Bakış açımız ve buna bağlı olarak algılarımızı etkileyen pek çok faktör vardır.Hayata hangi pencereden baktığımız hangi şeyleri öncelikli tuttuğumuz aldığımız eğitim, edindiğimiz önyargılar, savunduğumuz ideoloji ,kültürümüz ,değerlerimiz ve beklentilerimiz gibi pek çok faktör bakış açımızı belirler. Hayata farklı önceliklerle ve farklı pencerelerden bakan insanlar aynı olayı farklı farklı yorumlayabilirler. Bu durum medya kuruluşları için de geçerlidir.
        Farklı bakış açılarına sahip  olmamızı sağlayan bir etken de çıkarlarımızdır.Toplumsal öğrenilmişlik de bakış açımız da değişikliklere sebep olur.Değerleri etik ve ahlaki öncelikli tutan toplumdaki bir kişiyle, paranın başarının performans ve kalitenin ahlaktan daha önce tutulduğu toplumdaki bir kişinin yaklaşımı farklıdır ‘’ bu devirde babana bile güvenmeyeceksin’’ benzeri söylemler bu kapsamda hatırlanabilir.Yaşadığımız olaylara ve durumlara verdiğimiz anlamlara bağlı olarak hisseder ve davranırız. olaylara olan bakış açımız deneyimlerimizden tecrübelerimizden etkilenir.Bize düşen görev ise duyduğumuz, seyrettiğimiz, okuduğumuz her şeyi mantık süzgecinden geçirip onların dayattığı değil kendi bakış açımızı koymalıyız.
      Konumuzu bir anekdotla sürdürelim; 1989 yerel seçimlerinde Celal Doğan Gaziantep Belediye Başkanı seçilir. Göreve başladığında manzara çok kötüdür , durumu zamanın Başbakanı rahmetli  Turgut Özal’la görüşür. Celal Doğan Özal’a ‘’efendim Antepe bugüne kadar bir şey yapılmamış işim çok zor desteğinizi bekliyorum ‘’ der. Rahmetli Özal ‘’ bakın celal bey gerçekten işiniz  zor ancak işin güzel tarafı siz şimdi Antepe yumurta dikseniz Antebin her yerinden görülecektir ‘’der.
     Başka çok bilindik bir olayda bir ayakkabı fabrikası sahibi işini genişletmeye ve yeni pazarlara açılmaya karar vermiş. İki üst düzey yöneticisini Asya’da farklı ülkelere göndererek pazar hakkında bilgi toplamalarını istemiş haftalar süren bir deniz yolculuğundan sonra bu kişilerden biri varış noktasına varmış  ve gördüklerinin karşısında şaşırıp kalmış; orada yaşayanların hiçbiri ayakkabı giymiyormuş hatta ayakkabı nedir bilmiyorlarmış derhal patronuna şöyle bir telgraf çekmiş Geldim ve gördüm ayakkabı hakkında hiçbir şey bilmiyorlar bu insanlara bir çift bile satamayız hemen dönüyorum.İkinci yönetici de haftalar süren bir deniz seyahatinden sonra başka bir Asya ülkesinde gördüklerine inanmamış hiç kimse ayakkabı giymiyormuş ve ayakkabı diye bir şey duymamış, o da patrona telgraf çekmiş ve şöyle yazmış Geldim burada ayakkabı hakkında bir şey bilmiyorlar potansiyel müthiş pazar verimli her yıl milyonlarca çift satabiliriz ben görüşmelere başladım bile.
       Yaşamdaki her durum ve olay iyi veya kötü bir tecrübedir bu tecrübelere rağmen doğru bakış açısını kazanmak ise zaman ve emek ister.  Yukarıdaki örneklerde olduğu gibi bu farkında lığı kazanır, yaşamınızda uygulamaya başlarsanız emin olun mutluluğa ve başarıya karşı büyük bir adım atmış olursunuz. siz de değişmeye hemen şimdi başlayın ve en basit olaylarda bile doğru bakış açısını yakalamaya çalışın.
      Henry Ford’un bir sözüyle yazımızı noktalayalım ‘’ eğer hayatta büyük başarı elde etmenin bir sırrı varsa bu; kendinizi karşınızdaki kişinin yerine koymaktan ve hem onun bakış açısını hem kendi bakış açınızı bilmekten geçer’’.        Sağlıkla kalın iyi haftalar diliyorum.