Turhan Şahin yazdı

“Köy Kanunu Sekizinci Fasıl” Madde 68, 69, 70; Köy sınırı içinde herkesin ırzını, canını ve malını korumak için köy korucuları bulundurulur. Her köyde en aşağı bir korucu bulunur, nüfusu binden yukarı köylerde her beş yüz kişiye bir korucu daha tutulur. Korucular Köy İhtiyar Meclisi tarafından tutulur ve köy muhtarının vereceği haber üzerine kaymakamın buyrultusu ile işe başlar.

Maddenin devamında; Korucuların 22 yaşından küçük ve altmış yaşından büyük olmaması ve bir cürüm ile cezalandırılmamış, iyi huylu tanınmış bulunması ve herkesle kavga çıkarmak, sarhoşluk gibi huysuzlukları olmaması şarttır. “Madde 72 Korucular köy muhtarının emri altındadır”.

Bu kanunun tatbik edildiği alanlar; Köy sınırları içinde, şehir ve kasaba haricinde olup, belediye hududu içinde veya dışında bulunsun, zirai mahsulat ekilmekte olan sahalardır. Korucular; bazen bekçi, bazen ormancı, bazen de jandarmanın görevi yaparlar.

Korucular silahlıdırlar, silah ve mühimmatları devletçe karşılanır. Karşı gelenler jandarmaya karşı gelmiş olurlar. Silahları çoğunlukla av tüfeğidir. Kasabada görev yapanlar yalnızca tarım alanlarını koruma görevi yapmakla yükümlü iken, köyde görev yapanların “Köylünün ırzını ve canını” da koruma yükümlülüğü de vardır.

Çok geniş bir sahayı dolaşarak kontrol etmeleri gerekir. Şapkalı üniformaları ve omuzlarına asarak dolaştıkları av tüfekleri ile pek de kolay olmayan bir iş yaptıklarını anlarsınız. Bazen köyün merasını korumaları gerekir, bazen tarlalarda dolaşan çocukların ve başıboş hayvanların verdiği zararları önlemeye çalışırlar, bazen de kavga eden iki köylünün arasında kalırlar.

Korucular özellikle ekim dikim zamanları yoğundurlar. Otlatılan hayvanların kişilerin tarlalarına zarar vermemeleri için çobanları ya da hayvan sahiplerini sürekli gözetim altında tutarlar. Zarar veren hayvanlara el koyma hakları da vardır. Bu gibi durumlarda direnmeler, karşı gelmeler ve kavgaya varan tartışmalar yaşanır.

Altmışlı yılların sonlarından seksenli yıllara kadar Yeşil Camiden itibaren Hocaköy Altı denilen bölgeyi kontrol eden Artvinli Korucuyu çok iyi hatırlıyorum. Bütün gün tarlaları dolaşır akşamüzeri de Cerrah Yolu’ndaki kahvehanelerde akşam çayını içer evine dönerdi. Düdüğü, şapkası, tüfeği ile oldukça heybetli bir hali vardı rahmetlinin.

Tarım alanları şehir merkezinden uzaklaştıkça, korucular da hayatımızdan çıkmış oldular. Bazen ilçe pazarına inen köy korucularına rastlamıyor da değiliz. İsimlerine gelince o da değişikliklere uğradı. Dönem dönem Köy Mallarını Koruma Memuru oldu, Çiftçi Mallarını Koruma Memuru oldu ama sanırım “Korucu” onların da bizim de en sevdiğimiz isim oldu.