Araç kullanmayı çok seven biri değilimdir. Ehliyetimi bile 29 yaşında aldım. Hiç merak etmedim arabaları, hala markalarını bilmem. 

Dost sohbetinde şöyle araba alacağım diyerek özelliklerini ballandıra ballandıra anlatan arkadaşları sessizce dinler, anlıyormuş gibi kafa sallarım.

Ankara istikametine giderken Bozüyük’te, Balıkesir istikametine giderken Susurluk’ta sıkılır eğer yanımda eşim, dostum biri varsa bir an önce direksiyonu ona satmaya çalışırım. 

Ancak yine de fena sürücü sayılmam. Motoru kasksız kullanmanın dışında ceza yemedim. Bir de Bankalar Caddesi’nde yanlış parklanma var, onu unuttum. 

Hız tutkusu olan biri de değilim. Kaza da yapmadım henüz, beni görmeyip yandan vuran servisçi abimizi saymazsak tabii. 

Şimdi bu kadar bilgiyi neden paylaştım sizinle? Memurdan temiz araba diye yazıyı bitirecekmişim gibi gelmiş olabilir size. Yok öyle değil. İnegöl trafiğine ilişkin birkaç paylaşım yapmak istedim.

İnegöl trafiği zordur. İstanbul kadar zor değil tabi. İstanbul sıkıcıdır. Sizi saatlerce bekletir 5 dakikalık yolda. Hep derim ihtiyaç molası veremezsiniz, kenara çekemezsiniz. 

İstanbul sabrı öğretir, öğretir ama sizi de çileden çıkarır. İstanbul kadar değil ama zor gerçekten İnegöl’de araç kullanmak.

Bir kere her an yanınızdan bir bisiklet, motosiklet çıkabilir. Yanınızdan olsa yine iyi, ters yönden tıngır mıngır pazardan dönen bir dede çıkıverir önünüze mesela. Onun için ayağınız hep frende olacak. 

Kurallar da ters İnegöl’de. Bizim baba dediğimiz döner kavşakta trafik kurallarını asla uygulamayız. Yol hep döner kavşağa girendedir. Geçmeye kalkarsanız korna ile uyarı da alırsınız. Ben uyarı olarak değerlendiriyorum onları, siz nasıl duyarsınız bilmem.

Yayalara yol verme konusunda da çok istekli değilizdir. Hatta üzülerek söyleyeyim yayalara erkek sürücülerin kadınlardan daha çok yol verdiğini gözlemliyorum. Bu benim gözlemim aksini düşünenler olabilir. 

Tabii yayalara yol vereceğiz ama bazen pişman edenler de yok değil. Yola kendini hızlıca atan ama sonra slow motion videoya geçenler de az değil. 

Bunlar da sorun değil yayaların ışıklarla hiç işi yok. Kendisine ne yandığının da önemi yok. Araçlara yeşil yanıp kendisine doğal olarak kırmızı yanan bir yayanın yol vermedi diye araç sürücülerine bağırdığına şahit oldu bu gözler. 

Yolları dar, bozuk, park yeri bulmada zorlanılan bir yer İnegöl. Büyüdükçe trafik karmaşası da cabası. Hele ki sabah okul servislerine, akşam sanayi çıkışına denk geldi iseniz yandınız. 

Eskiden çift yönlü iken Park Caddesi’nde müziğin sesini diplemiş, kolunu aracın camından çıkarmış ağır ağır gidip etrafı süzenler var ya. İşte onlar çıkardı İnegöl trafiğinin tadını zamanında, biz değil. Haksız mıyım?