Boş tribünlere oynamanın hiç de istenilecek bir şey olmadığını Covit-19 hastalığı nedeniyle seyircisiz oynanan maçlarda hepimiz bir kere daha görmüş olduk.
“Taraftarlık; bir şehri tribünden sevmektir” diye futbol takımını kent kimliğinin bir parçası gören güzel bir söz vardır. İlçe stadı çevre duvarları ve tribününün tamamlanarak faaliyete geçtiği 1967 yılı öncesi ilçenin amatör takımları lig maçlarını Bursa’da oynardı.
Tribünlerde yaşadıklarını “İnegöllüler olarak; tribünü doldurduk, stadı inlettik, rakibi bastırdık” şeklinde hatırlarlardı.
Bir üst kimlik olarak İnegöllülük; ilçe takımlarının tribündeki taraftarının her zaman aklında idi. 1970’li yıllarda ilçe takımlarının maçları esnasında başlayan “İnegöl” tezahüratı tribündeki herkesin aidiyet duygusunu bir anda harekete geçirirdi.
İnegölspor ise her İnegöllünün kendini ait hissedeceği bir takım olarak 1984 yılında hayatımıza girdi. “Taraftarlık; bir şehri tribünden sevmektir” anlayışı “Efsane Maraton” Grubunun sosyal medya paylaşımlarında da görülür:
“Benim Takımım, Benim Şehrim, Her Yerde Desteklerim”
“Ekmeğini Yediğin, Suyunu İçtiğin, Şehrini Sev Kardeşim, Pazar Günü Şehri Müdafaa.”
“İnsana Özlemek Yeter; Bir Şehri, Bir Bordo-Beyaz Sesi, Bir de Seni İnegölspor’um.”
“Tribün liderleri; kitlesinin genel tutum ve davranışlarını belirleyen, organizasyonlarını plânlayan, yönetim ile etkileşim sağlayan ve taraftarı temsil eden bireylerdir.
Yaygın kullanımda tribün liderliği ile eş tutulan amigoluk kavramı taraftar gruplarına göre, tribün liderinin hiyerarşik olarak alt basamağındaki yardımcılarından biridir.
Ancak tribün liderleri, futbol hafızalarında yerleşik bir tabir olan amigoluğu; tribünde yetişen ve uygun zamanda ortaya çıkan bir doğal lider ya da kanaat önderi olarak tanımladıklarından kendilerini amigo olarak da nitelemektedirler.”
Bir başka ifade ile amigo tribünde taraftarı coşturan, tezahürat yaptıran kişidir. Tribün lideri taraftarlarca benimsenen, amigolar tarafından liderliği kabul edilen kişidir.
Futbol çevreleri; 1965 yılından itibaren Eskişehir tribünlerinde gördüğümüz Örhan Erpek’i ülkenin ilk amigosu, 1982 yılında Beşiktaş’ı desteklemek üzere kurulan Çarşı Grubu’ndan Alen Markaryanı ise ülkenin ilk tribün lideri olarak görür.
159 1970’lı yılların başında ilçe tribünlerindeki durum ilk paragraftaki “Tribünde yetişen ve uygun zamanda ortaya çıkan bir doğal lider” ifadesindeki gibi, maçı izleyen grup içinden biri ya da birileri öne çıkıp tribünleri hareketlendirir ve amigoluk görevini o gün için yerine getirirlerdi.
İlçe tribünlerinde amigo olarak adlandırılan ilk kişi Demirspor camiasından Varol Can’dı. Varol Can; ortalama bir seyirci gibi maçı izler, ilerleyen dakikalarda görev bilinci içinde öne çıkar tribünleri harekete geçirirdi.
1970’li yılların bir diğer amigosu da Ahmet Orhan (Pele Ahmet)’dı. Dönem dönem tribüne çıkar, ilçe takımlarının başarısı için çaba gösterirdi.
TURHAN ŞAHİN'İN İNEGÖL'DE FUTBOLUN 100 YILI isimli eserinden düzenlenip yayına hazırlanmıştır.