Merhaba sevgili okurlarım,
Bayağı uzun bir aradan sonra tekrar klavyenin başına geçtim. O kadar çok konu birikti ki hangisini yazsam bilemedim. Bu yaz çok sıcak geçiyor; malumunuz, kuraklık tehlikesi ile karşı karşıyayız ülke olarak. Birçok şehrimizde barajlar ve dereler kurudu. İnegöl'de durum çok farklı değil; yakınlardaki derelerin birçoğunun suyu kurudu, barajlarda su seviyesi %30'larda ve tehlike her geçen gün büyüyor. Tabii ki insan, kendi sonunu hazırlamakta en mahir olan varlıklardan birisi. Yine kendi sonumuzu hazırlıyoruz sanki; su kaynaklarını doğru kullanmayan, israf eden ve değersiz üretimler için çok değerli suyumuzu harcayan bir ülke olduğumuz için bu sonuca kendimizi hazırlıyoruz...
Avrupa'ya gidip gelen birçok arkadaşımızdan duyardık: "İnsanlar yere bir çöp bile atmıyor, çöp atsalar hemen ceza yiyorlar, ne temiz sokakları var, nasıl düzenli, tertipli!" Allah, Allah ya, bir şey soracağım; o aynı Avrupa'da yaşayan arkadaşlar buraya gelince ellerindeki çöpleri hunharca sokaklara atıyorlar sanki. Burada kural yok, kaide yok. Anlamıyordum... Ne yapmak istiyorlar diye. Sonra İnegöl Belediyesi güzel bir adım attı. Sonuna kadar destekliyorum onu da belirtmek isterim. Düşündüm ki aynı cezalar İnegöl'de uygulansa ve arabasından, balkonundan çöpünü atanlara, aynı şekilde cezalar yazılsa; eskimiş koltuğunu, kırılmış klozetini, tadilat yaptığı evinin molozunu benim sokağıma, benim dereme, benim evimin önüne, benim parkıma atanlara şöyle güzel cezalar yazılsa...
İnegöl Belediyesi, sokaklara çöp atan, yüksek sesle müzik dinleyen, yani birlikte bir şehirde yaşamanın kurallarına uymayan arkadaşlara 590 bin TL ceza yazmış. "Ne var bunda?" diyeceksiniz; işte Avrupa'da yapılanların aynısı, şimdi görelim bakalım yere çöp attığınızda gelen ceza sizi ne kadar mutlu edecek... İnşallah İnegöl Belediyesi bu karardan vazgeçmez ve birlikte yaşadığımız bu şehrin sokakları, caddeleri, dereleri, gölleri tertemiz olur.
Ha bir de unutmadan söyleyeyim; eskiden her esnaf kapısının önünü süpürürdü, şimdilerde hepimiz bekliyoruz birileri gelsin kapımızın önünü süpürsün diye.