Şu sıralar İnegöl’de 8. Kitap fuarı açık. Kasım’ın son haftası + Aralık’ın ilk günü olmak üzere 8 gün boyunca sürecek. Belediyeden benim de katılmamı rica ettiler; kabul ettim. Allah nasip ederse 26 Kasım Salı gün boyunca fuarda olacağım. O gün fuar alanındaki salonlardan birinde lise gençliği ile bir söyleşi de gerçekleştirmeyi planladık. Tarihçinin penceresinden yaklaşık kırk dakika baksınlar diye.
Yerel yazarlar standında imzalayacağım kitaplarım nelerdir? Nelerden bahsederler? Bugünkü yazımızda bu sorular üzerinde duralım. Ziya Paşamız pek güzel demişler: “Âyînesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Görünür kişinin türbe-i aklı eserinde”. Asıl olan ne yaptığındır; eserlerindir diyor bu beytinde.
Üniversitede Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliğinde okuduğum dört yılı dahil etmeden şöyle diyeyim: Tam yirmi yıldır tarihçi araştırıyorum. 2004’te bir yandan tarih öğretmenliğine devam ederken, öte yandan gerçek bir tarih öğrencisi olmaya karar verdim ve o yıl Anadolu Üniversitesi’nde Tarih yüksek lisansına başladım. İşte, o zamandan bugüne tarih araştırıyorum.
Tarihçilikte amacım hiçbir zaman çok yayın yapmak ya da hızlıca unvanlar almak olmadı. Nicelik ve etiket beni çekmiyor. Hal böyle olunca, araştırmacılıktaki yirminci senemde benim sadece dört tane kitabım ve Tarih doktoru unvanım var. Buna dört makale ve altı bildiri de ekledik. Bu akademik yayınlar dışında muhtelif konularda yayınlanmış 100’den fazla yazı yazdım. Bildiğiniz üzere, yaklaşık iki yıldır da haftada bir İnegöl Genç Gazete’nin bir köşesini: “Tarihçinin Penceresi”ne çevirmiş; oradan yazıyoruz bu yazıları. Allah, bereketini versin.
Gelelim, kitaplarım mevzusuna! Benim yayınlanmış ilk ve –şimdilik- son iki kitabım Yenişehir hakkındadır. Osmanlı tarihinde önemli bir yeri olan, Osman Gazi tarafından kurulan ve günümüzde Bursa’nın şirin ilçelerinden Yenişehir’i epeydir çalışıyorum. O çalışmaların yayımlanmış iki semeresidir bu iki kitap.
Yenişehir hakkındaki ilk kitabım, 2011’de yayınlandı. Kitabın adı: “Hüdavendigar Vilayet Salnamelerinde Yenişehir: 1870 – 1927”. Eskiden Bursa valiliği, vilayetle ilgili bilgileri yıl yıl kitap şeklinde bastırırdı. Ben de Arap harfli bu yıllıklardan Yenişehir’i çıkarıp çevirdim ve yukarıda adını belirttiğim kitap öyle çıktı.
Yenişehir hakkındaki ikinci kitabım 2022’de yayınlandı. Onun adı: “Osman Gazî’nin Şehri: Yenişehir”dir. Adından da anlaşılabileceği üzere bu kitap Yenişehir’in Osmanlı zamanını işliyor. 1300’lerden 1900 başlarına kadar altı yüz yıllık geniş zaman kesitinden örneklerle dolu, güzel bir şehir tarihi kitabı çıkarttık ortaya. Yenişehir Belediyesi’nin bin adet bastırdığı bu eser birkaç ay içinde tüketildi. Ben de bile üç – beş tane kalabilmiş; neyse ki, kökü bizde.
Yaşadığım şehirlere borçlu olduğumu hissederim. Bu tarz yerel kitapları, yazıları şehrime kendimce yaptığım ödeme olarak değerlendiririm. Yenişehir – İnegöl – Bursa, benim tarihi – kültürel katkılar sağmak istediğim şehirlerdir. Çünkü üçünde de yaşamaya devam ediyorum. Rabb’im daha nice güzel eserler vermeyi bize nasip etsin.
Fuara getireceğim asıl iki kitabımdan bahsedeyim şimdi. Bunlardan biri orijinal bir Osmanlı yazma eserinin aslına sadık kalarak yaptığım çeviri kitaptır. Türk Tarih Kurumu bu 1. elden kaynak kitaba çok önem verdi ve 2013’te bastırdılar. Kitabın kapağındaki ismi bile orijinal haliyle bıraktık: “Vekayi-i Baba Paşa fi-Tarih”! Zamane insanları başlığı görünce cin görmüş gibi kaçışıyorlar kitaptan. Hepsi değil tabi! Oysaki çok değerli ve anlaşılır bir kitap. 200 asır önce Bursa’da yaşamış bir âlim tarafından yazılmıştır. Baba Paşa (Pehlivan İbrahim) adında bir kahramanın destansı hikâyesi var bu değerli kitapta. Daha önce bu köşedeki bir yazımda bu kitaptan bahsetmiştim. (Bakınız!: Bir Kitabın Serencamı, 21.06.2023 tarihli yazım).
Her yazarın kendince bir zirve eseri vardır. Benim – şimdilik – (çok daha iyilerini yazacağıma inandığım için “şimdilik” diyorum) zirve eserimin adını burada ilk kez yazıyorum: “İbrahim Edhem Paşa”. 19. Yüzyılda yaşamış ve Osmanlı devlet kademelerinde en üst görevlere getirilmiş nevi şahsına münhasır bir adamdır Edhem Paşa’m. Tam dokuz sene boyunca beni kendisiyle uğraştırmıştır ve nihayet 2021’de onunla ilgili kitabı yayınlamışımdır. Bu kitabımın da yayınevi Türk Tarih Kurumu’dur. Yayımlayacağı kitabı titizlikle incelemelere tabi tuttuktan, en az iki hakemden olur aldıktan sonra yayınlıyorlar.
Her insan bir âlemdir; Edhem Paşa da öyle.. Kimsesiz bir çocuktur. İstanbul’a getirilmiştir. Dönemin seraskeri Hüsrev Paşa tarafından evlatlık alınmıştır. 1830’da on iki yaşında bir çocuk iken Fransa’ya öğrenim amacıyla gönderilmiştir. Yaklaşık on yıl Paris’te okumuş; jeoloji mühendisi çıkmıştır. Memlekette dönmüş; adım adım yükselmiş; Saraya alınmıştır. Dışişleri, İmar, Maarif, İçişleri Bakanlığı yapmış. Osmanlı’yı büyükelçi olarak Berlin ve Viyana’da temsil etmiştir. Sultan II. Abdülhamid’in en güvendiği adamlardandır. 1877’de sadrazamlık yapmıştır. Daha fazla devamı kitapta elbet! Kitap 26 Kasım Salı günü İnegöl fuarında, yazarından imzalı alabilirsiniz ya da dilerseniz kitapçılardan temin edebilirsiniz.
DR.SALİH EROL