Çoğunluğun sağ elini tercih etmesi, bilim dünyasında uzun süredir merak konusu. Ancak, neden bazı insanlar solak oluyor? Bu, genetik bir faktör mü yoksa çevresel koşulların bir sonucu mu? Ve solaklık, insanlar arasında neden bu kadar nadir? Bu sorular, yıllardır araştırmacıları ve bilim insanlarını meşgul ediyor.
Genetik Mi, Çevresel Mi? Solaklığın Gizemi
Baştan yazalım: insanların bazılarının neden solak olduğu konusuna bilim henüz cevap bulabilmiş değil. Bu konu hala Yüce Yaratanın bir takdiri olarak gizemini koruyor. İnsanların çoğu niçin sağ ellerini kullanıyor? Bunun cevabı henüz bilinmiyor.Biz yine de bu konudaki yorumlara bir göz atalım:
Beynimizin iki yarısının farklı yetenekleri kontrol etmesi, bu konuda önemli ipuçları sunuyor. Solaklık, beyin yapımız ve çevresel faktörler arasında nasıl bir ilişki içinde? Bu sorunun cevabı, solaklığın sırlarını çözmek için kritik bir anahtar olabilir.
Solaklık ve Beyin Yapısı
Beynimizin sol yarısı, konuşma ve yazma gibi önemli yeteneklerimizi kontrol ederken, sağ yarısının idrak, yargılama ve hafıza gibi işlevlere kumanda ettiği biliniyor. Bu durum, solakların beyninin, sağ elini kullananlara göre farklı çalışma şekillerine sahip olabileceğini düşündürüyor. Ancak solaklık konusunda bu tespitler açıklayıcı değildir.
Tek yumurta ikizlerinin bile yüzde onu farklı ellerini kullanıyor. Biri solakken diğeri sağ elini kullanıyor. Sebebi bilinmiyor. Genetik kodlarda ve kalıtımla ilgili araştırmalarda buna dair bir cevap bulunabilmiş değil.
Solaklıkta Çevresel Etkiler
Rahimdeki bebeklerin pozisyonları gibi çevresel faktörlerin solaklık üzerindeki etkisi henüz kanıtlanmış değil. Ancak, bu teoriler solaklık fenomeninin anlaşılmasında önemli bir rol oynayabilir.
İnsanın dışında hiçbir yaratık, bir elini veya ayağını diğerine göre öncelikli kullanmıyor. Solaklık insana özgü bir özellik olarak karşımıza çıkıyor.
Tarih boyunca, tüm ırk ve kültürlerde, doğuştan sağ elini kullanan insanlar hep çoğunlukta olmuşlardır. Dünyada 10 kişiden 9 kişi sağ elini kullanırken 1 kişi solak doğmaktadır.
Solaklık ve Toplumsal Algılar
Solakların tarihte yaşadığı zorluklar ve toplum içindeki yerleri, bu konunun sadece bilimsel değil, aynı zamanda sosyokültürel bir boyutu olduğunu gösteriyor.
Ortaçağda solak insanları şeytanla bağlantılı görme gibi batıl inanışlar ve hurafeler vardı. Solak insanlar kınanırdı.
Günümüzde bile solak doğan çocuklar, aileleri tarafından sağ elleri ile yazma konusunda zorlanmaktadırlar.
"Sağ ellerini kullananlar için hayat daha kolaydır. Onlar daha iyi organize olmuşlar, acımasız bir üstünlük kurmuşlar, dünyada her şeyi kendilerine göre ayarlamışlardır. Arabaların vitesleri, silahlarda boş kovanların fırlayış yönü, hatta tuvaletteki muslukların yeri bile hep sağ ellilere göre tasarlanmıştır" - Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi
Solaklar, tarih boyunca farklı kültürlerde çeşitli şekillerde ötekileştirildi. Bu ötekileştirme, dillerdeki ifadelerde bile kendini gösteriyor. İngilizcede 'left' kelimesi, zayıflık ve kullanışsızlık anlamlarına gelirken, 'right' doğruluk ve haklılık anlamı taşıyor. Türkçede de benzer bir durum söz konusu.
Türkçe'de Sağ; hem canlı ve hayatta anlamında kullanılır, hem de sağlıklı, sağlam gibi sıfatların
kökünü oluşturur. Sol için Türkçe'de olumlu bir anlam yoktur. Solak olmanın belki de en büyük faydasını sol ayağını iyi kullanan futbolcular görmektedir.
İnanç ve Sağ el konusu
İslam Dininde de Sağ el daha çok beslenme eli, sol el de daha çok temizlik ve taharet eli olarak ön plana çıkmaktadır. Solak olanlar için bir yasak söz konusu değilken, normalde sağ elini kullananların yeme ve içmede sol elllerini kullanmaları doğru bulunmamıştır. Şeytanın sol ile yiyip içtiğini haber veren rivayetler, solak insanları kınamak için değil normalde sağ elini kullanan insanların sol el ile yiyip içmemeleri konusunda bir uyarıdır. Sol elin temizlikte kullanılması ve enerjisinin sağ ele göre negatif olması bu rivayetleri desteklemektedir.
Velhasıl, Ellerimiz ve ayaklarımız bedenimizde Allah'ın bir tasarımı. Bazılarımızın da solak olması yine Allah'ın bir takdiri. Belki bir gün bilim bu ilahi takdirin gizemini çözebilir.
Hazırlayan: Ayhan Talha Bayraktar