Günümüzde hala varlığını sürdüren muska ve büyücülük uygulamaları, İslam dininde nasıl bir yere sahip? İslam alimlerinin görüşleri ve dini metinler, bu konudaki yanlış anlamaları ve suistimalleri nasıl açıklıyor?

Bu haberde, muskacılık ve büyücülüğün İslami açıdan değerlendirilmesini, İslam'ın bu konudaki kesin tutumunu ve bu alandaki yanılgıları ele alacağız.

Genç Gazete Muskacılığın Gerçek Yüzü Ve  Muskacılıların Acı Sonu (1)

İslami Kaynaklarda Muskacılık

İslami inançlara göre, Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerinin muska olarak kullanılmasının, aslında bu kutsal metnin yanlış yorumlanması sonucu ortaya çıktığı görülmektedir. Özellikle İsra Suresi'nin 82. ayeti, muska yazımı için bir dayanak olarak gösterilmekte, ancak ayette böyle bir atıf bulunmamaktadır. Bu durum, dini bilgi eksikliği ve yanılgıların bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.

Genç Gazete Muskacılığın Gerçek Yüzü Ve  Muskacılıların Acı Sonu (2)

İsra Suresi'nin 82. Ayetinin Tefsiri

"Biz Kur'an'dan inananlara rahmet ve şifa olan şeyler indiriyoruz. O, zâlimlerin ise sadece kaybını artırır." - İsra Suresi, 82. Ayet
"Kur'ân-ı Kerim ile teberrükte bulunmak, Fatiha-i Şerife gibi sûrelerim hüsnüniyetle tilavet etmek (okumak) de bir nice emrazı cismaniye (bedeni hastalıklar) için bir vesile-i şifa bulunmaktadır." Ömer Nasuhi Bilmen

Ömer Nasuhi Bilmen'in tefsirine göre, bu ayet Kur'an'ın inananlar için bir şifa kaynağı olduğunu, inkarcılar için ise helak sebebi olduğunu belirtiyor. Burada Kur'an'ın, manevi ve fiziksel hastalıklar için bir şifa kaynağı olarak görülmesi, ancak muska yazımı için bir temel teşkil etmediği vurgulanıyor.

Genç Gazete Muskacılığın Gerçek Yüzü Ve  Muskacılıların Acı Sonu (3)

Muskacılığın İslam'daki Yeri

Kur'an-ı Kerim, insanlara yol gösterici ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak gönderilmişken, muska yazımı gibi uygulamaların İslam'a ve kutsal kitaba ihanet olarak görülmesi gerektiği belirtiliyor. Bu tür uygulamaların, İslam inancını zedeleyen ve hurafelere yol açan davranışlar olduğu ifade ediliyor.

Kur'ân-ı Kerim, muska yazmak, büyü yapmak için değil, "İnsanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak gönderilmiştir. (Bakara Suresi, âyet, 184.)

İslam dininde esas olan sağlıklı ve temiz yaşamaktır. Hastalık halinde de hekim, tedavi ve ilaç tavsiye edilir. Bunun yanında özellikle manevi rahatsızlıklar için dua, Kuran-ı Kerim tilaveti, zikir, esmaül Hüsna ile Allah'tan şifa istenir.

Şifa ve yardım Allah'tan beklenir. Sihir ve büyü yapanlar çoğunlukla şeytan ve cinlerden yardım alırlar. Onların öğrettikleri din ve bilim dışı metotları uygularlar. Bu yüzden şirke düşerler ve kendilerine inananları da düşürürler.

Genç Gazete Muskacılığın Gerçek Yüzü Ve  Muskacılıların Acı Sonu (4)

Muskacıların Sonu

Ömürünü muska yazarak, fal açarak, sihir yaparak geçiren pek çok insanın sonu hüsran ile noktalanmıştır. Bunlardan kimisi hapishane köşelerinde, kimisi de feci hastalıklara yakalanarak fakr-ü zaruret içerisinde ölmüşlerdir.

Muskacılıkla zamanını geçiren ve bu yoldan menfaat sağlayan pek çok insanın sonunun hüsranla bittiği, yaşamlarının sıkıntı ve sefaletle geçtiği belirtiliyor. Bu, muskacılığın dini açıdan kabul edilemez olduğunun ve zararlı sonuçlarının bir göstergesi olarak ele alınıyor.

Genç Gazete Muskacılığın Gerçek Yüzü Ve  Muskacılıların Acı Sonu (5)

Büyücülüğün İslamî Hükmü

İslâm bilginleri "sihir şeytanî bir iştir" der. Öyleyse sihir ile uğraşanların en yakın dostu da şeytanlardır, çinililerdir. Oysa şeytan dinimize göre insanın en büyük düşmanıdır.

İslam Dini, sihrin (büyünün) varlığını ve bir marifet olduğunu kabul etmekle birlikte, yapmayı ve yaptırmayı kesinlikle yasaklamıştır. Büyücülük, insanı Allah'ın emirlerinden uzaklaştıracağı için dinimizde yasak kılınmış, Peygamberimiz tarafından büyük günahlardan biri olarak kabul edilmiştir.

Genç Gazete Muskacılığın Gerçek Yüzü Ve  Muskacılıların Acı Sonu (7)

Büyücülere Verilen Cezalar

Büyücülük gibi işler ise insanı Allah'tan O'nun emirlerinden uzaklaştıracağı için dinimizde yasak kılınmıştır. Peygamberimiz büyüyü Allah'a ortak koşmaya eş göstermiş ve büyük günahlardan biri olarak bildirmiştir. Bu itibarla sihir yapan kişi suçlu olmaktadır.

İslam mezhep imamlarına göre sihir yapan kişi suç işlemiş sayılır ve ağır cezalara çarptırılır. Özellikle sihir sonucu ölüm meydana gelirse, kısasın uygulanması gerektiği belirtiliyor.

Büyücü yaptığı büyünün etkisiyle birinin ölümüne sebebiyet verecek olursa İmam-ı Malik, İmam-ı Şafii ve İmam-ı Ahmed'e göre kısas lazım gelir. İmam-ı Âzam'a göre ise bu işin tekrarı halinde kısas lazım gelir.

Genç Gazete Muskacılığın Gerçek Yüzü Ve  Muskacılıların Acı Sonu (8)

Hz. Ömer'in döneminde, müslümanların inançlarına zarar veren büyücülere kısas yönünde emirler verdiği de kayıtlarda yer alıyor.

Sihir genelde insanlar arasına ayncalık sokmak, malına, canına, namusuna, arzusu hilafına zarar vermek, etki altına almak gayesiyle yapıldığı içindir ki, yasaklanmıştır.

Genç Gazete Muskacılığın Gerçek Yüzü Ve  Muskacılıların Acı Sonu (9)

İslam dininin bu konudaki net tutumu, toplumu yanılgılardan ve hurafelerden koruma amacını taşımaktadır. Gerçek ulema ve manevi makamların yanı sıra, toplumu bu tür sahte inançlar konusunda bilinçlendirmek ve korumak her müminin görevidir.

Kaynak: Yaşayan Hurafeler, Kemalettin Erdil

Hazırlayan: Ayhan Talha Bayraktar

Editör: AYHAN BAYRAKTAR