İnsanın tabiatında nankörlük olduğunu Rabbimiz şu ayetinde bize haber veriyor:" Ama insan, Rabbi onu varlıkla sınayıp da kendisine ikramda bulunduğu ve bol bol nimetler verdiği zaman: “Rabbim beni şerefli kıldı” der.Buna karşılık onu darlıkla sınayıp da rızkını kısıverince: “Rabbim bana ihanet etti” der.(Fecr,15,16).
İnsanoğlu, kendisini yoktan var eden, çeşit çeşit nimetler veren Allah'a karşı nankörlük yaptığına göre insanlara karşı da yapacaktır, demektir.
Ancak bu istenilen ve övülen bir durum değildir.Ayet insanların bu durumunu övmüyor tam tersine kötü bir hal olduğunu dile getirmektedir.
Bizim kültürümüzde de nankörlük hiç tasvip edilmemiştir.Hani şöyle bir hikaye vardır. Hocaları talebelerine her gün tatlı üzüm ikram ederlermiş Nasıl olduysa bir gün üzüm ekşi çıkmış.Ama talebeler üzümü yerken gülümseyerek yemişler.Hocaları üzümün ekşi olduğunu farkedince öğrencilere:
-" Yavrularım.Madem üzüm ekşiydi.Üzümü yerken yüzünüzü neden ekşitmediniz?"diye sorunca,öğrenciler şöyle cevap vermişler:
-"Hocam! Yıllardır tatlı üzüm yedik.Bir gün ekşi çıktı diye yüzümüzü size karşı ekşitmek yakışır mı?
İşte böyle nankör olmayan insanlara ihtiyaç vardır.
Sanırım günümüzde en büyük nankörlük Erdoğan'a yapılan nankörlüktür.
-22 yıllık süre içinde bir çok insan rüyasında bile göremeyeceği mevki ve makamlara geldi.Ancak o mevki ve makamlarda görevleri bitince bir çoğu toz olup kayboldular.
-Seçim çalışmaları sırasında eski bakanlık, milletvekillik,il,ilçe v.b. görevleri yapmiş çoğu insanı sahada göremedik.
-Cumhurbaşkalığı seçiminde Erdoğan kazanmasın diye K.K.nın broşörlerini dağıtan sakallı ve baş örtülü kardeşlerimizi Kiramen Katibin melekleri not almıştır.
-Babasını 28 Şubatçılar boncuk boncuk terletirken mahalli seçimlerde 'Erdoğan'a kaybettirmek' için elinden geleni yapanlar " Sırların ortaya çıkacağı gün"(Tarık,9) sizleri de bu ümmet tanıyacaktır.
-Yıllarca irtica/mürteci damgasını size vuranlara, yıllarca baş örtülüleri üniversiteye sokmayanlara,yine yıllarca hayal ettiğiniz üniversiteyi katsayı adı altında size okutturmayanlara yüreğiniz nasıl " EVET" diyebildi.
-Celladına aşık olmayı biz hikayelerin bir konusu zannediyorduk. Meğer gerçekmiş.
-20 yıl boyunca ev araba alanlar,bolluk içinde yaşayanlar son yılın sıkıntısını eski yıllara saysaydınız olmazmıydı?
-20 yıldır maaşları iyi olanlar son yılın düşük maaşını eski yıllarda ki konfora saysaydınız olmazmıydı?
-20 yıl boyunca ucuzluk yaşayanlar son yılda yiyemediğimiz şeylere " sanki yedim" deyip vefanızı ortaya koyamazmıydınız?
Yoksa " VEFA" sadece İstanbul'da bir semt adımı kalacaktı?
-Hani dava diyordunuz.
-Hani dik dur eğilme bu millet seninle diyordunuz.
-Hani pazara kadar değil,mezara kadardı.
-Hani Necip Fazıl' dan şu cümleleri aktarıyordunuz:"Kim var diye seslenince,sağına,soluna bakmadan,ben varım diyenler..."
Neredesiniz,göremiyorum yoksa dağıldınız mı?
Okçular tepesindekiler!Sizler neredesiniz? Yoksa aşağıdaki ganimetlere mi koştunuz?
Yoksa bir zamanların menfaatçı kesimlerin sloganı olan " Biz dolmuş beklemeyiz,gelene bineriz" anlayışı tekrar geri mi geldi?
Abdulvasih DURAN