Kapına geldim bak; eskisi gibi
Elimi sımsıkı tutarsın diye
Gülüşünle bahar etkisi gibi
Can olup bana can katarsın diye.

Bir daha ters düşmem, gık demem sana
Öldürsen kalbimden çık demem sana
Ne istersen iste “cık” demem sana
Korkarım kaşını çatarsın diye.

Yalanım var ise beter olayım
Günbegün tükenip her dem solayım
Al dersen doktordan rapor alayım
Nabzımda bir tek sen atarsın diye.

Siyaha “beyaz” de kabul ederim
Sen ne istiyorsan ben onu derim
Kapında kölenim, gönüllü erim
İstersen pazarda satarsın diye.

Ne suçum var ise belki affeder
Belki birkaç güzel cümle sarf eder
Belki gözlerinde vuslat lütfeder
Yine dizlerimde yatarsın diye

ETME GEL

Ben böyle bilmezdim seni
Hani yoktu bize engel
Beş paraya satma beni
Değerimi hiç etme gel

Bensizlik sana kâr değil
Sensizlik bana yar değil
Sevilmek sevmek zor değil
Kolayları güç etme gel

Hayat sensin kuraklaşma
Ürün sevgi çoraklaşma
Ellerimden ıraklaşma
Uzaklara göç etme gel

İsyanda gönlümün marşı
İntizarım sarsar arşı
Sakın ola bana karşı
Günah etme suç etme gel

Arada bir kapım yokla
Al beni koynunda sakla
Sevip sarıp öpüp kokla
Kollarını aç etme gel

Bizim şarkımızı çaldır
Kadehine beni doldur
Aşkıma şerefe kaldır
Yudum yudum iç etme gel

İnce düşün biraz incel
Sevenini sev ki yücel
Hasan’ı almadan ecel
Zamanı çok geç etme gel.

Hasan Hüseyin Yılmaz