Emin Yıldız yazdı
Âsumâna bakarken, açılan pencereden,
Tefekküre dalmışım, ilham veren geceden.
Yıldızlar sere serpe, gökyüzünü kuşatmış.
Bir kudret, yıldızları boncuk gibi fırlatmış.
Bize düşen, seyredip sayısız boncukları,
Yaradan'ı düşünmek, her bakışta yukarı.
Göz kırparak yıldızlar mesafeler aşarken,
Bir çok sırrı haykırır yer yüzüne düşerken.
O sırları fark edip, anlamak yıldızları,
Hakikat alemine ulaştırır kulları.
İdrak etmek imkânsız büyüyen sonsuzluğu?
İçindeyken anlamak, mümkün mü onsuzluğu.
Devasa kütlelerin doldurduğu bu sonsuz,
Oluşması imkânsız protonsuz, nötronsuz.
Zerrelerden kürreler halk etmek, O'na mahsus.
Hangi ilimle yapar? Hangi akıl? Hangi us?
Hiç bir yere sığmayan, Zamansız ve Mekânsız.
Seni bu aczimizle, anlamamız imkânsız.
Var oluş sırlarını, gönlümüze ilham kıl.
Gönül gözü görmeden, idrak edemez akıl.
Aç gönlümüzü ya-Rab! Hakikate kavuşsun.
Emin kıl ki dâlâlet kalbimizden savuşsun.