Kuran-ı Kerim’de geçen sayılardan biri de 3 bin sayısıdır. Bu yazımızda 3 bin sayısının geçtiği ayet-i kerimenin tefsirini paylaşacağız

bedir uhud (1)

ORDUYU TAKVİYE EDEN 3 BİN MELEK


“Andolsun, siz son derece güçsüz iken Allah size Bedir’de yardım etmişti. O hâlde Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasınız. O zaman sen, Müminlere şöyle diyordun: İndirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi takviye etmesi, sizin için yeterli değil midir?” (Al-i İmran 123-124)

bedir uhud (2)
UHUD SAVAŞI

 Ayet-i kerime Uhud savaşında nazil olmuştur. Bedir savaşından bahsetmektedir. Müminlere seslenen ve “İndirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi takviye etmesi, sizin için yeterli değil midir?” buyuran Resulullah Efendimizdir (s.a.v). Rasulullah Efendimiz (s.a.v.) Uhud’a bin kişilik ordusu ile gelmişti. Uhud, Medine’nin kuzeyinde Mescid-i Nebevî’ye yaklaşık 5 km. mesafededir.

Karşılarında üç bin kişiden oluşan müşrik ordusu vardı. Hicri 2, Miladi 624 yılında Bedir’de ağır bir yenilgiye uğrayan müşrikler, intikam almak için gelmişlerdi.

bedir uhud (12)

Ebû Süfyân kumandasındaki orduda 700 zırhlı, 200 atlı asker ve 3000 deve vardı.3000 kişi idiler.  İslam ordusunda 1000 asker vardı. ikisi atlı,100’ü zırhlı idi. İki tarafın çarpışmasına çok az bir zaman kalmıştı. O sırada, münafık Abdullah b. Übeyy, yaklaşık 300 fitneci askerini yanına alarak İslam ordusunu terk etmişti. İslam ordusu 700 kişi kalmıştı.

Münafıkların başı ayrılırken: “Ben meydan savaşına taraftar değildim. Muhammed çoluk çocuğun sözüne uydu, bizim sözümüze itibar etmedi. Niçin canlarımızı ve çocuklarımızı boş yere verelim?” diyordu. Bu fitneden, Medineli Selemeoğulları ile Hâriseoğulları  da etkilenmişti. Neredeyse onlar da İslam ordusunu terk edip gideceklerdi. Fakat Allah onları bu fitneden korudu da, Rasulullah efendimiz (s.a.v) ile birlikte devam ettiler.


“O zaman içinizden iki grup az kaldı bozuluyorlardı. Hâlbuki onların yardımcısı Allah’tı. Mü‘minler ancak Allah ‘a tevekkül etmelidirler.”

 bedir uhud (13)
Bu gelişmeler, Resulullah Efendimiz’i (s.a.v) çok üzmüş, İslam ordusunun moralini bozmuştu. Uhud’a giderken yaşanan sıkıntı, savaş sonunda da kaçırılan galibiyetle üzüntüye dönüşecekti. Uhud Gazvesi’nde Müslümanlar yetmiş şehid vermişti.


Ebû Süfyân, savaş sonunda Uhud dağına çekilen İslam ordusuna; “Savaş sırayladır; bugün Bedir Savaşı’na bedeldir” diye seslenmişti. Hz. Ömer de ona şu karşılığı vermişti: “Evet ama eşit değiliz. Zira bizim ölülerimiz cennette, sizin ölüleriniz cehennemdedir”

 bedir uhud (3)

UHUD İMTİHANI

 Uhud savaşında, ganimet derdine düşüp Resulullah Efendimiz’e (s.a.v) itaatsizlik gösterenler olduğu için neticede arzulanan sonuç elde edilemedi. Düşmana öldürücü darbe vurulamadığı gibi çok sayıda şehit verildi. Kimine göre bu sonuç felaket idi.

bedir uhud (15)

Bu konuyla ilgili ayet-i kerime mealen şöyledir: “Uhud’da başınıza bir felaket gelince şaşırıyor musunuz? Oysa siz bu felaketin iki katını Bedir’de o düşmanlarınızın başına getirmiştiniz. Dediniz ki; Bu neden böyle oldu? De ki: O, kendi kusurunuzdandır. Şüphesiz Allah’ın her şeye gücü yeter.”

“İki ordunun karşılaştığı gün, başınıza gelenler ancak Allah’ın izniyle olmuştur. Böylece Allah, inananları ortaya çıkarmıştır. Böylece Allah, ikiyüzlü olanları da ortaya çıkarmıştır.”

bedir uhud (14)
Allah (c.c.) Uhud günü, Müminlerin kalpleri kuvvetlesin, tesellli bulsunlar ve üzüntüleri kaybolsun diye bu ayet-i kerimeleri indirdi. Müminlere Bedir günündeki yardım ve zaferini hatırlattı.

 
Bedir’i hatırlayalım. O gün, Allah’ın Rasûlü (sav) çok heyecanlıydı. Ümmeti ve davası adına kaygılıydı. Kalktı ve: “Ey Allah’ım, ey Rabbimiz! Bana kitabı indirdin ve bana savaşı emredip bana zafer va’dettin. Elbette sen va’dinden dönmezsin,” diye dua etmeye başladı. Bunun üzerine Hz. Cebrail (a.s) indi ve Allah’ın emri ile meleklerle birlikte yardım için geldiğini bildirdi.

 
Uhud’da 70 şehidimiz vardı. Bedir’de müşriklerden 70 kişi öldürülmüş 70 kişi de esir alınmıştı. Bedir’de düşmana 2 kat hezimet yaşatılmıştı. Uhud’da ise arzulanan sonuç alınamamıştı. Müminin hayatında Bedir de vardır, Uhud da vardır. İki durumda Allah’ın birer imtihanıdır. Mesaj şu idi:


Uhud’un sonucuna takılıp kalmayın Müslümanlar. Bedir’de kazandığınız gibi samimi olursanız daha nice Bedir zaferleri sizi bekliyor. Bedir’de yardıma gelen Allah’ın melekleri, yine gelir yardıma. Bin melek üç bin melek olur. Üç bin melek, beş bin melek olur. Sizi takviye ederler. Zafer; yalnızca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah (c.c.) katındandır.

bedir uhud (4)
MELEKLERDEN TAKVİYE KUVVET

Kur’ân-ı Kerîm’de, Âl-i İmrân ve Enfâl sûrelerinde Uhud savaşı hakkında birçok âyet-i kerime bulunmaktadır. İlgili ayet-i kerimeler Al-i İmran suresinde mealen şöyledir:

“Andolsun sizler güçsüz olduğunuz halde Allah, Bedir’de sîze yardım etmişti. Öyle ise, Allah’tan sakının ki, O’na şükretmiş olasınız. O zaman sen, mü’minlere şöyle diyordun: “İndirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi takviye etmesi, sizin için yeterli değil midir? Evet, siz sabır gösterir ve Allah’tan sakınırsanız ve eğer onlar şu anda üzerinize gelirlerse, Rabbiniz savaş eğitimi görmüş beş bin melekle sizi takviye eder. Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bu sayede rahatlasın diye yaptı. Zafer, yalnızca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah katındandır.”

bedir uhud (5)


UHUD’A YÜRÜYÜN

 Resûlullah Efendimiz (s.a.v) Uhud şehidlerini sürekli ziyaret ederdi. Bazen atlı, bazen yaya Uhud’a yürür, şehitlikte dua ederdi. Eğer bir gün size hac veya umre nasip olursa, Resulullah Efendimiz’in (s.a.v) bu güzel sünnetini yaşatın olur mu? Bir Cumartesi sabahı, Uhud’a yürüyün ve Uhud şehitlerinin hatırasını yaşatın. Hatırlarsanız bize de dua edin inşallah!

bedir uhud (7)
SÜNNETULLAH:

Allah (c.c.) her şeyi bir sebebe bağlamıştır. Başarı ve başarısızlığın da bir sebebe bağlı olması, Allah’ın değişmez bir kanunudur. Buna Sünnetullah denir. Melekler, sebeplerle örülmüş hayat imtihanında, Allah’ın görevlendirdiği askerleridir. Sayısız melek Allah’ın emri altındadır. Bu melekler Allah’ın emri ile kâinatın her işinde vazife yaptıkları gibi yine Allah’ın emri ile Müminlerin yardımına da koşarlar.


bedir uhud (8)

HÜLASA: Bedir de olduğu gibi ihlas ve gayret ile Allah’ın yardımını hak etmek gerekiyor. Sefer kullardan, zafer Allah’tandır. Sayı, silah, güç, hepsi bahane… Allah’ın istediği olur. Zafer; sadece sayı ve silah çokluğu ile elde edilmez.


Maddi güç her şey demek değildir. Müminler üzerine düşeni yapar, tedbir alır, gerekli hazırlığı yaparlarsa karşılarındaki sayı ve güce takılmazlar. Allah dilediği kullarına bir karınca ile de yardım eder, bir melek ile de yardım eder, üç bin melek ile de yardım eder. Beş bin melekle de yardım eder.

bedir uhud (10)
Aldanma baharın güzelliğine


Ani bir kış gibi bastırır ölüm


Bunca yıl yaşadığına güvenme


İki göz arası mesafededir ölüm


İbretle bak kelebeğin ömrüne


Senin de ömrünü soldurur ölüm


Kim Baki kalan bu cihanda?


Geride kimseyi bırakmaz ölüm.

bedir uhud (11)

Kaynak: Sayıların Tefsiri, Ayhan Talha Bayraktar, Ravza Yayınları

Editör: AYHAN BAYRAKTAR