Ayşe Bayraktar yazdı

Yüzük, Türkçe bir sözcüktür. Parmağa takılan halka demektir. Arapça’daki karşılığı hâtemdir, mühür anlamına geliyor. Arapça’da hem el hem ayak parmaklarına takılabilen taşsız yüzüklere halka veya halaka denilir.

İLK YÜZÜK TAKAN KİM?

İnsanlık tarihinde ilk evlenen Hz. Âdem babamız ile Hz. Havva annemizdir. Nikâhlarında yüzük taktılar mı bilmiyoruz ama tarihi kaynaklara göre; İnsanların evlenince yüzük takma adetleri eski Mısırlıların inançlarına dayanıyor.

Milattan 3000 yıl önce Mısır'da yaşayan insanlar halka şeklindeki cisimlerin, sonsuzluğu temsil ettiğine inanıyorlardı. Dairenin başlangıç ve bitiş noktası olmadığı için böyle bir temsilde bulunmuşlardı. İlk metal yüzükleri de Mısır firavunları kullanmıştır.

HÜKÜMDARLAR DA YÜZÜK TAKIYORLARDI

Yüzük deyince akla ilk önce nişan ve evlilik yüzükleri geliyor ama aslında yüzükler tarih boyunca pek çok farklı konumların sembolü olmuştur. Firavunların, kralların, piskoposların, başpiskoposların mühürleri yüzüklerinde olurmuşdu. Yani yüzük sadece sonsuzluğu ya da aşkı değil, gücü de sembolize ediyordu.

HZ. SÜLEYMAN’IN YÜZÜĞÜ

Eski Ahid’de de yüzüğün mühür olarak kullanıldığına dair çok sayıda kayıt vardır. Bu yüzüklerin en meşhuru Hz. Süleyman’ın yüzüğüdür.

Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v) yabancı devlet başkanlarına  davet mektupları yazmaya karar verince üzerinde; “Muhammed Resûlullah” ibaresinin yer aldığı ve serçe parmağına taktığı bir gümüş mühür-yüzük kullanmaya başlamıştır. Ancak Peygamberimiz erkeklerin altın yüzük ve altın ziynet takmasını yasaklamış bunu kadınlara yakıştırmıştır.

HZ. PEYGAMBERİN YÜZÜĞÜ

Hz. Peygamberin devlet yüzüğünü, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman da kullanmıştır. Bu yüzük 650 yılında Medine’deki Eris Kuyusu’nda abdest alan Hz. Osman’ın parmağından düşerek kaybolmuş, buna üzülen Hz. Osman aynı ibareyi taşıyan yeni bir yüzük yaptırmıştır.

Peygamberimiz (s.a.v) zamanında mehir olarak belirlenen miktarın içerisinde mutlaka yüzük de yer alıyordu.

TÜRKLERDE YÜZÜK

Türk kültüründe yüzük; süs eşyası, nişan ve hâkimiyet belirtisi olarak hem İslâmiyet’ten önce hem İslâmiyet’ten sonraki dönemlerde önemli bir eşya olarak yerini almıştır.

Türkler, İslâm öncesi dönemlerden itibaren yüzüğü nişan alâmeti olarak kullanmıştır. Türkçe’de nişanlanmak için “yüzük takmak”, nişanı bozmak için de “yüzüğü atmak” tabirleri kullanılmaktadır. (Devam edecek)