Merhaba İnegöl'ün güzel insanları! 
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.

Domaniç Dağları'nın kuzey eteklerinde saklanan iki köy: Mesruriye ve Mezit. Tarihî geçmişleri, doğal güzellikleri ve yerel kültürleriyle dikkat çeken bu köyler, İnegöl’ün saklı hazineleri arasında yer alıyor. Gürcü ve Abaza kültürünün izlerini taşıyan bu bölgeler, doğaseverler ve kültür meraklıları için keşfedilmeyi bekliyor.  

Mesruriye Köyü

Mesruriye Köyü, İnegöl’ün güneydoğusunda, Domaniç Dağları’nın kuzeyindeki engebeli ve vadilerle kesilmiş arazi üzerinde kurulmuştur. Orman köyü statüsünde olan Mesruriye, geçimini büyük ölçüde orman ürünlerinden sağlıyor.

Az miktarda yapılan tarımda fındık, ceviz, çilek ve ahududu gibi meyveler öne çıkıyor. Ayrıca fasulye ve diğer bahçe ürünleri de köy halkının ekonomik hayatında önemli yer tutuyor.  

Köy, aynı zamanda ünlü Membâ Suyu’nun kaynağına ev sahipliği yapıyor. Doğal su kaynaklarının yanı sıra köy çevresinde bulunan alabalık üretim tesisleri, bölgeyi gastronomi meraklıları için de cazip kılıyor.  

Etnik açıdan Gürcü kökenli muhacirlerden oluşan köy halkı, 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından bu bölgeye iskân edilmiş. Gürcü kültürünü yaşatan köy sakinleri, günlük yaşamlarında Gürcüce konuşmayı sürdürüyor.  

Mesruriye, 1990 yılında 371 kişilik bir nüfusa sahipken, 2000 yılına gelindiğinde nüfusun 197’ye düştüğü görülüyor. Bugün İnegöl’e 28 kilometre mesafedeki köy, Bahçekaya, Hacıkara, Hilmiye köyleri ve Ilıca/Oylat Kaplıcası gibi yerleşim yerlerine yakınlığıyla biliniyor.  

Mezit Köyü

Mezit Köyü, Domaniç Dağları’nın Ahî Dağı ile buluştuğu noktada, engebeli ve parçalanmış bir arazide yer alıyor. Geniş ormanlık alanları ve "Sınır Beli" adı verilen önemli bir geçidiyle dikkat çeken bu köy, tarihî ve coğrafî özellikleriyle öne çıkıyor.  

Eski adı "Uzunbarış" olan Mezit Köyü, Gürcü ve Abaza kökenli halkıyla farklı kültürlerin buluşma noktası. Köy, iki mahalleden oluşuyor: Gürcülerin yaşadığı Sulhiye ve Abazaların yaşadığı Abaza Mahallesi. Köy halkı, 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı sonrası bu bölgeye yerleştirilmiş.  

Tarihî açıdan Mezit Köyü’nün geçmişi oldukça ilginç. Sultan II. Murad döneminde önemli bir devlet adamı olan Emir-i Ahur Mezid Bey’in bu bölgede hizmet verdiği, köyün ismini buradan aldığı düşünülüyor. Ayrıca, köy bir dönem Islahiye adıyla nahiye merkezi olmuş; ancak 1926’da bu statüsünü kaybederek bağımsız iki köy haline gelmiş.  

Mezit Köyü’nde orman müdürlüğüne ait depo tesisleri bulunuyor. Ekonomik yaşam, kısmen tarım ve ziraate, kısmen de orman ürünlerine dayanıyor. 1990 yılında 613 olan nüfus, 2000 yılında 645’e yükselmiş. Bursa-Eskişehir otobanına yakınlığı sayesinde ulaşım açısından oldukça avantajlı bir konumda.  

Mesruriye ve Mezit Köyleri, doğal güzellikleri ve tarihî zenginlikleriyle dikkat çekiyor. Gürcü ve Abaza kültürlerinin harmanlandığı bu köyler, doğaseverler ve tarih meraklıları için büyüleyici bir deneyim sunuyor. Domaniç Dağları’nın eteklerindeki bu iki köy, hem huzurlu bir doğa kaçamağı hem de köklü bir tarih yolculuğu arayanlar için keşfedilmeye değer.  
Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!