Diyanet İşleri Yüksek Kurulu, günümüzde giderek artan kiralama sektörüne yönelik önemli bir fetva yayınladı. Kiralanan mallar karşılığında depozito alınması konusunda farklı mezheplerin görüşleri ışığında bir karara varıldı. Bu karar, hem kiracıların hem de mal sahiplerinin haklarını korumayı amaçlıyor.
Kiracılar ve Mal Sahipleri İçin Yeni Dönem
Hanefî Mezhebinin Bakış Açısı
Hanefî mezhebine göre, kiracının, mal sahibinin belirlediği şartlara uyması ve mülkünde kusur olmaması kaydıyla zarar tazminatı yükümlülüğü bulunmuyor. Bu bağlamda, Hanefi mezhebinde rehin manasına gelebilecek depozito alınması uygun görülmüyor. Hanefi mezhebine göre depozito uygulaması caiz değil.
Kaynak: Mevsılî, el-İhtiyâr, 2/53-54; Mecelle, md. 710
Mâlikî Mezhebinin Görüşü
Diğer yandan Mâlikî mezhebi, kira sözleşmelerinde rehin olarak depozito alınmasını caiz buluyor. Bu görüş, özellikle günümüz koşullarında daha fazla dikkate alınmış durumda.
Kaynak: İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 2/273
Gelişen kiralama sektörü ve artan suistimaller sebebiyle, Diyanet İşleri Yüksek Kurulu, güvenlik ve güvence ihtiyacını göz önünde bulundurarak Mâlikî mezhebinin bu yöndeki görüşünü kabul etti. Buna göre, kiralık mülklerde depozito alınması dinen uygun bulunuyor.
Günümüz Koşullarının Etkisi
Diyanet'in bu kararı, modern kiralama sektöründeki güvenlik endişelerini ve kiracı-mal sahibi ilişkilerindeki dengeleri gözetiyor. Hem kiracıları hem de mal sahiplerini koruma altına alan bu yaklaşım, sektöre ışık tutuyor.
İşte Diyanet İşleri Yüksek Kurulu Tarafından Yayınlanan Karar Metni:
Kiralanan bir mal karşılığında depozito vermek caiz midir?
Hanefîler'e göre; herhangi bir kusuru olmadığı ve mal sahibinin ileri sürdüğü şartlara aykırı davranmadığı müddetçe, kiracının kiraladığı malda meydana gelecek zararı tazmin etme yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple mal sahibinin kiracıdan rehin manasına gelebilecek bir şeyi depozit adı altında rehin olarak alması caiz değildir (Mevsılî, el-İhtiyâr, 2/53-54; Mecelle, md. 710). Mâlikîlere göre ise kira sözleşmesinde rehin almak caizdir (İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 2/273).
Günümüzde menkul veya gayrimenkul malların kiralanmasının büyük bir sektör hâline gelmesi, konunun suistimale açık olması ve güven duygusunun zedelenmesi gibi sebeplerden dolayı Mâlikî mezhebinin görüşü istikametinde mal sahibinin depozit alması caiz görülmüştür.
Din İşleri Yüksek Kurulu 12.07.2017