Hayvanların da yaşam hakkı var ancak...
Veterinerler tarafından tedavisi mümkün olmayan hayvanların uyutulması ve kısırlaştırılması konusunda Din İşleri Yüksek Kurulunun kararını paylaşıyoruz.
Yüce Allah, yeryüzündeki diğer nimetler gibi hayvanları da insanların hizmetine sunmuş ve onlardan çeşitli şekillerde faydalanmayı helal kılmıştır (en-Nahl, 16/5, 6, 80).
Bununla birlikte dinimiz, hayvanlara karşı da şefkatli ve merhametli olmayı emretmektedir (Buhârî, Müsâkât, 10 [2365]; Müslim, Selâm, 151 [2242]).
İnsanların, hizmetine verilen canlılara karşı merhamet ölçüleriyle muamele etmesi ve onların sağlık ve temizliklerine azami özen göstermesi gerekmektedir. Bu sebeple hastalanan hayvanların imkan ölçüsünde tedavi edilmeleri gereklidir. Bu hem merhametin hem de sağlıkla ilgili tedbirlerin zorunlu bir sonucudur.
Dinimiz de insan hakkı en başta gelmekle birlikte hayvan hakkı da önemli haklardan biridir.
Veteriner Kontrolünde Hayvanların Uyutulması
Ancak ölümcül bir hastalığa yakalanmış, tedavi ederek iyileşme imkânı bulunmayan, şiddetli acılar çeken veya varlığı insanların hayatı açısından tehlike arzeden bir hayvanın veteriner gözetiminde uyutulmasında bir sakınca yoktur. Bu durum, hem hayvanın çektiği acıyı sonlandırmak hem de merhamet gereği yapılan bir eylemdir. Hem de insan hayatının güvenliği açısından yapılması zorunlu olan bir uygulamadır.
İslam'ın Merhamet İlkesi
İslam dini, hayvanlara karşı da şefkatli olmayı ve onlara iyi bakmayı emrederken, onların gereksiz yere acı çekmesini de yasaklamaktadır. Bu çerçevede, tedavi edilemeyen ve büyük acılar çeken hayvanların uyutulması, dini açıdan makul görülmektedir.
Din İşleri Yüksek Kurulunun kararı şöyledir: "Ölümcül bir hastalığa yakalanmış, tedavi ederek iyileşme imkânı da olmayan ve şiddetli acılarla baş başa kalmış bir hayvanın veteriner gözetiminde uyutulmasında bir sakınca yoktur."
Hayvanların Kısırlaştırılmasının Dini Hükmü Nedir?
Hayvanların da üreme ve çoğalma hakları vardır. Bu hakları engellemek, yeme içme ihtiyaçlarını engellemek gibi günahtır. Gerekli ve meşrû sebepler bulunmadıkça hayvanların kısırlaştırılması da câiz değildir. Ancak gerekli ve meşrû sebeplerle, toplum menfaati gereği evde beslenen hayvanların gebe kalmalarını engelleyici ilaç ve benzeri şeylerin kullanılmasında ve ekolojik dengeyi bozmamak şartıyla başıboş hayvanların kısırlaştırılarak çoğalmalarının kontrol altına alınmasında dinen bir sakınca yoktur (el-Fetâva’l-Hindiyye, 5/357).
İnsan sağlığı, insan canının güvenliği hayvanlar konusunda gerekli ve en meşru bir sebeptir. İnsan sağlığı ve insanın can güvenliği söz konusu ise köpek ve kedilerin üremelerinin kontrol altına alınması, hayvanların kısırlaştırılması günah olmaz.
Ekolojik Dengenin Korunması önemli
İslam dini, ekolojik dengeyi koruma konusunda da hassastır. Bu nedenle, başıboş hayvanların kontrol altına alınması için kısırlaştırılması, ekolojik dengenin bozulmaması şartıyla caiz görülmektedir. İş gücünden, nesil ıslahından ve et verimliliğinden faydalanmak amacıyla dana ve teke gibi bazı hayvanların kısırlaştırılması da câizdir (Merğinânî, el-Hidâye, 4/380; İbn Mâze, el-Muhît, 5/375, 376).
Din İşleri Yüksek Kurulunun kararı şöyledir: "Ekolojik dengeyi bozmamak şartıyla kedi, köpek vb. başıboş hayvanların kısırlaştırılarak çoğalmalarının kontrol altına alınmasında dinen bir sakınca yoktur."
Bu konularda dini hassasiyetler göz önünde bulundurularak yapılan uygulamalar, hem hayvanların refahını sağlamakta hem de toplumun genel menfaatlerine hizmet etmektedir.