Onur Metinbaş'ın köşe yazısı.
Her şeyden önce şunu söylemek istiyorum ; özgür ve hür iradenin tecelli ettiği tüm kararlar ve tercihler başımızın üstündedir.
Her toplum kendi kaderini ve geleceğini belirlemede özgür olmalıdır.
Özgür ve hür iradenin tecelli etmesi için en önemli zemin; demokratik, katılımcı, çoğulcu bir yaklaşımla farklı seslere yer verilip toplum karşısında farklılıkların temsiliyet ve yer bulma hüviyetinin var olabilmesidir.
Biraz daha açalım;
Siz bir seçim yapacaksınız… Tarafları korkmadan dinlemek ve eleştirmek istemez misiniz?
Tüm kamu gücünün bir elde tutulduğu, iş adamlarına; sadece ben konuşuyorum, siz niye konuşmuyorsunuz diye aba altından sopa gösterildiği, rakamların istenildiği değerlere yuvarlanılarak hissedilen gerçeklikten uzak istatistiksel veriler çizildiği, sivil toplum örgütlerinin yöneticilerinden gazetecilere kadar toplumun tüm kesimlerinin kontrol edilmeye çalışıldığı ve direktifler verildiği bir zeminde karar vereceğiz…
Eline onlarca anahtar verilerek kafesin içine kilitlenmiş ve denize atılmış bir sihirbazı, doğru anahtarı bulabilecek mi, nefesi bitmeden kafesin kilidini açıp su yüzüne çıkabilecek mi gösterisini izlerken iç dünyamızda oluşan gergin bir ruh hali ile kafesteki sihirbaz gibi doğru tercihte bulanmaya ve karar vermeye çalışacağız.
Bilinç altımızda hakem de karşı takımdan yana diyerek maçın sonucuna etki etmek adına bir tercihte bulunacağız.
Bütün bunlar sosyolojik olarak isabetli karar vermede objektiflikten uzak varsayımlar gibi görünse de, kafesin içindeki sihirbazın bir tutam nefese muhtaç olduğu için tüm konsantresi ile doğru anahtarı bulmak zorunda olduğu gerçekliğini değiştirmeyecektir.
Bir tutam nefesin içinde özgürlük, adalet ve demokrasi olacaktır. Toplumun hangi tarafı ve hangi rengi seçeceğinden çok, kilidi açıp nefes alacağı bir sisteme evrilme arzusu değerli olacaktır.
Derin bir nefes alacağımız günlere evrilmek dileğiyle…
ONUR METİNBAŞ
Elektrik Elektronik Mühendisi