O eski veranda üstünde oturuyorum şimdi, yüreğime o göçmen kızının düşü düşüyor,

Köyün kesif saman ve tezek kokusu içinde, pınar başında al yazmasını düşlüyorum.

Dem makamında çaydan bir yudum daha alarak, gözyaşlarımı usulca siliyorum.

Göçmen kızı, sana sevdamı göçmen kuşlarının kanadına gözyaşlarımla yazıyorum.

***

Akşam güneşi günle olan savaşının kızıl yalnızlığında gri dağın ardında batıyor,

Ve köyün kuzularının çanları dönüş yolunda, güneşin gidişine sanki ağıt yakıyor.

Ve gölgeler ağaçlar ile raks ediyor, Mevlâna fevkinde sevdanın yüreğine yanıyor.

Göçmen kızı, bu aciz, sevdasını göçmen kuşlarının kanadına gözyaşlarıyla yazıyor.

***

Ve bak mehtap doğdu köyün üstüne, senin geceye doğman gibi sessizce doğdu yüreğime.

Yeşil bir deniz, hüzünlü bir aşk şarkısı söyler, kurbağalar, çekirgeler matem içinde,

Ve esen akşam yeli dokunur işte tenime, senin nefesin gibi boğazım düğüm mahfelin de.

Göçmen kızı, bu garip, sevdasını göçmen kuşlarının kanadına gözyaşlarıyla nakşetti işte.

***

Ve veranda üstünde aldım çayımı, sonu senin bardağın, hüzün ve gözyaşı içinde,

Hava sıcak ama sol yanım buz koysan inan donacak, gözyaşlarım daha ne kadar akacak.

Ve bir bulut geldi batıdan, galiba bu akşam hüzün yağmurları köye yürekten yağacak.

Ve esen bedbaht rüzgârda hep sen, hep senin sesin, hep senin nefesin mi olacak?

Mermi gibi dizildi hasretin göğsüme, sabahsız geceler kaderim olmaya gölgelik eder.

Göçmen kızı,

Bu şair sevdasını göçmen kuşların kanadına gözyaşlarıyla şiir eder, edep der. Eyvallah.

BATTANİYE

Beyaz bir kış gecesi,

Her yerde derin bir soğuk,

Her yerde bir korku.

Sadece sarı lambalar,

Ve sokak itleri yollarda…

Yaşlı adımlarımı sürüklüyorum.

Bir yer bulup korunmak adına,

Allah’ına kadar üşüyor,

Köpek gibi korkuyorum.

Sıcak bir odanın esintisinde,

Olmasam da beyhudeliğimden,

Sıcak bir rüzgârın hayaliyle

Kör dumanlı, nefesle yaşıyorum.

Bir kaldırım başıydı,

Bir meskûn yığın kar.

Üzerinde yırtık bir battaniye,

Öylesine atılmış, kar yığını üstüne.

Konuştu sanki sessizce benimle,

Sıcaklık kokan yüreğinden…

“Al” diye ılık bir ses duydum sanki,

Gecenin yalaz sessizliğinde.

Aldım onu, usulca, korkarak,

Sarıldım olabildiğince…

O günden bugüne tüm hayatımı…

Şimdi düşünüyordum da,

Yıllardır her şey beni bıraktı.

Galiba ben de her şeyi.

Yalnız bir dostum kaldı.

Yırtık battaniyemin;

Bana o akşam verdiği,

Unutulmaz sıcak arkadaşlığı…

Bekir AYDOĞAN