İslam coğrafyasında farklı dini yorumlar, at etinin tüketimi hakkında çeşitlenen görüşler sunmaktadır.

Dini hükümlerin yanı sıra kültürel etkenler de bu konudaki çeşitliliği pekiştirmekte.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu konudaki açıklamaları ise bu tartışmaya açıklık getirmektedir

Kur'an ve Sünnet, at etinin tüketilmesi konusunda doğrudan bir yasak içermemektedir. Ancak Hanefî ve Mâlikî gibi bazı İslami mezhepler, at etinin "tenzihen mekruh" olduğunu belirtirler.

Bu terim, at etinin kesinlikle haram olmadığını, fakat daha iyi alternatifler varken tercih edilmemesi gerektiğini ifade eder.

Özellikle İmam Ebû Hanîfe ve bazı Mâlikî alimler bu görüşü desteklemektedirler.

Diğer yandan, Şâfiî ve Hanbelî mezhepleri ile Mâlikîlerin bir kısmı, at etinin tüketilmesini "mubah" olarak değerlendirir.

Bu yaklaşıma göre at etinin yenmesinde dini açıdan herhangi bir sakınca yoktur. Bu mezhepler, at etinin tüketimine dinî bir engel olmadığını savunur

Anadolu coğrafyasında ise tarihsel ve kültürel nedenlerle at etinin yenilmesine mesafeli bir yaklaşım benimsenmiştir.

Özellikle geçmişte atların sivil ve askeri amaçlar için yoğun olarak kullanılması, at etinin tüketimine yönelik çekinceleri artırmıştır.

2017 yılında yapılan bir açıklamayla Din İşleri Yüksek Kurulu, at etinin örf ve adetlere uygun olarak yenilebileceğini belirtmiştir.

 Bu, at etinin dini açıdan caiz olduğunu, ancak toplumsal kabuller çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgular.

Böylece, İslam dünyasında at eti konusu, dini yorumların yanı sıra tarihsel ve kültürel etkenlerle de şekillenmekte, farklı coğrafyalarda farklı yaklaşımlarla ele alınmaktadır.

Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu konudaki esnek yaklaşımı, yerel örf ve adetlerin de dikkate alınmasını sağlamaktadır.

AYŞE BAYRAKTAR