Onur Metinbaş'ın köşe yazısı.
Hepimiz hayat bilgisi ya da fen bilgisi derslerimizden hatırlarız. ‘’Enerji vardan yok, yoktan var olmaz. Enerjiler birbirine dönüşür.’’ Örneğin rakım olarak yüksek bir noktada suyu bir havzada önüne set çekerek tutarsınız, konumundan dolayı ona potansiyel enerji yüklemiş olursunuz. Seti kaldırdığınızda su akmaya başlar ve potansiyel enerji hareket enerjisine dönüşmüş olur. Bununla bir çark çevirirseniz ve çarkın ucuna da bir jeneratör bağlarsanız, hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirmiş olursunuz. Elektrik enerjisini de ihtiyacımıza göre ısı, ışık, hareket vb. enerjiye dönüştürerek yeniden kullanır ve bir iş yapmış oluruz. Bu örneği çeşitlendirmek mümkün… (Kömür, doğalgaz, nükleer vb.)
Açık Çevrimli, Kararlı ve Dengeli
İnsanoğlunun müdahale etmediği doğa nasıl işliyor? Din felsefesi üzerinden çok sevdiğim bir yaklaşım var. Yaratıcı, yarattığı tüm ekosistemi açık çevrimli, kararlı ve dengeli çıktılar üreten bir şekilde yarattı. Göller ve denizlerdeki suyun buharlaşıp yağmura dönüşmesi ve canlılara hayat vermesi gibi. Bitkilerin gündüz karbondioksiti kullanarak fotosentez yapıp oksijen üretmesinden tutun, doğada yaşayan fare , yılan, kartal gibi hayvanların birbirini avlarken sayılarındaki denge unsuru gibi. Ekosistemdeki tüm sistemler açık çevrimli yani süreç olurken örnekleme yapıp süreci başa döndürmeden işleyen, süreci dengeli yürüten ve sonunda kararlı bir çıktı üreten örnekler ile dolu.
Ne Zamana Kadar?
İşte can alıcı soru bu, ne zamana kadar? Kararlı ve dengeli işleyen doğa ta ki biz insanoğlunun müdahalesi olana kadar kusursuz işlemeye devam etti. Elimizde; küresel ısınma, hava kirliliği, toprak kirliliği, deniz ve okyanusların kirlenmesi, canlı türlerinin azalması, bazılarının yok olması, ani ve şiddetli doğa olaylarından tutun, kanser vb. yeni hastalıkların çıkması gibi çözüm bekleyen problemler kaldı.
Mühendis olmak
Tüm bu sorunlara çözüm üretecek muhatap insanlar başta mühendisler. Kararsız ve dengesiz çıktılar üreten ekosistemi eski haline getirebilmek için yaptıkları işlerde, tasarımlarda doğa ve çevre dostu çözümler sunmaları gerekiyor.
Güneş ve Rüzgâr
Yenilenebilir ve temiz enerjilerin başında güneş ve rüzgar geliyor. Gerçekten önemli bir buluş ve tasarım. Son yıllarda hem ülkemizde hem de İnegöl de yenilenebilir enerjiye ciddi yatırımlar var. Bir taşta iki kuş vuruluyor. Biri çevreye diğeri de cari açığımızı büyük ölçüde arttıran enerji bağımlılığımızı azaltmaya yönelik katkısı. İnegöl olarak yıllık güneşlenme süremiz Avrupa şehirlerine göre yüksek seviyede. Artan elektrik birim fiyatlarını da düşündüğümüzde yatırım maliyetinin geri dönüş süresi bir hayli düştü.
Çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras temiz bir çevre… Hızlı tüketimin bizi mutlu etmediğini hayatımızda deneyimliyoruz. En azından üretirken yenilenebilir temiz enerji kaynaklarına yönelmek yarınlarımızı mutlu kılabilir…