Pazartesi başlayıp birkaç gün içinde bozulan diyetlerin en yaygın sebeplerinden biri, yoğun bir şekilde karbonhidrat ve şeker içeren gıdalara karşı duyulan aşırı istek.
Sağlıklı beslenmeye ve kilo vermeye karar verdiğimizde bile neden bu yiyeceklere yöneliyoruz?
İşte bu durumun nedenleri ve çözümleri:
1. Kan Şekeri Dengesizliği
Şeker, vücudumuzun en önemli enerji kaynaklarından biridir.
Ancak sürekli yüksek şeker içeren gıdalar tüketmek, kan şekerinde ani yükselmelere ve ardından sert düşüşlere neden olur.
Bu dalgalanmalar, vücudun enerji depolarını hızla doldurma isteği doğurur, bu da şeker arzusunu tetikler.
Kan şekerini dengede tutmak, bu döngüyü kırmanın ilk adımıdır.
2. Dopamin ve Serotonin Dengesi
Dopamin ve serotonin, beynimizde besin isteğini ve ruh halimizi düzenleyen iki önemli nörotransmitterdir.
Şekerli yiyecekler dopamin salınımını artırarak kısa vadeli bir mutluluk hissi sağlar.
Serotonin seviyelerindeki düşüş ise karbonhidrat arzusunu tetikleyebilir.
Özellikle kadınlar, premenstrüel dönemlerinde bu hormon değişikliklerinden etkilenerek daha fazla karbonhidrat tüketmeye meyilli olabilirler.
Bu dönemde dengeyi sağlamak, diyet sürecinde kritik öneme sahiptir.
3. Yüksek Stres
Stres hormonu kortizol, vücudun iştah mekanizması üzerinde doğrudan etkiye sahiptir.
Stresli olduğumuzda, genellikle yüksek şeker ve karbonhidrat içeren yiyeceklere yöneliriz.
Yapılan araştırmalar, stres altındaki bireylerin daha kalorili yiyecekler tükettiğini göstermektedir.
Stres yönetimi, diyet sürecinde karbonhidrat isteğini azaltmanın önemli bir yoludur.
Ne Yapmalıyız?
Diyet sürecinde karbonhidrat, protein ve yağ dengesini doğru sağlamak büyük önem taşır.
Lif açısından zengin, kan şekerini yavaş yükselten karbonhidrat kaynaklarını tercih etmek, gün boyunca kan şekerini dengede tutar.
Böylece şeker ve karbonhidrat ihtiyacınız azalır.
Diyetlerde önemli olan yasak koymak değil, doğru porsiyon kontrolü ve dengeyi sağlamaktır.
Unutmayın, diyet sürecinde sürdürülebilir ve dengeli beslenme en iyi yaklaşımdır
Dyt. Berre Sude Mestan
