Bahara bakınca, bir yanım

Tomurcuk güllerde sen varsın Sultanım!

Güneşe bakınca, bir yanım  

Gün ışıklarında sen varsın Sultanım!

Şafak sökünce, bir yanım

Kızıl tan yerinde sen varsın Sultanım!

Gökyüzüne bakınca, bir yanım

Beyaz düşlerde sen varsın Sultanım!

Bulutlara bakınca, bir yanım

Hüzünlü yağmurlarda sen varsın Sultanım!

Denizlere bakınca, bir yanım

Mavi duru dalgalarda sen varsın Sultanım!

Rüzgârlara bakınca, bir yanım

Savrulan yapraklarda sen varsın Sultanım!

Dağlara bakınca, bir yanım

Ceylanların gözlerinde sen varsın Sultanım!

Semalara bakınca, bir yanım

Özgür kuşların kanatlarında sen varsın Sultanım!

Yıldızlara bakınca, bir yanım

Ziyanın içinde parlayan sen varsın Sultanım!

Yağmurlara bakınca, bir yanım

 Damlacıklarla temizleyen sen varsın Sultanım!

 Ağaçlara bakınca, bir yanım

 Tutunacak tek dalda sen varsın sultanım!

 Dünyaya bakınca, bir yanım

 Tek önder, tek rehber sadece sen varsın Sultanım!

 Kurana bakınca, bir yanım

 Kâinatta kutlu son peygamber sen varsın Sultanım!

 Ben aciz bir günahkârım, sana hayranım

 Hesap gününde şefaat edermisin sultanım?

SANA SEVDA AĞIR

               Gökyüzünün kirpiklerinden düşen

                Bembeyaz kar taneciklerini seyrediyorum

                Gözlerim soğuk

                Kalbim sensizlikle donuk

                Ey kışı içime bırakıp giden vefasız!

                Vicdanın hiç üşümedi mi?

                Senin kalbinede ayaz işlemedi mi?

                Hani baharı müjdeleyen yeşil çimen gözlerin?

                Hani güneşi kökünde gizleyen sarı başak saçların?

                Hani cemreler düşüren ümitle sırlanmış sözlerin?

                Belli ki, sana sevda ağır

                Sende yok, marifet ise sadakatte sabır

                Ey vefasız! Cesaretin varsa sevdanı geri çağır!       

ALİ ZİYA