki, bu durum varisleri nasıl etkiler? Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu konudaki açıklamalarını sizler için derledik.
Evlat edinme, toplumumuzda sıkça karşılaşılan bir durum. Peki, bir kişi, evlat edindiği çocuğa tüm mal varlığını bağışlayabilir mi? Bu sorunun cevabı, hem hukuki hem de dini açıdan merak konusu. Din İşleri Yüksek Kurulu'nun konuyla ilgili yaptığı açıklamada, evlat edinmenin İslam dinindeki karşılığı ve bu bağışlamanın sonuçları detaylı bir şekilde açıklanıyor.
Evlat edindiğiniz çocuklar sizin öz evladınız değildir
İslâm dininde, hukuki bir evlat edinme mekanizması bulunmamaktadır. Ancak yetim ve öksüz çocukların himaye edilmesi teşvik edilen bir uygulamadır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de yer alan el-Ahzâb suresinin 33. ayeti dikkat çekmektedir:
"Allah, bir kişinin göğsünde iki kalp yaratmamıştır; evlat edindiğiniz çocuklar sizin öz evladınız değildir." (el-Ahzâb, 33/4-5)
Buna göre, İslâm dini, kan bağı olmayan çocukların hukuken evlat edinilmesini kabul etmemekle birlikte, korunmaya muhtaç çocukları himaye etmeyi teşvik etmektedir.
Neseb bağı koparılmamalı
İslam dininde hukuki anlamda evlat edinme kavramı bulunmamaktadır. Ancak bir çocuğu himayesine alıp bakmak, dinimizce teşvik edilen bir davranıştır. Bu durumdaki çocukların nesebi, biyolojik babalarına nispet edilir.
Bir kişinin, korunmaya muhtaç çocukları himayesi altına alması ve onlara bakması dinen önemli bir tavsiyedir. Bu durum, kişinin vicdani ve ahlaki sorumluluğunun bir parçası olarak görülür.
Ancak bu çocukların nesep bağı ile ilgili İslâm hukuku, çocukların kendi ailelerine nispet edilmesi gerektiğini belirtir.
Himaye altındaki çocuklara mal bağışı yapılabilir mi?
Himayeye alınan çocuklar için mal bağışında bulunma hakkı, kişi tarafından serbestçe kullanılabilir. Kişi, himayesine aldığı çocuklara da dahil olmak üzere, istediği kişilere malını bağışlayabilir.
Mevsılî'nin el-İhtiyâr eserinde bu durum şöyle ifade edilmiştir: "Bir kimse, himayesi altındaki çocuklar da dahil olmak üzere, dilediği kişilere malını bağışlayabilir." (Mevsılî, el-İhtiyâr, 3/48)
Bu tür bağışlar yapılırken, varisler arasında miras paylaşımı sırasında husumete neden olabilecek bir durum oluşturmaktan, fitne ve fesada sebep olmaktan kaçınmak gerekir.
Varislerin miras haklarının göz ardı edilmesi, aile içinde problemlere yol açabileceği için, İslâm hukuku bu konuda denge ve adaletin gözetilmesini tavsiye eder.
Mirasçılar arasında denge sağlanmalı
Bir kimsenin malını bağışlarken, varislerini mirastan mahrum etmemesi tavsiye edilmektedir. Miras paylaşımı sırasında haksızlık yapılması, aile içinde huzursuzluk yaratabileceğinden, adaletli davranılması önemlidir.
Bu konuda İslâm hukuku, adil bir miras paylaşımı ile barış ve huzurun korunmasına dikkat çekmektedir.
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun açıklamasına göre, "Bir çocuğu himayesine alan kişi, dilediği takdirde malını himayesine aldığı çocuklar da dâhil olmak üzere dilediği kişilere bağışlayabilir (Mevsılî, el-İhtiyâr, 3/48). Ancak bu gibi durumlarda varisleri mirastan mahrum etmek suretiyle onların husumetine sebep olmaktan kaçınılması tavsiye edilir."
Sonuç olarak, İslâm’da hukuki evlat edinme bulunmamakla birlikte, himaye altına alınan çocuklara mal bağışlanması mümkündür. Kişi evlat edindiği çocuğa tüm malını da bağışlayabilir. Ancak bu durum yapılırken varisler arası denge gözetilmeli ve mirastan mahrum bırakılan kişilerin husumetine sebep olunmamalıdır.
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Astroloji ve Rüya haberleri için TIKLAYINIZ!
Kadın Aile haberleri için TIKLAYINIZ!
Kültür Sanat haberleri için TIKLAYINIZ!