Emin Yıldız'ın Köşe Yazısı
Ağarmış saçları beyaz, kar gibi
Yıllardır içinde hüzün var gibi.
Bu kos koca dünya ona dar gibi
Dokunup garibin gönül teline,
Ağlatmakla bir şey geçmez eline.
Yıllardır çileden yorulmuş gönül.
Hep huzura, hasret karılmış gönül
Hesap, hep garibe sorulmuş gönül.
Dokunup garibin gönül teline,
Ağlatmakla bir şey geçmez eline.
Bırak, üç beş kırık dökük kıvancı,
Garip te yaşasın, hazzı sevinci.
Katığı zehirden ey zalim hancı!
Dokunup garibin gönül teline,
Ağlatmakla bir şey geçmez eline.
İşin gücün insanlara eziyet.
Bulunmaz mı sende başka meziyet?
Bu nasıl bir huydur? Nasıl şahsiyet?
Dokunup garibin gönül teline,
Ağlatmakla bir şey geçmez eline.
Biz, sürgünde misafiriz, faniyiz.
Şimdi geldik. Biz burada yeniyiz.
Üç beş lokma, bir de çula kaniyiz.
Dokunup garibin gönül teline,
Ağlatmakla bir şey geçmez eline.
Hepimiz insanız, şükür Hûda'ya.
Hakk'a kulluk için geldik dünyaya.
Mekandır garibin gönlü Mevlaya.
Dokunup garibin gönül teline,
Ağlatmakla bir şey geçmez eline.
Sığındık Mevlaya, kul olduk ona.
Hep Hak'kı aradık mahluktan yana.
Mühlet tamam olup, gelmişken sona.
Dokunup garibin gönül teline,
Ağlatmakla bir şey geçmez eline
Nice ki mazlumlar ah edip inler,
Eminim ki abad olmaz zalimler.
O adli ilahi mazlumu dinler,
Dokunup garibin gönül teline,
Cenneti alayı verir, eline.