O tek başına bir güvercin sevdalısı
Bir politik sevda, köylere umut taşıyan bir adam ve siyasi sahnede tek başına bir mücadele... Halil Uyan'ın DSP için verdiği çaba, siyasi arenada nadir rastlanan bir özveri örneği sunuyor. Peki, bu yalnız nefer kimdir ve mücadelesi nasıl şekilleniyor?
Halil Uyan: Bir Yalnız Adamın Portresi
1944 yılında İnegöl'e bağlı Kulaca köyünde doğan Halil Uyan, askerlikten sonra memuriyete ve ardından tarımsal kalkınma kooperatifinde yöneticiliğe adım attı. Siyasi hayatı, 1995 yılında DSP İlçe yönetiminde başladı ve ilerleyen yıllarda yerel siyasette önemli roller üstlendi.
Halil Uyan, DSP'nin zor günlerinde partiyi ayakta tutmak için köy köy dolaşarak emekli maaşının bir kısmını harcıyor, partinin politikalarını anlatıyor ve köylülerin dertlerine ortak oluyor. Parti için hem maddi hem de manevi bir savaş veren Uyan, demokrasi ve hak arayışı içinde yalnız bir savaşçı olarak öne çıkıyor.
Halil Uyan, yerel yönetimler ve hükümet politikaları arasındaki çatışmalarda, köylülerin sesi olmayı sürdürüyor. Bu hikaye, Halil Uyan'ın DSP'ye olan bağlılığını, köylere olan sevgisini ve politikaya dair umutlarını anlatıyor. Kendisini bir yalnız nefer olarak tanımlayan Uyan, demokrasi ve adalet arayışında yılmadan devam eden bir mücadele sergiliyor.
Halil Uyan, O bir nefer neyin neferi derseniz, aşağıda okuyacağınız satırların neferi, bir yalnız adam DSP’yi en zor günde alıp bir yerlere getirmeye çalışıyor. Köyleri dolaşarak, emekli maaşının bir bölümü harcayarak, DSP’nin politikalarını anlatıyor ve köylünün derdine ortak oluyor.
Bir zamanlar iktidar olan partisinin peşinden gidenleri şimdi onun yanında yok. Yeri geliyor cebinden partinin kirasını, karşılıyor, yeri geliyor, tek başına partiden gelen partililere çay dağıtıyor. Yeri geliyor partinin temizliğini yapıyor. Yeri geliyor, partisini ve halkı tek başına savunuyor. Demokrasiyi savunarak hak arıyor, bir dönem ihraç duruma gelmesine rağmen yine partiyi yalnız bırakmayarak, ona sahip çıkan bir yalnız adam. Böylesi belki de hiç görülmeyen bir güzellikte kendi çocukları gibi sahiplenen bir güvercin sevdalısı. İsterseniz gelin bu söyleşiyi okuyalım ve ona göre karar verelim…
SİZİ TANIYABİLİRMİYİZ?
H.U:1944 yılında İnegöl’e bağlı Kulaca köyünde dünyaya geldim. Ortaokulu İnegöl’de okudum. Lise olmayınca bir daha okuyamadım. Askerlikten sonra 1969 yılında İnegöl Özel idare Müdürlüğü’nde memuriyet görevine başladım. 1976 yılında ise o zamanlar yeni kurulan Kulaca köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifine üyelerin isteği üzerine memuriyeti bırakarak, kooperatifte idareci olarak göreve başladım. 1996 yılında ise buradan emekli oldum. Yedi çocuk ve 7 torun sahibiyim.
POLİTİKAYA NE ZAMAN ATILDINIZ?
H.U: 1995 yılında DSP İlçe yönetiminde İlçe Milli Eğitim eski Müdürü olan Recep Doğan başkanlığında oluşturulan yönetimde İlçe sekreteri olarak görev aldım. 1999 yılında yapılan yerel seçimlerde İl Genel Meclisi’ne halkın teveccühü ile seçildim. 2002 yılında ise Daimi Encümenlik yaptım, 5 yıl bu görevi, büyük-küçük köy demeden, hak yemeden, siyasi parti gözetmeksizin layıkıyla yaptığıma inanıyorum.
SİZİN DÖNEMİNİZDE BÜTÜN KÖY YOLLARI ASFALTLANDIĞINI İDDİA ETTİNİZ, AMA AK PARTİ BUNA “BİZ” YAPTIK DİYE SAHİP ÇIKTI. SİZ BU KONUDA NE DİYORSUNUZ-
H.U:Bizim dönemimizde 275 km. Asfalt yaptık. Ancak 2003 yılında asfalt yapılacak 11 köyümüz vardı, bu köylerde 65 km. yol yapıyordu. Bunu biz programa aldırmıştık. 2004 yılında yapılması gerekiyordu. Ancak AK Parti Genel seçimlerde iktidara geldi ve AK Parti İlçe Başkanı Burhan Alıcı, nedense bu programa alınan köy yollarını, sırf DSP yaptırdı demesinler diye, iptal ettirdi. Bu siyasi bir etik değildir. Bu yapılan yanlış 11 köye yapılmıştır. Burada hizmetler durdurularak,ekipmanlar İnegöl-Bursa arası çift yola doğru kaydırılmıştır.
GEÇENLERDE SAYIN ALICI ”BUNCA ZAMANDIR İNEGÖL KÖYLERİNDE YOL VE İÇME SORUNUNU HALLEDİLEMEMESİ BUNDAN ÖNCEKİ İKTİDARLARININ AYIBIDIR ”DEDİ. SİZ BU KONUDA NE DERSİNİZ?
H.U:AK Parti 2002 yılında hükümeti devraldığında, biz İnegöl’de asfalt yol olmayan 11 köy ve içme suyu şebekesi yeterli olmayan 8 köy devretmiştik. Ben şimdi buradan Sayın Alıcı’ya soruyorum; “2006 yılındayız hala bu köylerin sorunları halledilmedi mi? İhtişamla açılan çift yollar, kış daha bitmeden neden trafiğe kapandı?” Böyle atıp tutmakla olmaz, icraatı yapacaksın sonra eline mikrofonu alıp geçmiş partileri eleştireceksin.
YOĞUN KAR YAĞIŞINDA TAHTAKÖPRÜ’DE OKULUN YEMEK HANESİ ÇÖKTÜ. BU NEDİR? NASIL BÖYLE BİR İNŞAAT YAPILIYOR. SİZCE DENETİM OLMUYOR MU?
H.U:Bayındırlık İl Müdürlüğü’nden aldığımız bilgiye göre Bursa genelinde tek tip proje uygulandığını öğrendik. Ancak Tahtaköprü’de kış şartları zor geçer. Bunu İl Genel Meclisi üyelerinin bilmesi gerekirdi, ayrıca yaptığımız incelemede eksik malzeme kullanılmış. En büyük tesellimiz, okulların tatil olmasıdır. Eğer okul zamanı olsaydı. Bunun hesabını veremezlerdi.
SİZCE İNEGÖL BELEDİYESİ BAŞARILI MI?
H.U: İnegöl hizmet almada çok şanslı bir konumda, il ve genel merkezden yeterli miktarda hizmet alınıyor. Belediye’nin çalışmalarını yetersiz dememiz yanlış olur. Ancak Sayın başkan Alinur Aktaş’ın bazı meclis üyeleri kafasını çok kurcalıyor. Buna ilçe yönetiminden de bazı üyelerde dahil. Eğer yalnız bırakılırsa, Aktaş daha iyi çalışmalarda yapar. Bunu söylemekte bir sakınca görmüyorum.
PEKİ, BAŞKANIN EN ÇOK HANGİ İCRAATINI BEĞENİYORSUNUZ?
H.U:Alinur Aktaş, genç dinamik bir yapıya sahip, Yukarıda dediğim gibi eğer işine karışmazlarsa çok daha başarılı olur. En güzel yanı İlçe Başkanı Burhan Alıcı ve bazı yöneticilerin İnegöl’e bir çivi çakılmadığı sözünü sürekli hatırlatmalarına rağmen, Aktaş’ın bu tür polemiklere girmemesi, eskiye dönüp de suçlamalarda bulunmaması. Bu kendisi için artı bir puandır.
SAYIN UYAN, SİZ ŞUAN DSP İLÇE BAŞKANISINIZ BİR DÖNEM PARTİDEN İHRAÇ OLMA DURUMU İLE KARŞI KARŞIYA KALDINIZ. NEDİR BU İHRAÇ OLAYI?
H.U: 2001 yılında partiden ihracım söz konusuydu. Benim siyasi yapılanmalarla ve haksızlıklarla ilgili itirazlarım vardı. O dönem İl Başkanı Erdem Baydaroğlu’ydu kendisi ile anlaşmazlıklarımız vardı. İnegöl’de Bursa’da her şeye karışıyordu. Partiye adı gibi demokrasiyi sokmak için mücadele ettim. Bana İl Daimi Encümeni için 21 oy çıktı. Aday olmadığım halde seçildim, il yönetimi bana grup kararına uymadın diye disipline gönderdi. Burada benim suçum yoktu. Çünkü İl Genel Meclisi üyesi arkadaşlarım ve muhalefet partisinin temsilcileri benim lehime oy kullandılar. Burada benim suçum yok ki ben ne yapabilirdim.
PEKİ, NASIL BAŞKAN OLDUNUZ DSP’YE?
H.U:Bu çok önemli bir soru. Ben hiç üyeliğim olmadan DSP’de yönetici oldum, 1995 yılında. 1999 yılında yine istemeden İl Genel Meclisi üyesi adayı olarak buldum kendimi. Daha sonrada halkı teveccühü ile İl Genel Meclisi üyesi seçildim. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle kabul etmemiştim ama arkadaşlarım beni uygun gördüler. Benim bir vefa borcum var. Beni bir yerlere aday gösterip onara ettiler. Seçimler geldi, DSP büyük bir düşüş yaşadı. Parti biranda dağıldı. Yeniden bir yapılan sürecine girildi. Benden önce bu görevi yine partinin bir neferi olan Avni Köksal’a verildi. Bu arkadaşımızda işlerinin yoğunluğunu gösterip istifa ettikten sonra, il yönetimi ilçe başkanı aradı. Ama bulamayınca bende partinin sahipsiz kalmaması için göreve talip oldum. Yönetimi oluşturarak il yönetimine sundum.
SAYIN UYAN, DSP’DE YALNIZ ADAM ROLÜNÜ OYNUYORSUN GİBİ GELDİ BANA?
H.U:Öyle deme arkadaşlarım, buna kırılır. Yönetim kurulu arkadaşlarım var. Ama hepsi fabrikada işçi, yani emekçi, alın teriyle kazanmaya çalışıyorlar. Bana yardımcı olamıyorlar, ben tek başına çaba sarfediyorum. Buda hoşuma gidiyor.
SİZİN KÖYLERİ YALNIZ BAŞINA DOLAŞIP ÜYE YAPTIĞINIZ DUYDUM DOĞRU MU?
H.U: Bu doğru sadece üye yapmak değil. Partimizin bir politikası var. Buda toplumsal kalkınma projesi, bunlarla ilgili bilgi formları doldurup, genel merkeze gönderiyorum. Hemde halkın dertlerini dinliyorum.
PEKİ, BUGÜNE KAÇ KÖYE GİTTİNİZ VE KÖYLÜNÜN HÜKÜMETE BAKIŞ AÇISI NEDİR?
H.U:Haftanın iki gününü köy gezilerine ayırıyorum. Özellikle köylünün sıkıntıları çok. Bunları anlatmakla bitmez. Köylünün en büyük sıkıntısı, tarım girdisi olan mazot, gübre ve ilaç fiyatlarının son üç yılda yüzde 100’e yakın zam görmesi. Tarım ürünlerinde hiçbir artışın olmadığını, Bağ-kur ve Zirai kredilerinin ödenebilmesi için traktör ve hayvanlarını sattığını ve yerine yeniden traktör ve hayvan almak için kredi aldığını bana bizzat söylemelerine içim kan ağlayarak dinliyorum.
KÖYLÜ HÜKÜMETTEN NE İSTİYOR?
H.U:Köylünün hükümetten isteği, ürettikleri ürünlerine Pazar bulması ve tarımsal ürünlerinin ithal edilmemesini istiyor. Hükümetin de tek başına iktidar olduğu düşünürsek, köylünün bu isteğini geri çevirmemesi lazım. Ama hükümet hala köylüye eziyet çektiriyor. Örneğin, pancar’da hükümet kota uygularken, dışarıdan küspe ithal ediyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Anlamakta güçlük çekiyorum.
SAYIN UYAN, GÜZEL SOHBET OLDU ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.
H.U:Ben teşekkür ederim, hayatımda ilk defa bir böyle bir uzun sohbet yaptım. Medyanın İnegöl dışında DSP’ye ilgi göstermediğini biliyorum Ama İnegöl yerel basını bize diğer partilere sahip çıktığı gibi bize de sahip çıkıyor. İnegöl’de basın mensuplarına da buradan çok teşekkür ediyorum.
Arşivden Haber: İbrahim Gürbaş
İnegöl haberleri için TIKLAYINIZ!