Arabesk müzikte 3 BABA isim vardı. Hatta herkes o isimlerden bahsederken mutlaka yanına BABA kelimesini eklerdi. Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur ve Orhan Gencebay.
Orhan’cılar kendilerini Ferdi ve Müslümcülerden ayırır biraz. Onlar Gencebay’ın müziğini tam arabesk olarak nitelendirmez. Hatta Orhan Gencebay da müziğine arabesk demez. Ama yıllardır öyle bilinir, öyle söylenir, dünden bugüne de öyle gelmiştir.
Müslüm Gürses’in vefatı ve sonrasında yapılan o etkileyici Müslüm filmi, arabesk müziği tekrar gündeme taşımıştı. Hatta yakın zamanda Bergen filmi de o dönemin müziğini yeniden bizlerle buluşturmuştu.
Birkaç gündür de tüm Türkiye merhum Ferdi Tayfur’un unutulmaz şarkılarını dinliyor. 2026’ya girmeden de mutlaka filmi sinemalarda gösterime girer.
Arabesk müzik kültürü özellikle 70’li yılların Türkiye’sinde popüler olmaya başladı. 80 ve 90’larda zirve yaptı. Yasaklara uğradı, TRT’ye sokulmadı. Ayıplandı, aşağılandı ama kendisine her daim yol buldu.
Düşünsenize 200 bin kişi aynı anda Adana’dan gelmiş gariban bir adamın (Ferdi Tayfur) konserini izledi Gülhane’de.
Velhasıl Ferdi Tayfur da, Müslüm Gürses de, Orhan Gencebay da milyonlara sevdirdi kendini. Acıyı, kederi, özlemi notalara sarıp sundu dinleyiciye ve karşılığını fazlasıyla da buldu.
Peki neden bu kadar çok sevildi arabesk müzik? Yıllardır musiki ile iştigal eden biri olarak sorarım hep evet bizim Halk müziğimiz, Sanat müziğimiz vardı, sonradan popüler müzik hatta şimdiler de çok anlamasak da yeni tarz müziğimiz var ama arabesk müzik hepsinden daha fazla tuttu toplumda, daha çok sevildi.
Ben biraz tembellik edip bunu yapay zekaya zordum. Aldığım cevaplar, aslında hepimizin bildiği tahmin ettiği şeylerdi.
Yaşanan ekonomik sıkıntılar, köyden kente, kırsaldan büyükşehre göç, memleket özlemi, aşk acısı, parasızlık, yaşanan onlarca zorlukları kendilerine en güzel aktaran müzik sanırım arabesk oldu.
Onda kendini buldu insanlar, şarkıda anlatılan acı onun acısıydı, onun yaşantısıydı, onun özlemiydi.
Bir de yanık sesli söylüyorsa, daha da hoşuna gidiyordu. Durdurun dünyayı başım dönüyor diyordu bir gün, kula kulluk edene yazıklar olsun diye lanet okuyordu ertesi gün. Yakarsa bu dünyayı garipler yakar diye de feryadı vardı.
Müslüm Baba’dan sonra Ferdi Baba da ahiret alemine göçtü. Sevenlerini fazlasıyla üzdü. Allah Orhan babaya hayırlı ömürler versin. Öyle bitirelim biz de yazımızı.