Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.
İnegöl’ün hemen yanı başında, şehrin güneyinde yer alan Hoca Köyü, tarihi kökenleriyle, doğal güzellikleriyle ve tarıma dayalı ekonomisiyle dikkat çeken köylerden biridir. Köyün kuruluşu oldukça eski yıllara dayanır ve tarihi belgelerde Hoca Karyesi olarak adı geçer.
Zaman içerisinde ismi Hoca Köyü olarak yerleşen bu bölge, İnegöl’e sadece 4 kilometre uzaklıkta olup, şehrin arka bahçesi niteliğinde görülmüştür. Bugün bile köy, tarımı ve gelişmiş meyvecilik faaliyetleriyle bölge için önemli bir yere sahiptir.
Hoca Köyü, İnegöl’ün en eski yerleşim yerlerinden biri olup, köklü tarihiyle öne çıkar. Eskiden Işıklar olarak bilinen bu köy, Kafkas ve Balkan kökenli göçmenlerin oluşturduğu bir nüfusa sahiptir.
Şehir merkezine yakınlığı nedeniyle iç göçün etkisiyle nüfusu hızla artmış, 2000 yılı itibariyle nüfus 757 kişiye ulaşmıştır. 365’i kadın, 392’si erkek olan bu nüfus, zamanla daha da artmıştır.
Köyün 1990 yılındaki nüfusu ise sadece 206 kişiydi, bu da köyün gelişiminin ne kadar hızlı olduğunu gösterir.
Köyün geçim kaynağı tarıma dayalıdır. Özellikle meyvecilik oldukça gelişmiştir. Arazinin büyük bir kısmı sulanabilir nitelikte olduğu için tarımsal faaliyetler verimli bir şekilde yürütülmektedir.
Köyden geçen ve Hoca Köy Deresi olarak bilinen akarsu, eski yatağından alınarak açılan yeni bir kanal aracılığıyla Akdere’ye bağlanmıştır. Bu yeni kanala ise Aliağa Deresi denir.
Bu sistem sayesinde hem İnegöl şehri hem de Hoca Köy arazisi su taşkınlarına karşı korunmuştur. Bu, köyün tarımsal üretim kapasitesinin korunmasında büyük rol oynamıştır.
Hoca Köyü’nün kökenleri tarihsel olarak da önem taşır. Hüdavendigâr Livası Tahrir Defterleri’nde Hoca Karyesi olarak adı geçen köy, padişah hasları ve timar yerleri olarak iki kısımda değerlendirilmiştir. Köyün isminin Hoca Firuz Bey’den türediği düşünülmektedir.
Hoca Firuz Bey, Yıldırım Beyazıt döneminin önemli devlet adamlarından biri olup, Timur ile Yıldırım Beyazıt arasındaki savaşta büyük rol oynamıştır.
Yıldırım Beyazıt’ın Timur’a esir düştüğü sırada Firuz Bey, Yıldırım’ı kurtarmak için büyük çaba göstermiştir. Ancak bu yolda İsa Bey ile birlikte ölüme gitmişlerdir. İşte bu olaylardan sonra Firuz Bey’in adı unutulmuş, köy yalnızca Hoca adıyla anılmaya başlamıştır.
Tarihin izlerini taşıyan Hoca Köyü, sadece tarihi olaylarla değil, aynı zamanda ünlü şahsiyetlerle de anılmaktadır. Son dönemlerin etkili mutasavvıflarından Hacı İzzet Efendi ve Ahmet Çayırlı (Altınbaş Hoca) bu köyde doğmuş ve burada yaşamışlardır.
Ayrıca İshak Paşa gibi Osmanlı’nın önemli devlet adamlarının da bu köyle yakın ilişkileri olmuştur. Osmanlı döneminde Hoca Köyü’nün bağları ve bahçeleri, İnegöl ve çevresindeki devlet adamlarının ilgi odağı olmuştur.
Hoca Köyü’nün bağları, özellikle İshak Paşa’nın da aralarında bulunduğu birçok devlet adamı tarafından sıkça ziyaret edilmiştir.
Köy, uzun yıllar boyunca İnegöl’ün pirinç yetiştirme ve meyvecilik merkezi olmuştur. 1949’larda bile Hoca Köyü’nün bağları, şöhretini koruyordu ve bu şöhret, köyün önemini bir kez daha ortaya koyuyordu.
Tarihî derinliği, doğal güzellikleri ve tarımsal zenginlikleriyle Hoca Köyü, İnegöl’ün değerli hazinelerinden biridir.
Hem tarihî açıdan hem de coğrafi konumu sayesinde bu köy, İnegöl’e ve çevresine sunduğu katkılarla uzun yıllar daha önemli bir yerleşim yeri olmaya devam edecektir.
Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!