kanser riskini azaltmak için hangi besinlerden uzak durmalıyız?
Dengeli ve Düşük Karbonhidratlı Beslenmenin Önemi
Diyetisyen Samet Polat, günlük beslenme rutininde dengeli veya düşük karbonhidratlı bir diyetin tercih edilmesi gerektiğini vurguluyor. İşlenmiş gıdalar, yüksek karbonhidrat içeren tatlılar ve fast-food ürünlerinin sağlıksız beslenme alışkanlıklarının başında geldiğini belirtiyor. Sağlıklı beslenmenin temelinde ise et, süt ürünleri, sebze, meyve ve tahılların dengeli tüketimi yatıyor.
Kanser ve Şeker İlişkisi
Kanserli hücrelerin ana enerji kaynağının şeker olduğunu hatırlatan Polat, günlük diyetin çok düşük karbonhidrat içermesinin önemini vurguluyor. Bu diyet tarzında, vücudun enerji üretimi için yağları yakmasını teşvik etmek hedefleniyor. Ancak, bu beslenme şeklinin bazı vitamin ve mineral eksikliklerine yol açabileceği de göz ardı edilmemeli.
"Kanser, eşlik eden bazı fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra maddi ve manevi yönüyle de mücadelesi zor bir hastalıktır. Günümüzde korunma ve erken teşhisin kansere karşı en önemli kontrol mekanizmaları oldukları söylenebilir. Sağlıklı beslenmenin de hastalığın önlenmesinde ve tedaviye katkı sağlamasında önemli bir rol oynadığı unutulmamalıdır."
“Fazlaca işlenmiş, yüksek oranda karbonhidrat içeren tatlı, börek, çörek gibi hamur işleri, beyaz ekmek, paketlenmiş yiyecekler ve fast-food olarak da adlandırılan yüksek ısılarda birden fazla kez kullanılmış yağlar ile pişirilmiş patates, et ve tavuk vb. yiyeceklerden uzak durmak sağlıklı beslenme adına ilk ve en önemli adımdır. Sonrasında ise yeterli ve dengeli beslenme temel hedefimiz olmalıdır. Et, et ürünleri, süt, süt ürünleri, sebze, meyve ve tahıllar olarak adlandırdığımız besin gruplarından bir diyetisyen yardımı ile günlük alınması gereken miktarlar belirlenerek tercih edilmelidir. Doğal olarak elde edilmiş tereyağı ve soğuk sıkım zeytinyağı yemeklerimizde tercih edilebilir. Yiyeceklerimiz ne kadar doğal ise o kadar sağlıklı besleneceğimiz unutulmamalıdır. Tüm bunlara ek olarak en az beslenme kadar önemli olan su tüketimine ve fiziksel aktiviteye dikkat edilmelidir. Su ihtiyacı yazın artmakta ve kışın azalmakta olup ortalama olarak günlük 2 litre su içilmesi önerilir. Fiziksel aktivite olarak ise haftada en az 3 gün 45-60 dakikalık egzersiz önerilmektedir.”
beslenme tercihimiz çok düşük karbonhidratlı olabilir. Çok düşük karbonhidratlı diyet: günlük 50 g altında karbonhidrat içeren; günlük yiyeceklerden alınan toplam enerjinin %55-60’ının yağdan, %25-35’inin proteinden ve %10’dan daha azının ise karbonhidratlardan geldiği diyet olarak tanımlanabilir. Bu beslenme şeklinde enerji üretimi için glukozun (şeker) yerine vücudun yağları yakmasını zorlamak temel hedeftir. Yapılan çalışmalarda beslenmenin kansere karşı oldukça önemli faydaları olduğu gösterilmiş olmakla birlikte çok düşük karbonhidratlı beslenmenin posa yani lif, B1, B2, B6, folat, potasyum ve E vitamini alımı açısından yetersiz olduğu göz önüne alınmalıdır. Kanser, eşlik eden bazı fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra maddi ve manevi yönüyle de mücadelesi zor bir hastalıktır. Günümüzde korunma ve erken teşhisin kansere karşı en önemli kontrol mekanizmaları oldukları söylenebilir. Sağlıklı beslenmenin de hastalığın önlenmesinde ve tedaviye katkı sağlamasında önemli bir rol oynadığı unutulmamalıdır.” - Diyetisyen Samet Polat
Sağlıklı bir yaşam için doğru beslenme seçimleri yapmak, kanserle mücadelede kilit bir rol oynuyor.