Sıcacık bir mahalle, samimi insanlar ve fonda tanıdık bir melodi...  İşte Kemal Sunal'ın filmlerinin büyüsü de tam olarak buydu. O, sadece bir aktör değil, Türkiye'nin aynası, samimiyetin ve naifliğin simgesiydi.

601538D155427F0730870310

11 Kasım 1944'te İstanbul'da doğan Kemal Sunal, yoksul bir geçmişten gelmesine rağmen kalbindeki sanat aşkını hiç kaybetmedi. Tiyatro sahnelerinde başlayan yolculuğu, onu Türk sinemasının zirvesine taşıdı. "Hababam Sınıfı", "Tosun Paşa", "Canım Kardeşim", "Kibar Feyzo"... Saymakla bitmeyen filmleriyle milyonları kahkahaya boğdu, bazen de gözyaşlarına boğarak düşündürdü.

"Şaban"dan Öte Bir Adam

Onu "Şaban" karakteriyle tanıdık belki ama Kemal Sunal, her rolüne içtenliğini ve insan sevgisini katarak sıradan bir karakteri bile unutulmaz kılan bir ustaydı. Filmlerindeki saf, naif, ezilen ama kalbi temiz karakterleri canlandırırken aslında hepimizin özlemini çektiği değerleri yansıtıyordu.

Eğlendirirken Düşündüren Usta!

Kemal Sunal filmleri, sadece güldürmez, aynı zamanda toplumsal mesajlar da verirdi.  Eğitim sistemindeki aksaklıkları, yoksulluğu, adaletsizliği mizahi bir dille eleştirerek izleyicileri düşünmeye sevk ederdi. Bugün bile filmlerini izlerken aynı zamanda kendimizi sorgular,  "Şaban"ın saf sorularında kendi gerçeklerimizi ararız.

3 Temmuz 2000... Türk sineması için gözyaşlarıyla dolu bir gün. Kemal Sunal, henüz 55 yaşındayken aramızdan ayrıldı.  O gün, Türkiye sadece bir sanatçısını değil, samimiyetini, naifliğini, içtenliğini kaybetmenin hüznünü yaşadı.

Kemal Sunal,3 Temmuz 2000 tarihinde, Balalayka isimli filmin çekimleri için bindiği Trabzon uçağında geçirdiği kalp krizi sonucu 55 yaşında aramızdan ayrıldı.

Kemal Sunal, bugün aramızda olmasa da filmleriyle yaşamaya devam ediyor. Onun filmleri, her izlendiğinde bize insan olmanın erdemlerini hatırlatıyor,  gülümsemeyi unutturmuyor.  Ve biz, her gülümsediğimizde, Kemal Sunal'ı sevgiyle anıyoruz.

Kaynak: HABER MERKEZİ