Dünya ısınmaya başladı. Okuyoruz bunu gazetelerden ve izliyoruz televizyon ekranlarından. Kambur sırtında 1001 güzelliği barındıran dünya, 1000 çeşit belayı da taşıyor bağrında.
Cahil ve zalim insanoğlu, nefsinin isteklerinden vazgeçmediği müddetçe, bu zulüm ya da hak batıl mücadelesi kıyamete kadar devam edecek. “Bir güzel gün yüzü görmeyecek miyiz?” diyenler, cenneti hak etmeye çalışsınlar bence.
Yerel bir gazetede yazarken, dünya çapındaki olaylar hakkında yorum yapmanın haddim olmadığını düşünüyorum. Zira bu kadar geniş çerçeveli yazılar, ancak o meseleleri güncel ve ciddi takip etmekle hakikatli sonuçlara varılır, diye düşündüğümdendir bu kanaatim.
Masum insanları, günahsız bebekleri öldüren zalim siyonist İsrail, yayılmacı politikasını hızlandırdı. Belki de yıllardır bu günler için hazırlanıyordu. Tarihi boyunca hak ettiği için sert muamele gören bu millet, demek ki dünyada iktidara geçerek güç sahibi olsaydı tâ o günlerden insanların hayatını karartmaya başlayacaktı.
Bu kısa dönem içinde Müslümanların da ne kadar dağınık ve pasif olduğunu görmüş olduk maalesef. Fikir ayrışmaları, güç tokuşturmaları, bazı basit dinî, fikrî, mezhebî tartışmalar, kalpler arasındaki mesafeyi açmış. Araya geçilmez boşluklar kazmış ya da aşılmaz duvarlar örmüş.
Şunu herkes bilir ki düşmanın gücü dostların parçalanmışlığında yatar. Konu üzerinde fazla konuşup ortalığı karıştırmak istemiyorum ama eskiden birbirine karşı kılıç çeken insanlar gibi şimdilerde birbirine karşı reddiye içerikli video çeken sevdiğimiz hocalarımızı görüyoruz.
Ebubekir Sifil, Cübbeli Ahmet Hoca'ya; Ebubekir Sofuoğlu, Halis Aydemir’e; İhsan Şenocak ve Ahmet Şimşirgil Hocaya; Ahmet Şimşirgil Hoca ölüye diriye yani şehit Seyyid Kutub’a, rahmetli Muhammed Hamidullah’a yönelik eleştiri videoları çekmişler. Dinledim tüm bunları.
Tabii ki bunların dışında da Müslümanlar arasında birçok, birbirine karşıt video çekenler söz konusudur. Bu işin öncüsü bazı meşhurlar, sohbetlerinde bazı alimlerin eserlerinden okuyup; konuşmalarından dinleyip; birtakım değerlendirmeler yapmış olması ile yaygınlaşmıştır diye düşünüyorum.
“Ehl-i sünnet" anlayışı çerçevesinde gayret edenler bu değerli ilim adamları, çevresine topladığı/ derneğine gelen gençleri dini açıdan eğitmeye çalışıyorlar. Din-i mübîn İslam için çaba sarf eden, bu güzel insanlar, bir takım söylemleriyle bazen haddini aşan, bazen yanlış anlaşılmaya müsait, bazen de diğerine göre yanlış/hatalı/farklı yorum yaptığında, adeta kendisinden uzak durulması gereken zararlı bir insan halinde tanımlanıyor.
İhtilaf kültürü konusunda yeterince bilgi düzeyine sahip olmadığımız zaman, ağzımızdan dökülen şu yakınma bizi rahatsız ediyor: “Küfür tek millet Müslümanlar paramparça.” Müslümanlardaki bu fikri ayrılığın nasıl anlaşılması gerektiği konusunda yardımcı olabilecek yine bu video çeken hocalarımız olacaktır.
Çünkü bu parçalı görüşler, kalplerin arasına soğukluk sokuyor, birbirlerini itham etmeye çalışan topluluklar oluşuyor. Siyasi arenada bir vakitler aynı amblem altında bir araya gelen inançlı insanlar, bir zaman sonra 4-5 parti olarak yönetime talip oluyorlar.
Din ve siyaset konusunda bu kadar parçalı görüntü veren insanları, birbirine düşman yapmak elbette ki zor olmayacaktır art niyetli insanlar tarafından. Ben, hakkında video çekilmişlere, video çekip cevap vermeyen profesörlerimizi tebrik ediyorum. Bazı mevzuların mahiyeti itibarıyla nasıl tartışacağı konusunda hassasiyet sahibi olmak gerekiyor. Konu uzun, dert derindir. Müslümanların ihtilaf kültürü/fıkhı üzerine sevenlerine bilgi vermesi gerektiğini söyleyelim.
AHMET TAŞTAN