Az önce oyumu kullandım.Biraz gergin biraz mutsuz oturdum klavyenin başına.Herkes günlerdir nereleri kazanırız,nereleri kaybederiz bunu konuşuyor.Bense uzun zamandır "neleri" kaybettiğimizi düşünüyorum.

Ben kendimi muhafazakar olarak tanımlıyorum.Dinin hükümlerini hayatıma kılavuz yapmaya çalışıyorum. 2002 den beri iktidar da olan insanlar da muhafazakar olarak tanımlıyorlar kendilerini.

Son yılların en çirkef, en şedid,kamplaştıran,yalanın, iftiranın, algı operasyonlarının gırla gittiği bir seçim dönemi yaşadık.Hükümet medyasının ki medyanın %90 ı iktidara yakın,seçim performansı tek kelime ile rezillik.Artık ben "bizim" medyaya bakamıyorum.Midem bulanıyor.Montaj,kesip biçme,haberleri, söylenen sözleri eğip bükme,yalan haber adaletsizlik vb. ne ararsanız var.

" Biz" ne zaman bu kadar acımasız olduk.Ne ara bu kadar ilkesiz olduk.Ne zaman kazanmak için her şey mubah oldu.

"Biz" buna dönüşmüşsek ben o "bizin" içinde yokum.

Bir şey yapıldığında ya da bir söz söylendiğinde hemen şu sorular soruluyor."kim" yapmış "kime" yapmış.Halbuki doğru soru "ne" yapmış sorusu olmalı.Yapılan şey yanlışsa kimin yaptığının, kime yapıldığının ne önemi var ki.Yapılan yanlışsa yanlıştır.Ama "onlar da yapmıştı". "ya da ellerine imkan geçince onlar da yapacak". "Hatta daha kötüsünü yapacaklar".Bu argümanlar ölçü olamaz.Evet "onlar" da bize zulmettiler.Yalan haberler yaptılar.İftira attılar.Söz hakkı tanımadılar.Ama biz de onlar gibi yapacaksak ne farkımız var ki. Biz onlar gibi olmayacağız diye yola çıkmadık mı.Aynı zihniyet devam edecekse sadece yapan ve yapılan yer değiştirecekse iktidar olmanın ne anlamı var ki.Unutmayın asıl savaş, düşmana benzeyince kaybedilir.

Zalim olmaktansa bin kere mazlum olmayı tercih ederim.

Bu gün insanlar sadece "ak partili" diye "saadetli" diye "chp" li diye "ip" li diye birbirinden nefret ediyor.Ve en ağır hakaretleri ediyor.Toplum ikiye bölündü.Kan bile döküldü. Değermiydi bir seçim için.Biz gene buradayız.Beraber yaşayacağız.80 milyon Türkiyeliyiz.Acilen toplumsal barış sağlanmalı.Birbirimizi Allah için sevmeliyiz.Rabbimiz hz Musa'ya Firavuna yumuşaklıkla tebliğde bulun dedi.Firavuna bile diyorum, Saadetli,CHP,İp liye Ak Partiliye değil.

Biz "bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe sevketmesin" diyen Allah'ın kitabını kendimize kılavuz etmişiz.

Biz kendisine bin türlü işkence yapan müşrikleri, Mekke'yi fethettikten sonra affeden ve onlara adalet le hükmeden bir peygamberin ümmetiyiz.

Bizim için iktidar olmak "hakka ve halka hizmet" için araçtı. Ne zaman iktidar olmak amaç haline geldi.Araç la amaç yer değiştirince dava da kalmaz adalette.

17 yıldır muhafazakarlar iktidarda. Makam, mevki, para muhafazakarlara açıldı.Ve maalesef bu imtihanı kaybettik-kaybediyoruz.Azar azar dönüşüyoruz.Farkında olmadan idealden uzaklaşıyoruz.

İşte ak parti; kazanmak için bin türlü yalan söyleyen, iftira atan, her türlü algı operasyonu yapan, devletin her türlü imkanını kullanan bir parti.Özel medyayı geçtim her kesimden insanın vergisi ile yayın yapan trt yi kendisinden başka herkese kapatan bir parti.Muhaliflere itibar suikastı yapsın diye aktrol ordusu besleyen bir parti.En küçük eleştiriye dahi tahammülü olmayan bir parti.Listeyi daha uzatabiliriz.

İşte Saadet; oyumu iki puan artıracağım diye hdp ile (kısmen de olsa) işbirliği yapan ve tüm politikasını Erdoğan karşıtlığına indirgeyen bir parti.Oy vermese bile herkesin saygı duyduğu, fikrine değer verilen bir dava partisini popülist, sonuç odaklı çalışan bir partiye dönüştürdüler.

Biz bu değildik.Biz bu değiliz.Biz idealleri olan ve bu idealleri gerçekleştirmek için çalışırken hakka hukuka, günaha sevaba dikkat eden bir topluluktuk.Kazanırken kaybediyoruz.Küçük kazanımlar için büyük şeyler feda ediyoruz. Ve maalesef bunun farkında bile değiliz.

Ahlakı,erdemi,ilkeyi,adaleti kaybettikten sonra bin yıl iktidar olsak ne olur ki.

Davayı kaybettikten sonra Saadet iktidar olsa ne olur Ak parti olsa ne olur.

Artık islamcıların "Müslüman" olma vakti geldi.

Her geçen gün kaybettiğimiz değerlerimiz bizden uzaklaşıyor.Geri dönmek zorlaşıyor.

Allah sonumuzu hayreylesin.

Not: Bu yazı Pazar günü öğle saatlerinde yazılmıştır.İstanbul oy sayımında yapılanlar maalesef yukarıda yazdıklarımı teyit etti.İstanbul'u vermemek uğruna adaleti,hukuku,devlete ve iktidara güven duygusunu yerle bir ettiler.Bu saatten sonra İstanbul'u kazansak ne olur ki...