Emin Yıldız yazdı
Ölümle başlayıp cennete varan,
Uzunca bir yoldur, burdan ötesi.
Bir meçhul korkudur ruhunu saran.
En kritik nokta surdan ötesi.
Kimine sefadır, alemi kabir.
Kimine ezadır, azabı kebir.
Bin kere tükenir tahammül, sabır.
Bu noktaya varış, zordan ötesi.
Tedbirden vaz geçme, davranma gafil.
Saltanat beklerken, olursun sefil.
Sura üflemekle memur, İsrafil.
Bu surla başlıyor sırdan ötesi.
Her beden dirilir nebat misali.
Gayret ve sabırla bekler visali.
Ve yeni bir surla ibret timsali,
Bedenle ruh olur bir den ötesi.
Yeni var oluşla, yeni bir hayat,
Mahşer yeri artık yevmel arasat.
Ruhlarda vehim ve endişe kat kat.
Belki sonsuz azap, şurdan ötesi.
Ameller yazılır, çizilir tek tek.
Teraziyle miskal ölçülene dek.
Ne çetin azaptır, karar beklemek.
Utanıp sıkılmak, ardan ötesi.
Sıratı mustakim üzere yaşa,
Sıratı, korkusuz geç baştan başa.
Allah hiç vadinden döner mi? Haşa!
Cenneti âlâ dır nardan ötesi.
İmanı hakiki, ameli salih,
Bir kula gülerse dünyada talih,
Cennettir mekânı, apaçık sarih.
Var mıdır, böyle bir vardan ötesi?
Salih amel ile düşsek yollara,
Mevlanın ikramı bitmez kullara.
Karışmadan ateşlere küllere,
Hak cemali görmek, nurdan ötesi,
Eminim ki olmaz burdan ötesi.