Dinimiz öncelikle insan sağlığını dikkate alır. Dinimiz zorlaştırma değil kolaylaştırma dinidir. Dinimiz insanın sağlık durumuna ve sahip olduğu şartlara göre ibadetlerde bir çok kolaylık tanır.
Örneğin yatalak hastalar kıyam, rüku ve secde gibi namazın farz olan bir çok rüknünden sorumlu değildir. Peki yatalak hastalar nasıl namaz kılarlar? İşte cevabı!
Îmâ ile Namaz Nedir ve Nasıl Kılınır?
Îmâ, rükû ve secde yapamayacak kadar hasta olanlar için baş ile işaret ederek namaz kılma yöntemidir. Sağlık sorunları nedeniyle rükû ve secde yapamayan kişi, îmâ ile ibadetine devam edebilir.
Rükû için başını hafifçe eğer, secde için ise rükûdan biraz daha fazla eğilir. Ancak secdede başını yere koyamayan birinin bir nesneye başını yaklaştırması caiz değildir.
Otururken veya Yatarak Îmâ ile Namaz
Rükû ve secde yapmaya gücü yetmeyen kişi, oturarak veya yatarak îmâ edebilir. Eğer yere oturması mümkün değilse, sandalye veya tabure gibi bir yere oturarak namaz kılabilir. Bunun da mümkün olmadığı durumda, sırt üstü veya yan yatarak îmâ ile ibadet edilebilir.
Basur hastalığı olan birinin namazı nasıl kılacağının sorulması üzerine, Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Namazı ayakta kıl, güç yetiremezsen oturarak kıl, buna da güç yetiremezsen yan üzere yaslanarak kıl.” (Buhârî, Taksîru’s-salât, 19 [1117])
Gözle Îmâ Etmek Mümkün Müdür?
Hanefî mezhebine göre, îmâ mutlaka baş ile yapılmalıdır. Başıyla îmâ edemeyen bir kimse, namazını kazaya bırakır. Göz, kaş veya kalp ile îmâ ederek namaz kılınamaz.
Ancak Şâfiî mezhebine ve Hanefîlerden Züfer’e göre, baş ile îmâ edemeyen kişi gözleriyle îmâ ederek namaz kılabilir.
Gözle îmâ da mümkün değilse, kalbiyle namaz kılabilir ve bu durumda kıldığı namazları daha sonra kaza etmesi gerekmez.
Hamilelikte Namaz ve Îmâ
Hamile bir kadın, rükû ve secde yapmasının kendisine veya bebeğine zarar vereceğini düşündüğü durumda îmâ ile namaz kılabilir.
Oturarak ya da ayakta îmâ etmesi mümkündür. Ayakta duramayan hamileler, sandalye veya tabureye oturarak bu ibadeti yerine getirebilirler.
Kalp ve Göz ile Îmâ Etmek
Hanefî mezhebi dışındaki bazı görüşlere göre, îmâ ile de gücü yetmeyen bir kişi, gözleriyle veya kalbiyle namaz kılabilir.
Kalbiyle kılmak, namazı hayal etmek ve duaları sessizce okumak şeklinde olur. Ancak sağlığına kavuştuğunda bu namazları iade etmesi müstehap kabul edilmiştir.
Dinimiz, ibadetleri insanın gücü ve şartlarına uygun hale getirmiştir. Önemli olan, Allah ile irtibatı koparmamak ve ibadetlere devam etmektir.
Diyanet İşleri Yüksek Kurulu'nun Açıklaması
- Zorlanma Durumunda: Hamile bir kadın namaz kılarken zorlanıyorsa, namazlarını oturarak veya îmâ ile kılabilir.
- Rükû ve Secdenin Zararlı Olması: Eğer hamile kadının rükû ve secde yapması kendisine veya karnındaki bebeğe zarar verecekse, aşağıdaki yöntemlerden uygun olanı seçebilir:
- Oturarak Kılma: Hastalığı nedeniyle rükû ve secde yapamayanlar gibi, hamile kadınlar da oturdukları yerden kolaylarına geldiği şekilde (bağdaş kurarak, ayakları yana veya öne uzatarak vb.) namazlarını kılabilirler.
- Yere Oturamama Durumu: Yere oturamayanlar ayakta veya tabure, sandalye, sedir gibi yerlere oturarak îmâ ile namaz kılabilirler.
- Îmâ ile Namaz: Îmâ, rükû ve secde yerine başla yapılan işarettir.
- Îmâ ile kılan kişi, başını rükûda biraz, secdede ise rükûdan biraz daha fazla eğer.
- Vücudun baş ile birlikte eğilmesi de îmâ sayılır.
- Ayakta durabildiği halde rükû ve secdeye gücü yetmeyen kişi, ayakta veya oturarak îmâ edebilir; oturarak îmâ daha uygundur.
- Hadis-i Şerif: Hz. Peygamber (s.a.s.), basur hastalığı olan birinin namazı sorulduğunda; "Namazı ayakta kıl, güç yetiremezsen oturarak kıl, buna da güç yetiremezsen yan üzere yaslanarak kıl." (Buhârî) buyurmuştur. Bu hadis, zorluk durumunda namazın farklı şekillerde kılınabileceğini göstermektedir.
- Başla Îmâ Edememe: Başı ile îmâ edemeyenler Hanefî mezhebine göre namazı kaza eder; göz, kaş veya kalple îmâ edemez.
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Astroloji ve Rüya haberleri için TIKLAYINIZ!
Kadın Aile haberleri için TIKLAYINIZ!
Kültür Sanat haberleri için TIKLAYINIZ!
