Galleria, dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın girişimleriyle hayata geçti. Özal, o dönemde alışveriş alışkanlıklarını değiştirmek ve modern bir alışveriş anlayışını Türkiye’ye kazandırmak için bu projeyi destekledi. Galleria, toplam 77,906 m²’lik bir alana kuruldu ve mimari projesi de ünlü mimar Hayati Tabanlıoğlu tarafından tasarlandı. Galleria’nın mimarisi, hem modern çizgileriyle hem de ferah iç yapısıyla dikkat çekiyordu.
Galleria, adını Amerika’nın Houston şehrindeki The Galleria alışveriş merkezinden alıyor. Bu isim, uluslararası bir standardı ve kaliteyi de beraberinde getiriyordu. Galleria, açıldığı dönemde alışveriş merkezlerinin bir simgesi haline geldi ve Türkiye'de alışveriş kültürünün gelişmesine büyük katkıda bulundu. Ayrıca, İnşaat Mühendisleri Odası'nın 50 Yılda 50 Eser projeleri arasında yer alması, Galleria’nın önemini bir kez daha vurguluyor.
Galleria’nın açılışından sonra, alışverişin yanı sıra eğlenceli aktiviteler sunması da dikkat çekici bir özellikti. Burası, alışveriş yapanların dinlenip sosyalleşebileceği bir alan olarak tasarlanmıştı. Özellikle açılan buz pisti, Galleria’nın sembolü haline geldi. Aileler, arkadaş grupları ve çocuklar için kaymanın keyfi burada yaşanıyordu. Ancak, zamanla değişen ihtiyaçlar nedeniyle bu buz pisti 2010 yılında kapatıldı ve boş bir alan olarak hizmet vermeye başladı. Bu durum, Galleria’nın evrim geçirdiğini ve zamanla nasıl bir dönüşüm yaşadığını gösteriyor.
Galleria, Türkiye’de alışveriş merkezlerinin açılmasına öncülük etti ve bu konsepti Türkiye’nin dört bir yanına yaydı. Daha sonra birçok alışveriş merkezi açılmaya başladı ve Galleria, bu değişimin ilham kaynağı oldu. İnsanlar, Galleria’da yalnızca alışveriş yapmanın ötesinde, sosyalleşip keyifli zaman geçirmeye başladılar. Günümüzde alışveriş merkezleri, sadece alışveriş yapmak için değil, aynı zamanda sosyal yaşamın bir parçası haline geldi.
Galleria, Türkiye’nin ilk alışveriş merkezi olmanın yanı sıra, alışveriş kültürünün evriminde önemli bir rol oynadı.Bugün, Galleria, Türkiye’deki alışveriş merkezlerinin atası olarak kabul ediliyor ve hala İstanbul’un önemli simgelerinden biri olarak anılıyor.
