Yavuz Turhan yazdı
Benim çocukluk yıllarımda televizyon yoktu, radyo dinleyicisiydik.
Ve Arkası Yarınlar, Radyo Tiyatroları, her gün belirli saatte yayınlanan “Uğurlugiller” vardı o zamanlar. Akordeonu ile hiciv içeren şarkılar söyleyen Celal Şahin’i unuttunuz mu..?
Radyo sabah kahvaltıda açılır, gün boyu da açık tutulurdu.
En net hatırladıklarımdan biri de rahmetli Orhan Boran'ın seslendirdiği ''Yuki'' idi...
Orhan Boran, İngiltere'de çalıştığı yıllarda, bir stüdyo çalışması sırasında, teknisyenin bant kaydını zaman kazanmak amacıyla hızlı geçmesi sonucu, konuşma seslerinin hızlı ve ince çıkmış olması, stüdyoda bulunan İngilizleri güldürmüştü.
Bu olay onda ilham yaratmış ve "Hiç Türkçe bilmeyenler anlamadan bu kadar gülerse, kim bilir Türkiye'de ne kadar gülerler!" diye düşündürmüştü..
Ve 1959 yılında ilk olarak İstanbul radyosunda Orhan Boran, Yuki ismiyle hayali ve şirin bir yaratığı tanıttı dinleyicilerine..
MEKTUP YAZARDIK BİR ZAMANLAR
Mektupla kart ile dokunurduk özlemlere...
Konuşur gibi yazar, yanımızda gibi severdik.
Uzaklık bahane değil tam bir yanıbaşındalıktı bir kaç satırda.
Selam eder, gözlerinden öperim satırı, bir öpüş sıcaklığı özlemin üşüttüğü yüreği ısıtıverirdi.
Mektuplar vardı insanlara insanca yakın olduğumuz.
Çok gerçek,
Yanıbaşımızda.
................
Ya şimdi?