“Ben dünya kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden,
El-Aziz (Elâzığ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden; İsmi önemsiz, cismi değersiz,
Çaresiz ve kimsesiz bir Abdi acizin,
Ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken,
Başhekimlik üzerinden Hâkimler Hakim’inin
Dergâhı Uluhiyetine son arzuhalimdir...!
Ben gam (dertlilik) deryasında,
Fakirlik vatanında,
Horluk ve rezillik kaftanında
Padişah yapılmışım...!
Meyvalardan dağdağana,
Çalgılardan ney-kemana kapılmışım…
Benim yatağım akasya dikeninden,
Yorganım kirpi derisinden farksızdır.
Kalbim Ayizman’ın (Hitlerin işkenceci Nazi Komutanı) fırını,
Ve sahranın çöl fırtınasıdır...!
Ruhum aşık-ı Hüda Mahbup peresttir,
Lakin aklım kaderin cilvesi ve
talihin sillesiyle gurestir (gelgittir)...!
Bana gelen Derdü gamın kilosu beleştir.
Nerde bir güzel varsa bana karşı
Keleştir (yüz vermez, cesaretlidir),
Bütün yiğitlerde bana hep ters ve terestir.
|
Aylar geçti,
Tek Gözyaşıyla ve kara toprakla aldığım
Teyemmüm abdesttir...!
Yani, içtiğimiz kezzap suyu,
Mezemiz ise ateştir...!
Ol Resulü Zişan ve Sultanı dücihan:
“Cenabı Allah’ın insanları dünya,
Dünyayı ise insanlar için yarattığını;
Ruhları vücut için,
Vücutları ise ruhlar için yarattığını;
Erkekleri kadınlar;
Kadınları erkekler için yarattığını;
Cenneti mü’min kullar,
Mü’min kulları da cennet için yarattığını;
Cehennemi inkârcılar ve münafıklar,
İnkârcıları ve münafıkları da
Cehennem için yarattığını”
Hadisleriyle haber vermiştir..!
Peki acaba benim gibi meczup divaneleri
Ne maksatla halk etmiştir...?
Bilen babayiğit,
Meydana çıkıp söylesin...!
Temizliğim, Allah sana iman verdi sen tuğyan edersin;
O inam etti sen küfran (nankörlük) edersin;
O ikram etti sen inkâr edersin;
O ihsan etti sen isyan edersin;
Bir de kalkıp bana deli divane diye
Bühtan edersin...!
Bu söylediklerimin hepsi
Ruhumun içinde cenk etmektedir...!
|
Eğer dilekçemin cevabı gelirse
Bu manevralar sona erecektir.
Şimdi adresimi arz ediyorum:
Kur’an’ı geldiği yere,
Yine Kur’an’ı getiren geri taşısın.
Madem ki ahkamı ve ahlakı kalmadı,
Kur’an’ın kâğıdı ve yazısı neye yarasın...!
Taki Hz. Muhammed Mehdi (A.S) gelince
Yeniden okunup yaşansın...!
Ey zerrelerden kürrelere,
Yerlerden göklere
Bütün alemlerin Rabbi...!
Ey cemadi, nebati, hayvani,
İnsani, ruhani ve nurani
Her şeyin ve herkesin yegâne sahibi...!
Ey iman ve şuur ehli kalplerin
En yüce habibi...!
Ey dertli bedenlerin kederli Gönüllerin…
|
Ve yaralı yüreklerin tabibi...!
Ben biçare kulun ki;
Garipler garibi,
Hüzünlerin esiri,
Zulümlerin muzdaribi,
Öksüz, yetim ve
Sahipsiz bir tımarhane delisi...!
Ama kutsi muhabbet ve
Hasretinin divanesi! …
Herkesi ve her şeyimi elimden aldın,
Ama sana sığındım,
Aşkına sarıldım,
Yegâne Sen kaldın!.
Yurdumdan yuvamdan,
Evimden barkımdan ayırdın,
Gurbete ve hasrete saldın,
Ama onları ararken sana ulaştım,
Sevdana daldım...!
Böylece fani ve hayali
Görüntülerden kurtarıp
Hakiki tecelline mazhar kıldın...!
(1)
|